Sıkıntıya değmeyecek kadar kısadır içkin hayat.Bizi anlatır inanca.
Akışkan zamanlardan geçer yakalayamayız bir ucundan.Bütünlüğü içinde
görebilmek gerek dünyayı, geleceği görmek.şimdinin içinde geçmiş
kadar. Düşünülen her şeyi söylemek, hep o aynı kelimelere yeni giysileri
giydirip konuşulmayan yerde sessiz kalabilmek kadar mümkün.
Yüz değiştirirken evrenin yapısı çözümü var mıdır dünyayı her şey
yolundaymış gibi yaşayıp yeryüzünün sınırlılığında insan sınırsızlığıyla
kolgezmenin.
Tanrı düşüncesini açıklamıyor.yüz çevirmişliği boşlukta yamalı bir
Sözdizimi.oysa konuşuyor insanla doğa,
Kaygıya ilintili
Kaygıda çığırtkan
Kaygının korobaşı yok oluşun dilsizliğiyle ılgılanan.
Tanrı ya da doğayı yoksayıp
Kendimizi gözden çıkarmamız değil midir ölüm?
]