Sonsuzluğa gebedir arzla arşın arası
Gelibolu koyunda görünmez yer karası
Misk ü amber kokuyor şehidimin yarası
Tutuşmuş alev ateş yanıyor Çanakkale
Mesafeler yok olmuş, daralıyor buutlar
Şerha şerha yarılmış can evimde umutlar
Rüzgâr ağıt yakarken yaş dökmekte bulutlar
Şahdamarı kesilmiş, kanıyor Çanakkale
Bu kurşundan sıkleti taşıyamaz ayaklar
Taşında toprağında bin bir hatıra saklar
Yarına umut taşır kan kırmızı şafaklar
Maskeli suretleri tanıyor Çanakkale
Yürek denizlerinden donanmalar geçiyor
Şahadet şerbetini yudum yudum içiyor
Canlar gurbet elinden öz yurduna göçüyor
Herkesi kendi gibi sanıyor Çanakkale
Kalbe saplanmış hançer, yüreğe sızı inmiş
Kanaryanın sırtına kızıl akbaba binmiş
Göğümün mavisine kara bulutlar sinmiş
O karanlık günleri anıyor Çanakkale
Goncalar bahçelere sıra sıra dizilir
Yürekler parçalanır, bakan gözler süzülür
Mezarının taşına “meçhul asker” yazılır
Hasreti gözyaşına banıyor Çanakkale
M.Nihat MALKOÇ