Lekesiz Olmalı Ayrılıklar da
Ayrılıklarda grurun, saygının
şaşkınım yitişine..
Yaşamdan öğrendiğim,
ne olursa olsun
bir şey eksiliyorsa,
kötü kokular saçıyorsa
yok zorlamanın yararı..
Devam edilirse sonuç
felaketce bir kopuş...
Oysa ayrılıklar da
başlangıçlar gibi sessiz olmalı...
.
Araya ötekiler girdiyse,
yalanlarla grileştiyse mavi,
üşümeye başlayan ruhların
ne ilacı vardır,ne de hekimi...
Buz gibi olduysa yürek
yararı yoktur geri dönüşün...
Bir şans daha denirse de
sonuç titreme nöbetleri..
.
Niçinlerde dolanmanlar,
öfke, kin, intikam büyütmeler,
suçlamalarla seslenmeler,
daha da yaralar ayrılıkları....
Yaşanmışları güzelliğince,
olduğunca bırakmak varken
kirletmek neden, niye? ? ? ?
Bir zamanlar
“sevdiğim, her şeyim” dediğinde
kara bir leke kalmak
hem de kendinin sürdüğü bir leke
verilen bir hak mı
kime ve niye? ? ?
Yaşanılan, yaşatılan
güzel, doyumsuz anlar,
bir suçsa, hataysa
tek kişilik değildi
İşlenirken oysa...
.
Tükenişe girildiyse
vazgeçmek gerek saygıyla
bir zamanlar “vazgeçilmezim” denilenden,
daha da karartmadan maviyi
sunulan güvenle verilmiş
imkansızların anısına....
.
Yaşam defteri sonlanınca,
beden üşüyüp, yorulduğunda,
ruh nasıl tertemiz,beyazlar içinde
bırakıp onu gidiyorsa,
onur, grur zedelenmeden
suçlamaya girmeden,
lekesiz ve sessizce
olmalı ayrılıklar da....
.
15/04/2004
Nesrin Göçmen