yağmur yağıyor bu kentin üstüne
usul bir sonbahar edasında sürerken gece
yağmur yağıyor ıssız yalnız ağaçlara
yalnızlıklarını bir giz gibi saklayan ve
ışıltısı gidenin ardında kalan aşklara
kendi yüzümü çiziyorum bu şehrin
uzun büyük kaldırımlarına
baş harflerimi yazıyorum
sessizliği ömür süren duvarlarına
oysa çocukken inanırdım
sonu hep mutlulukla biten yolculuklara
yağmurda düşlemek için bir kenti
düşlemelisin önce kendini
ne geride kırıntı halinde bir acı
ne de unutulmaya yüz tutmuş
kırık dökük hatıraların
peşini bırakmayan sözcükleri
kısacası uzun bir sayfa ayırmalısın anılara
diyelim öfkeni tutuyorsun kınında
ve bir zaman daha tutmak dileğindesin daha
yasakları gizil çekiciliğinde sınarken
bilirsin bir serüvenin en çok ihtiyacı vardır
küçük sağlam adımlara
kendi gülüşümü çiziyorum bu şehrin
kıyısına vuran dalgalara