Mutlak Sözcük

O yürek çırpıntısını, iç burkulmasını, ağlamaklılığı, birebir ve aynen sevgilide yaratabilecek bir sözcük olmalıydı. Anlamını açıklamaya gerek kalmaksızın, duyan kişide aşkı yaratabilecek bir sözcük. Tanrı’nın yüzüncü adı gibi, aşkın tek sözü…

yazı resimYZ

1964 yılının haziran ayında, bir kadını öldürmeye teşebbüsten tutuklanan Rodney Hail, uzman doktorların raporları sonucunda akıl hastanesine kapatıldı ve oradan bir daha hiç çıkamadı. Tutuklandığı günden ölümüne kadar kimsenin bilmediği bir dil konuşan ve sürekli bir şeyler yazan Hail’e Paranoid Şizofreni teşhisi konmuştu. 1984 yılının şubat ayında, hastane odasında bileklerini keserek intihar eden Hail, geçen yirmi yıl içinde ilk kez ana dilinde bir cümle yazmıştı ve bu onun intihar mektubuydu.

Sorry my love. I couldn’t find A.W.

Hail’in evinden bulunup yargı aşamasında kullanılmak üzere delil olarak el konulmuş binlerce sayfa karalama, ölümünün ardından, akıl hastanesi başhekiminin kardeşi, edebiyat profesörü Jeffrey Snow tarafından incelemeye alındı. Hail’in hastanede kaldığı yirmi yıl içinde yazdıkları da incelenmesi gereken belgelere eklenmişti. Snow’un araştırdığı A.W. idi. İntihar mektubunun “Üzgünüm aşkım” sözüyle başlamış olması ilk etapta kısaltmanın, Hail’in sevgilisi Agnes Wind’in isminin baş harfleri olduğunu düşündürmüştü; ancak bu doğru değildi.

Snow’un incelediği belgelerin arasında İngilizce şiirler yazılı, 1957, ‘58, ‘59 ve ‘60 yıllarına ait dört adet ajanda ve bilinen tüm dünya dillerine ait en geniş kapsamlı sözlükler vardı. Ajandalardaki şiirler, Hail’in öldürmeye teşebbüs ettiği sevgilisi Agnes Wind’e ithaf edilmişti. Son şiirin tarihi olan 18 Kasım 1960’dan sonra yazılanlarda İngilizce sözcüğe rastlanamıyordu. Bu tarihten sonraki karalamaların tümünde A.W. kısaltması başlık olarak kullanılmıştı. Elle yazılmış ve tamamı dolu sayfaların kalanında Latin alfabesiyle oluşturulmuş milyonlarca sözcük görülüyordu ve hiçbirinin bilinen bir anlamı yoktu. Profesör Snow, Hail’in hastanede yattığı 20 yıl boyunca elinden düşürmediği sözlüklerden, bu kelimelerin sadece İngilizce’de değil, dünya dillerinin hiçbirinde de varolmadığını ve hepsinin Hail tarafından uydurulduğunu anlamıştı. Anlamı olan sözcüklerin ise üzeri sonradan (Sonradan olduğu kullanılan kalemlerin değişikliğinden anlaşılıyordu) karalanmıştı. Profesör, araştırmasının beşinci ayında, başlık olarak A.W. kısaltması yerine Absolute Word sözünün kullanıldığı sayfayı gördüğünde Hail’in neyi aradığını anlayabilmişti. Mutlak sözcük’tü aranan. İncelemesinin sonunda yaklaşık altıyüzbin sayfanın içinde, İngilizce yazılmış olan, daha doğrusu herhangi bir dilde bir anlamı olan, sadece o tek sayfadaki tek başlık “Absolute Word” idi.

Profesör Snow’un araştırmasına son noktayı ekibindeki iletişim uzmanı Davit Rain koydu. Binlerce yıldır insanların edebiyat alanında çırpınıp durmaları, hissedilenleri ifade çabasıydı. Rodney Hail bilinen dillerin, geçen binyıllar boyunca bu çırpınışta yetersiz kaldığını anlamıştı. Gelmiş geçmiş tüm edebiyatçılar nice şaheserler yaratmış, ancak hissettiklerini tam olarak yansıtamamışlar veya başarsalar bile gerekli geri beslemeyi alamadıklarından başarısız olduklarını düşünmüşlerdi. Bu nedenle Hail, aşkı anlatabilecek bir “Mutlak Sözcük” olduğuna inanıyordu. O yürek çırpıntısını, iç burkulmasını, ağlamaklılığı, birebir ve aynen sevgilide yaratabilecek bir sözcük olmalıydı. Anlamını açıklamaya gerek kalmaksızın, duyan kişide aşkı yaratabilecek bir sözcük. Tanrı’nın yüzüncü adı gibi, aşkın tek sözü… İletişim mantığına aykırı olan ve daha çok büyü sayılabilecek bu çaba, Hail’in akıl sağlığına ve hayatına mâl olmuştu.

Başlangıçta bir melankoli ile gelen bu çılgınlığın, Hail’in, Agnes Wind’e duyduğu aşktan kaynaklandığını anlayan Profesör Snow, araştırmalarının sonucunu bir mektupla bayan Wind’e bildirdi. Tamamı resmi ve bilimsel bir İngilizce ile yazılmış olan o buz gibi mektup nihayetinde aşkı sevgiliye anlatabilmişti ama; ardına kaybedilmiş bir hayatı alarak.

Başa Dön