Baş ucu kelimeleri...
Gece lambasının dalgın bakışlarında kanayan bir sinek vızıltısı kadar sarı...
Gözlerin batmış kayıkları kadar engin sulara saplanmış ve ağlayana kadar nerede birikmiş olan göz pınarlarımın ince ince damarlarının gizemini sevdim. saatin akrebiyle denizin yengeci arasında gezinen kıyım kıyım gülümsemelerimi sımsıkı yuttum... ve mutluydum
Saatin pençesini ellerime aldım ellerimin sıcak ve alıngan beyazıyla kavradım bana verilen tüm hayatı. dünü yarını biriktirdim şimdi.
ve bir ses çıkardım bir ses ekledim...
söküldü şafak döndü gün...
baş ucu kelimeleri gece lambasının dalgın akışlarında sarardı Güneşi...
ve sarardı kızıl adımlarıyla gelen Güneş...
ufukta değişen dengenin ihtişamıyla kavradım tüm hayatımı...
dünü yarını biriktirdim şimdi.
ve bir ses işittim bir ses döktüm... vazoyu devirip suyu kaybettim ...annemi uyandırdım annemi güldüm...
bir çiçek kırıldı bir adımla ve çocuk simit tablasında biriktirdi dünü ve yarını çocuğun çocuk yüzünü sevdim. çocuk orada simit orada... hayat tamda buradaydı... su gibi akıp giden zaman... bir çiçeğin çocuk mısrasını nasıl da beslerdi...
Lüferin yaprakları.
çiçeğin çiğ yenmez haliydi.
dün ve yarın işte şimdiydi.
Tavsiye: zaz - je veux