son sohbetimizden sonra dalgalar içimdeki duvarlara çarpıyor, taşmak istiyorum.. bir sel olup kendime katmak istiyorum seni.. şuursuz yanlarımla bırakmak istiyorum seni geceme... bakarsın gecede bir güneşi keşfetmişiz, ya da cenneti işlermişiz seninle.. ab-ı hayat suyundan tatmışız ansızın.. en büyük sevdaya dair islenmiş destanları yutmuşuz..
kızıl yanlarından bakarız yıldızlara.. gözlerinde kendimi unuturum sonra... Thais dans eder karşımızda, Sapho cilveli gülüşleriyle renk katar gecemize...buruk tadını dağıtırken damağımızda elinden dolmuş şarabın, büyüsünde yitiririm kendimi ellerinin.. ellerin dolsun geceme.. tenin dolsun ellerime hoyratça.. ahh, bir yanım sende kalır, ben uzak yanında senin..
ve seni içmek isterdim şaraptan daha kutsal.. kaburgamın eksik yanı sensiz doldurulamaz bilirsin... elma sensiz ısırılamaz... Aspasya nın cazibesi sen olmadan yitemez..
seni karanlık dünyaların göklerinde buldum, üzerine perde çekiliydi korkulu... titrek ellerin gazabına uğramıştın.. ellerini, ellerimden saklamıştın.. şimdi çığırtkanlar duyurmalı ellerime ellerinin uzandığını..
neden sanki uzaklardan bakıyorsun sürekli.. neden sanki mavi gülümsemelerindeki gamzeleri göremiyorum.. neden dudaklarım tenindeki doyumsuzluktan bihaber...
kıvranır her yanım haşarı, bazen çocuk.. üşür yüreğim, ısıtamam sensiz.. umarsız şarkılarda ararım seni, ezgilerden ezgilere akarak.. hosçakalı olmayan bir merhabayı tadarak.. gözlerinden öperim..