]
Estetik kelimesi söz konusu olduğunda pek çoğumuzun zihninde kadın silüeti belirmiştir. Bu ne bu günümüzün ne de dünümüzün imgelemidir. Bu imgelem taa insanlığın tarihi kadar eskidir. Kaldı ki; inanç sistemlerinde bile tanrının kadını estetik/görsel güzelliği için yarattığına dair bölümler bulunmaktadır. Ve geçmişten bugüne değin gerek yazıtlarla gerekse usta fırçalardan tuallere yansıyan çizimlerle, erkek vücuduna dair estetik kaygıya düşülmezken, kadın vücudu tamamen estetik açıdan işlenmiştir. Zira erkek, gücü ve güveni temsil edegelmiştir. Yalnız güzellik göreceli bir kavram olduğundan toplumlara, tarihe ve inançlara göre güzelliğin kriterleri farklılık göstermektedir.
Yeryüzündeki tüm canlılar biyolojik üreme için kendilerine eş seçerlerken bile çeşitli kıstaslara başvururlar. Organların simetrisi, tamlığı genel olarak sağlık belirtisi olarak kabul edilip ‘güzellik’ anlayışının temelini oluşturmaktadır.
Özellikle antik yunanda kadın bedeni geniş kalçalar, dolgun göğüsler ve tombul göbekle resmedilmişse de burada verilmek istenen daha çok kadının doğurganlığı ve tanrıdan sonra yeni bedenler yaratmasıdır ki; az önce resmettiğim özellikteki kadınlar daha çok kabul görmekteydiler. Çünkü geniş/kavisli kalçalar ve iri/dik göğüslerle hem anaçlığı hem de dişiliği temsil etmekteydiler. Tarih boyunca kadının yüklendiği misyon güzel ve zarif olmak, bulunduğu ortamı da kendi gibi güzelleştirmek olup çıkmıştır.
Dönem dönem zayıf kadın modeli de tarihte yerini almıştır. Ve bununla beraber tıp litaretürlerine bulmia ve aneroksia terimleri de girmeye başlamıştır ki; günümüzde de her iki hastalıktan muzdarip olanları yayın organlarında izlemekteyiz.
Aslolan insanın kendi bedenine duyduğu saygı olsa da zaman zaman hepimiz çevremizin değerlerini benimseyip onların beğenilerini genel geçer olarak alıyoruz. Oysa bu içine düştüğümüz hatalardan biri... Madem bu beden bize ait ve madem ki ondan biz sorumluyuz o halde onun isteklerini yerine getirmek ( bu bazen büyükçe bir bar çikolata olsa bile ) bedenimize karşı vereceğimiz en büyük hediye olsa gerek.
Şimdi siz yazıyı okurken ben mutfağa doğru yol alıp ( yöntem sonradan geri dönen yağlarla canımı sıksa da) kendimi şımartmaya gidiyorum :)