Öylesine Bir Gündü...

Öylesine bir gündü. Öylesine yürüdüm sokaklarda. Gülen yüzler de gördüm, canı sıkılanlar da. Yaşamın ağır yükü altında eğilmiş olanları da, lüks aracında caka satanları da.

yazı resim

Öylesine bir gündü. Öylesine yürüdüm sokaklarda. Gülen yüzler de gördüm, canı sıkılanlar da. Yaşamın ağır yükü altında eğilmiş olanları da, lüks aracında caka satanları da.

Bir bebek ağlıyordu beyaz camda, akşam haberlerinde. Duygu koymuşlardı adını onu bulanlar, duygusuzlara, vicdansızlara inat. Yaşamı kucaklıyordu o yumuk elleriyle ve incecik kollarıyla. Büyüyecekti. Ama, bir yuva sıcaklığını tatmadan. Bir anne sıcaklığını yaşamadan, koklayamadan. Koşup oynayacak, gülecekti belki ama hep bir şeyler eksik kalacaktı.

Güzel bir kız olacaktı belki, sevip sevilecekti.Kendisi de bir anne olacaktı günün birinde. Yavrusunu bağrına bastığında içi yanacaktı belki. Kimse beni böyle sarmadı ki, gözümde yaş olsa, benimle ağlayan, hastalığımda başımı bekleyen olmadı ki... Geceleri üstümü örten, şefkatli elleriyle saçlarımı okşayan, sıcak dudaklarıyla alnımdan öpen olmadı ki diyecekti belki.

Başka bir yerde, süslü bir bebek arabasında uyuyup kalmıştı bakımlı bir kız çocuğu. Sevgi dolu kucaklarda, şımararak büyüyen. Teyzeler, amcalar, dedeler, büyükanneler arasında büyüyen. Ve bir diğerinin de artık yeni yuvası kendisi gibi terk edilmişleri barındıran bir kurumdu. Bakıcı anneler ve çocuk viyaklamaları arasında büyüyecekti. Bir yudum sevgiye hasret, ana kokusuna hasret. Öylesine bir gün olsa da benim için, kadersiz bir kız evladının kaderinin belirlendiği bir gün olmuştu bugün. Gözünde hep bir hüzün olacaktı. Kimsesizliğin ve terk edilmişliğin o tarifsiz kokusu sinecekti üstüne. Öylesine bir gündü işte.
] ]

Yorumlar

Başa Dön