Selamın Yoktur Bende

Düşün Ey, sevda soysuzu, bencilliğin mayasında kabarmış nimetsiz hamur, düşün! Bu kıyametin ‘sur’unu nasıl bir acıyla üflüyorum da, yine de ölme diye Nuh’un gemisine çekiyorum bedenini, hepsini düşün!

yazı resimYZ

Selamın yoktur bende. Işığını aydan almış bu aşk kalemi, yazmaz artık senin adını. Bekleme gelmem, bekleme esmem rüzgâr gibi, yağmur olup inmem kuraklığına. Öyle bir ah koptu ki içimden, seni sevmenin kefareti der, aşkın sefaleti der, salıvermem peşine, korkma! Sahip olamadığın erdemlere sayarım ve yıllardır talan ettiğin bu sevdadan, asilce ayrılırım.

Elveda!

Bu kez, son bir defa seni görmeyi istemek yok. Son kez sarılmak, son kez izlemek gülüşünü, hiç biri yok. Yazık ki başımı öne eğdiren bir aşk lekesi olarak kalacaksın anılarımda. Yenisini katmaman, daha fazla bu canı yakmaman için, özlediğim mutluluğun kanatlarıyla uçuyorum hayatından.

Ankara’nın akasya ağaçlı yollarında başın dik gezer misin artık? Benden sonra, hangi kulağa fısıldarsın sevgi sözcüklerini? Ya da, muhatabı olmadığım gözlerinde, ıslak bir telaş olur muyum, bir gece vakti? İnan, bilmek istemiyorum.

Yasını tutacağım bir tek gece, hıçkırık gibi nefesimi kestiğin tek bir an bile yadigâr değil senden. Böyle hızlı adımlarla kaçışım, bir kez bile ardıma bakmayışım, soğutmuyor mu seni kendi yüzsüzlüğünden? Düşün Ey, sevda soysuzu, bencilliğin mayasında kabarmış nimetsiz hamur, düşün! Bu kıyametin ‘sur’unu nasıl bir acıyla üflüyorum da, yine de ölme diye Nuh’un gemisine çekiyorum bedenini, hepsini düşün! Yüreğimdeki kaç bıçak darbesinde parmak izin var, kaç kez kırdığın kalbimin üzerinde yalınayak yürüttün beni? Düşün Ey, zaferine fent karışmış, bayraksız âdem, düşün! Gençliğimi bitiren sevdandan, ömrümü kurtarmaktır bu! Yaralarını gülümseyerek öptüğüm bir adamı, uğurlamaktır. Yıllar sonra gerçek miydi diye soracağın bir aşk içinde, hayal olmaktır!

Uğurlar olsun, kokusunda bin bir dünya gezindiğim, sahte hayalim.

Son kez, elveda!

Başa Dön