Sahipsiz

Ağzımızdan çıkan her sözcük senin sigara dumanın kadar gereksizdi. Uçup gidiyordu sessizce. Hiç bir yüreğe değmeden ama zarar vererek.

yazı resim

Karanlık.
Görünmüyor hiç bir şey. Gökyüzünde parlayan bir yıldız yok. Kim bilir belki gökyüzü de yok olmuştur. Kuşlar nerede uçuyor öyleyse ?

Bir de sessizlik var. Sensizliğe bürünmüş karanlıkla bütünleşmişcesine. Oysa burası güneş ve gökyüzü varken de sessizdi. Hatta müziği sonuna kadar açtığımız ay ve gökyüzünün var olduğu gecelerde sessizdi. Uykumuzdan çalıp sohbet ederek sabahladığımız gecelerde sessizdi. Yorgun argın eve geldiğinde sana yaptığım kahvelerde öyle...

Ağzımızdan çıkan her sözcük senin sigara dumanın kadar gereksizdi. Uçup gidiyordu sessizce. Hiç bir yüreğe değmeden ama zarar vererek. Hissettiklerimizi anlatmadığımız her anımız sessizdi seninle. Ve bizim dudaklarımız hep kilitliydi. Hiç sesimiz çıkmamıştı ama şarkıları hep sen söylerdin bana herkesin duyabileceği tonda. Keşke yalnızca kulağıma fısıldayarak söyleyebileceğin şarkılar yazsaydın. Orada kopsaydı bir çığlık.

Olmadı ama... Olsun.

Haa, bir de soğuktu sessiz geçen zamanlarımız çünkü göğüsüne yatmadan, yüreğindeki sıcaklığı hissetmeden ısınmıyordu ellerim, ayaklarım.

Yıllardır kör ve dilsiziz seninle. Artık alıştım, korkutmuyor beni karanlık. Ama öyle bir karanlık ki belli değil hiç bir şey; sahi kime yazıyordum bu satırları ?

Tuğçe TAŞKINER

Başa Dön