öznesi vurulmuş bir cümleyim
devrilmişliğinin kasvetiyle kangren sancılara tüneyen
ve bunca kaçakken diz boyu durağan...
seni...
ömrümün müflis taciri
zamanın sultasında eskiyen coğrafyamın puslu haritası,
yenilgimin kızıl tuğrası,
"rotası silikleşmiş tufanıma bir yarayı daha kana"
parçalarken yüreğimi kapanan kapılar ardından
pusuda sağır bir kimsesizlik büyütür ellerini
ertelenmiş bir dirilişi yüklenirken kanatlarım
gözlerinde kör suskunluklar taşıyan bir alfabenin
avuçlarımda eksilen sesiyle
"bir gitmeyi daha kat kendine"
yırtık kefen yetimliğinde talan edilmiş emanetlerim
seni...
kavgamın tamamlanmış miadı
tenimde neşter yarası
konuşurken felaketine keyıtlı bir lisanı
"bir güneşi daha bat"
düş yorgunu bir kent sabahında
sesinde isimsizliğim
cebinde adressizliğim
avlunda kuraklığım
yüzümde sıtmalı gülüşlerle
ellerim çarmıha mahkum
gözlerinin alazında bir şehrin kuşatılmışlığı
yorgun bir halk isyanı
ve yenilgim
sonu yok mahşerime yol veren kıyametlerin...