KIYAMET HEZEYANI
Ne yaptım ?
Biliyor musun?
Aldım kağıdımı,
Bıçağımla ,katladım,
Ve kestim.
Eski usül.
Bir de,
Gözümüzü açıp ta,
"Merhaba" , dediğimiz;
Günlerdeki gibi.
Daktilom yoktu o günlerde.
Bir selamsız yabancı gibi,
Geçip gidiverdi sağ yanımdan.
Şimdi imkan var,
Ama daktilo devri kapandı.
Güzel resimlerde artık,
Hayalimdeki daktilom.
Bilgisayarım,
Bana fransızca şarkılar çalmakla meşguldü.
Yarım metre uzağımdaki klavyeye;
Üşendim varmaya.
Aldım kağıdı, kalemi,
Bıçağı;
Kestim eski günlerdeki gibi.
Yorgunluk,
Zamansızlık,
Eş zamanlılık,
Mide,karaciğer,
Beyin,
Bir de göz,
Bir de gönül.
Eser bir yerde ilham,
Kaderde varsa, yazar el.
Gönül çaresiz.
Kalp, zamanların bekçisi.
Ruh eşzamanlı ister istemez.
Şiire diye başlarsın.
İyi de ?
Bu duvar değil ki.
Tuğla, sonra bi tuğla daha,
Öresin.
Gözlerin,
Sadece ,
Bir fikir suçlusu gibi;
Şahitlik eder olacaklara.
Buna şiir de dahil,
Sen yabana atsan da.
Gel, gülüm.
Yaşa, gülüm.
Öğren, gülüm.
Şaşır, gülüm.
Öl.. Gülüm.
Toy değilsin.
Toy üstü de değil.
Geldiğinde neysen, osun.
Gelirken o vardı,
Gideceksin, o var.
Öyleyse,
Sana benzeyene, hoş gözle bakmak,
Belki tek vazifen.
Ağla.
Gönlüm ağla.
Şarkıya ağla.
Şizofren olup,
Dedemli,
Denize giren develi;
Şiire ve onu yazan şaire ağla.
Onun kadar,
Delirme özgürlüğün olmadığına ağla.
-Yorgun bedenim.
-Ellerimdeki, ağır alış veriş torbaları.
-Bayramınız olsun.
Artık ne eve gitmeye lüzum var,
Ne de sizi taşımaya.
-Ey kollarımdaki ağır yük.
Bırakıyorum sizi.
-Artık, açlığı düşünmeyeceğiz.
Yada belki yarını da.
Ben alışverişten dönerken,
Kıyamet koptu..
Karşıyakalı Ahmet Tunç CAKAR
4-Temmuz-2008 Cuma
"Sadelikler Üstüne Şiir Kitabı"