Kırk Haramiler

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, Kırk Haramiler denilen kırk tane eşkıya varmış. Niye otuz dokuz veya kırk bir tane değillermiş? diye sormayın. Ben de bilmiyorum.

yazı resim

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, Kırk Haramiler denilen kırk tane eşkıya varmış. Niye otuz dokuz veya kırk bir tane değillermiş? diye sormayın. Ben de bilmiyorum.

Bunların şerrinden korkan bir kervan sahibi, kervanı korusun diye bir yiğit tutmuş ki görmeyiniz! Adamda bir bıyık varmış ki, her ucuna bir adam as. Adamımız tam bir insan ejderhasıymış diyeyim de siz anlayınız.

Kervan çıkmış yola, az gitmişler uz gitmişler, akşam olmuş mola vermişler.

Tam akşam yemeğini yiyip şöyle bir uzanmışlar ki, Kırk Haramiler kervanı basmış!

Bizim kervan sahibi, yiğidimizi aramış. Bakmış bir köşede uzanmış uyuyor. Bağırmış, çağırmış, dürtmüş. Nafile! Adamımız horul horul uyuyor....

Tüccarın yiğidi uyandırma çabaları Kırk Haramilerin dikkatini çekmiş. Onlar da toplanmışlar yiğidin başına, kırkı birden bağırıp, çağırıp, dürtmüşler. Yiğitte tık yok!

Bu sefer işin tadını kaçırıp, sıraya girerek yiğidimizi şey yapmaya başlamışlar. Bir, iki, üç......diye giderken sıra kırkıncı haramiye gelmiş.
O da tam işini bitirmiş ki, yiğidimiz uyanmış. Bir silkinmiş, kapmış kılıcı, Kırk Haramiyi de lokma lokma doğramış.

Uzatmayalım. Kervanımız ertesi gün yola çıkmış. Günler geçmiş ulaşmış menziline....

Tüccarımız, yiğidimize vaat ettiği parayı vermiş vermesine de, işine de son vermiş. Buna gücenmiş yiğidimiz. Ağam ne kusur işledim. Kervanı korumadım mı? Kırk Haramiyi kesmedim mi? İşime neden son veriyorsun? diye sızlanmış.

Tüccarımız gülmüş, İyi güzel oğlum da, ben her eşkıya baskınında seni düzerek uyandıracak kırk tane kulampara eşkıyayı nereden bulacağım? diye
cevabı yapıştırmış....

Bu hikaye nereden mi geldi aklıma?

Anlatayım efendim:

Hoca efendinin, Zaman isimli ceridesinde, "Herkül Millas" isimli zat, Milliyetçilik için, Bir hastalıktır. Bulaşıcıdır diye buyurmuş. Bizim Milliyetçi kardeşler, kızmışlar bu yazıya. Protesto kampanyası açmışlar
Zaman Gazetesine...

İzmirin Kestane Pazarı Camiinde vaiz iken, Müslümanlığı kimseye bırakmayan Hoca efendi, yıllar geçtikçe bir değişti bir değişti ki
sormayınız. Taktı Papa hazretlerini koluna, çıktı Utah yoluna. Hıristiyanı ile Musevisi ile bir diyaloga girdiler ki, düşman çatlatıyorlar.

Gerçi Kuran-ı Kerimin Maide Suresinde, Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim
onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez. diye yazıyor, ama kimin umurunda?

Hem onlar artık Kuran değil, Zaman Gazetesi okuyup, Samanyolu Televizyonu seyrediyorlar!

Ey Milliyetçi kardeşler!

Hoca efendinin, Zaman gazetesine niye kızıyorsunuz?

Veya Doğu Perinçekin, Aydınlık gazetesine niye kızmıyorsunuz?

Kırk yıllık Maocuların yayın organında, kırk yıllık Milliyetçilere taş çıkartacak yazılar görünce sevin. Kırk yıllık Müslümanları(!), hatta biraz da Türkçü numarası çekenleri, Hıristiyanı, Yahudisi, Rumu ile kol kola, al takke ver külah görünce üzül.

Sevinecek veya üzülecek bir şey yok aslında. Onlar bir ağacın dalları. Kökleri aynı topraktan besleniyor. Atlantikin öte yakasından. Hani Kola Turka içen ahalisinin sözde Türkleştiği ülkeden....

Yoksa, siz sahiden kendi başlarına, Rusyadaki malum okullarda, Müslümanlığı yaydıklarını, hatta Türkçülük yaptıklarını falan mı sanıyordunuz?

Rus Hükümeti de buna "göz yumacak" öyle mi?

Sizi uyandırmak için, bu saatte Kırk Haramiyi nereden bulsak, bilmem ki?

Can Macit

Başa Dön