Çelimsiz yokluğuma sığınan soytarı gelgitlerime
bir suçu gizlemek için muhteşem yalanlar arıyorum
Varlığıma nakışlı kullanımı yasak sözcükler benim
sınadım gerçekleri, çocuktum uçurtma gölgelerinde
Ah “ Sutianma “
Kazaya uğradı, kayboldu benliğim. Vurgusunu yitiren
keder, kıdemsiz dizelerde kesif sevinçti. Görüntüsü
çoban üzmeyen gece, vadesi gizli sırdaşım;
eğri boşluğum, ıssız bir kanyona bakan duvarlarında
bakılmamış gümüş aynalar arıyor.
Tanrım! Persialı bir kadın gibi utangaç gökyüzü!
Öyle alımlı ve öyle cesur
bedeli peşin ödenmiş sitemler
kayıtlı yıldızlara! Niçin
öyle saf ve öyle ürkek!
En olmadık yerde narsist etkiler taşıyan taşlar
savaş baltalarında, izdüşümü sabır yenilginin
sessiz nesnelerinde
Ah “ Sutianma “
Henüz kullanılmamış
dahası hiç okunmamış dil ötesi sözcüğün sığınağı!
Bilinç dışı andım, aşkı sınadım göz düşümü duygularımda.
Yükselen burcum, yeni bir evrenin varlığında teselli ararken
yasak sözcüğüm, gençliğimin mitolojik çöllerinde,
benim için derin kuyular kazıyor.
Ah “ Sutianma “
Bakılmamış gümüş aynam!
Sınadım gerçekleri, çocuktum uçurtma gölgelerinde,
sırdaşım, yasak meyve sevgilim…
Öteki benim, seviştiğimiz ağaç gölgelerinde!
