sigara.. insanlığın nefret ettiğini iddia ettiği ancak milyonlarca insanın yine iddia edildiği üzere bilimsel olarak içerdiği kimyasallardan dolayı vazgeçilmesi zor ama imkansız olmayan yapay zehir olarak bahsettiği bu meret özde birçok insana ifade etmesi zor gelse de bambaşka anlamlar içeren bir yaşam sebebidir.. yaşantılara uygun olarak tüketiminin amacı değişen bu icat, varlığı boyunca insanlarda anlamlı olmuştur.. az önce okuduğum ve kimin yazdığını bilmediğim çok güzel bir açılımı vardır bu sigaranın, sizinle de paylaşmak isterim:
acını alır içinden,
yakar küle çevirir..
savurur duman gibi dağıtır..
mutluysan eğer,
izin vermez kendine saklamana
başlarsın anlatmaya,
paylaşmaya,
yoksa eğer yanında;
utana sıkıla istersin başkalarından,
sıcak dostluklar kurdurur insana..
canımımı esirgiyeceğim senden
al senin olsun..
hiçbir zaman vazgeçmem senden,
en sadık dostum,
sigara..
işte böyle birşeydir sigara.. o sebepledir ki tüketilir fark etse de fark etmese de kişi.. ve sorgusu, üzüntüsü, şüphesi yoktur aslında.. eğer gerçekten anlamışsan hayatını anlamlandıran şeylerin ne olduğunu.. üzmez seni sona yaklaştırması, mutlu etmez varlığı.. içenler için olduğu gibi kabullenmektir hayatı sigara.. görebilen; gördüğünü anlamaya-anlatmaya ve sonu her gün sabah kalktığında arzulayan içindir sigara.. demek değildir hayatı sevmiyorum.. hayatı olduğu gibi sevip böyle yaşıyorum demektir sigara.. onun için uğraşmayın bizle.. biliyoruz ne zaman duracağımızı, ne zaman azaltacağımızı.. bırakın bizi, paramız yettiğince, arzuladıkça ulaşabileceğimiz sevgilimizle.. biz de biliyoruz bize, hayatımıza zarar verdiğini.. ama bize zarar veren şeyleri kaldıracaksak ortadan eğer.. öncelikli olarak çok daha elzem şeyler var.. onları kaldırın.. kaldırın ortadan değer kıymetin, şerefin, sevginin, anlayışın, mutluluğun, paylaşmanın değerini bilmeyen insanları.. (bir saniye sigara yakacağım..) kaldırın ortadan iyiliğin, aşkın, fedakarlığın, ümidin ve hayal kurmanın değerini bilmeyen insanları.. kaldırın ortadan çalışmanın, emek vermenin değerli olduğunu, ilgi ve bağlılık gösterenlere hıyanet edenleri ya da görmezden gelenleri.. sizden istediğimiz bunları yapabilmenizden ziyade bizleri rahat bırakmanız.. biliyoruz biz de pasif içicilere rahatsızlık verdiğimizi, sağlıklarıyla oynadığımızı.. üzülüyoruz.. keşke etken olmasak diyoruz nasıl anlamlandırdıklarını bilmediğimiz sona yaklaşmaya.. ama öyle değil gerçek.. biliyoruz ki hayatta bizden çok daha önce onları öldüren şeyler var.. rahatsızlıktan öte dolaylı yollardan değil direk öldüren şeyler var.. kısıtlayın ama yok etmeyin bizleri.. izin verin olduğumuz gibi yaşayıp tüketelim ömürlerimizi.. eğer ki inanıyorsanız, imanınız var ise bırakın bizleri tanrı karşısına.. bizler hesabını vermeye razıyız, onun karşısında.. eğer ki inanmıyorsanız, imanınız yok ise bırakın bizleri biz böyle tüketmek istiyoruz anlamını çözmeye çalışırken yorulan, mutlu ve huzurlu tüketmek için çabaladığımız ama sonunu görmeyi uzaklaştırmak için bir sebep göremediğimiz ömürlerimizi.. bu kadar öz ve bu kadar içtendir aslında istediğimiz.. ama hayat ve içindeki kişiler izin vermiyor hayatımızı olduğu gibi yaşamamıza.. diğer konularda olduğu gibi kimse olması gerekeni olduğu gibi kabullenmiyor ve hayatı herkes için zorlaştırıyor.. her zamanki gibi, hayatı anlamayanlar ya da anlamak işine gelmeyenler..
