Okulda Veliler Temizlik Yaparsa Ne Olur?

Anayasanın 42. Maddesinin 5.paragrafında:İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.hükmü yer alır.

yazı resim

OKULDA VELİLER TEMİZLİK YAPARSA NE OLUR?

ÖMER AKŞAHAN

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı

, örgün eğitim kurumları olan İlköğretim ve Liselerin her türlü kurumsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla genel bütçeden ayrılan payı doğrudan ya da Valilikler eliyle kullandırmaktadır. M.E.B., İlköğretimin zorunlu sekiz yıla çıkarılmasının ardından daha önce Ortaokul Müdürüne tanıdığı satın alma, ihale yapma yetkisini, İlköğretim Okulu Müdürlüklerine tanımamış; bu işi İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine bırakmıştır.
Anayasanın 42. Maddesinin 5.paragrafında:İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.hükmü yer alır. Bu hükme göre, Devlet

in, zorunlu kıldığı İlköğretim Okullarının her türlü ihtiyacını karşılaması gerekmez mi? Gelin görün ki, zorunlu olmayan ve Bakanlığa bağlı resmi Liselere her yıl Bütçenin ilgili fasıllarından milyarlarca lira ödenek gönderilmekte ve okul ihtiyaçlarını kendi oluşturduğu komisyonlar aracılığıyla çeşitli firmalardan temin etmektedir.
Bu durumda, Devlet zorunlu kıldığı kurumları ödeneksiz bırakıp, zorunlu olmayan kurumlara ödenek sağlayarak

, deyim yerindeyse, anayasa suçu işlemektedir.
Kaynak yetersizliği

nin yarattığı çarpıcı örneklerden birini, olayı anlamamızda yardımcı olacağı düşüncesiyle yazıma almak istedim. Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim Antalyanın merkezindeki İlköğretim Okulu, 2003-2004 öğretim yılı açılışı öncesi tüm medya kuruluşlarında ***Bağış yapmayan velilere okulda zorla temizlik yaptırılıyor!***şeklinde manşetten haksız biçimde teşhir edilmiş ve okul müdürü adeta çarmıha gerilmek istenmiştir.
Okul yönetimi yeni bir eğitim öğretim yılına hazırlık amacıyla çevre düzenlemesinin yanı

sıra okulun tüm birimlerinin temizliğini okul-aile birliğinin desteği ile gerçekleştirme kararı almıştır. Okula maddi destek sağlayamayacak velilerin de gönüllü olarak temizlik işinde yardım edebileceği ifade edilmiştir.
Veliler belirlenen günde okulu elbirliği ile temizlemeye çalışırken okulu bir anda TV kameraları ve muhabirleri basar. Okul Müdürü o an okuldadır. Tüm saflığı ile oku

lu Antalyada her yönüyle örnek okul yapmaya çalıştıklarını, bunun için de velilerle dayanışma içinde hareket ettiklerini TV mikrofonlarına anlatır.
Sansasyonel haber yaratmada dünyada başka

bir örneğine rastlamadığımız medya, mal bulmuş mağribi gibi olayı yeterince incelemeden çarpıtır ve okul müdürünü olayın en büyük suçlusu gibi gösterir. Bu karalama kampanyası ulusal basında Hürriyet, Milliyet gibi gazetelerin yanı sıra onlara ait TVlerde de yer alır. İlginç olan da şu, olay Pazar günü yaşanmaktadır. TVde haberin yayımlanmasının akabinde Milli Eğitim Bakanı açıklama yapar, Sorumlular hakkında gereken işlem yapılacaktır! beylik laflarıyla hassasiyetlerini dile getirir. Milli Eğitim Müdürlüğünün müfettişleri de olay mahallindedirler! Sanırım o okulda Tanrı Korusun!- üç ölü, beş yaralama gerçekleşmiştir.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni olan Ertuğrul Özkök manşete taşınan okul haberinin ne denli dayanaksız olduğunu anladığında konuyu İşin Bir de Bu Tarafı Var başlığı altında ele alıp, bağlı olduğu yayın organının haksızlığını cümle aleme ilan etmek zorunda kalmıştır. Olayın kaynağı

olan şikayetçi veli, okulu temizlediği için gururunun kırıldığını belirtmiş. Özkökse yazısında: Temizlik yapmak, insanın gururunu kıracak iş midir? Bu ülkede ve başka ülkelerde milyonlarca insan hayatını bu tür hizmet işlerinden kazanıyor. Bu işi yapmaktan dolayı gururun kırılmasını anlamıyorum. Pariste öğrencilik yıllarımda aldığım burs, evimizin geçimine yetmiyordu.diyerek, eşinin ve kendisinin çalışmak zorunda kaldığı ağır işleri anlatıyor. Okula yapılan her işin ancak şerefli iş olması gerektiği fikrini işliyor.
27 yıl

severek yaptığım öğretmenlik mesleğinin tam 15 yılını ise kurucu müdürlük yaparak geçirdim. Bu okulu, okulun müdürünü tanıdıktan sonra yapılan haksızlığa isyan eden genç bir öğrenci velisi gibi ben de isyan etmemiz gerektiğine karar verdim. Ne yazık ki, Türkiyedeki tüm ilköğretim okulları ödeneksizlik içinde kıvranmakta ve Saldım çayıra,Tanrım kayıra.felsefesiyle yönetilmektedir. Bunu, görüştüğüm her yöneticiden duymaktayım.
Bu konuda söylenecek çok şey olduğunu ancak yaşayanlar bilir. Ben de yaşayan birisi olarak konuyu yeniden gündeme taşımayı bir görev kabul ettim. Ha, unutmadan söylemeliyim, okul müdürü hakkındaki soruşturmalardan aklanmışsa da, bu kez Basına izinsiz demeç vermekten soruşturulmakta ve belki de büyüklerimiz öyle istedi diye, ceza alacaktır.

***Tanrım

, ne garip bir ülkede yaşıyoruz, değil mi?***

Yorumlar

Başa Dön