Karanlığığa Mektup
Kendimi özledim biliyo musun? Özlediğim sadece kendim değil, bir de sonu gelmez bakışlardaki anlamsız hüzünleri.Yani seni...
Uzun zamandır unuttuğum bir dilden konuştun benimle.Kendine dil olarak sessizliği seçtin. Her yerde konuşabilen sessizliği...Sen konuştukça ben ipi kopmuş bir tesbih gibi dağıldım hüzünlere.Geçmişim sarı ve soluk fotoğraflarını bir çocuk tedirginliğiyle topladım ıslanmalarına aldırmadan. Ruhuma günlerdir yağmur yağıyor mevsimsiz. Ben resimdim, sen nokta, ben zamandım sen saat sesi.
Artık eve dönüyorum. Göğsümde hiç gül olamayacak bir goncayı, çocuk tedirginliğiyle taşıyarak, merdivenlerden iniyoum karanlığa.Alkış sesleri ışığı doğuruyor.Ama ben hiçbir yere ait olamayan bir oyuncunungizli kederini oynuyorum. Karanlığın gözlerine bakarak haykırıyorum.Görebildiğim tek şey karanlık, elimde kalan tek şey de alkış sesleri...