Hayatımdan çıkardığım son resimlerde yüzüm
bir başka gülüyordu.
Bir başkası gibi değil,
Hain saldırılarla yani aşka
yoğrulmamıştım daha /yorulmamıştım
Gülerliğin gelip geçiciliği
yakışır insana
savrulur daha başka anlamlara
yüzümün fotoğrafları
yoksa an mıdır gerçeksiliğim?
bakabilmekti derdim uzağa
gökyüzünün kesiştiği yerlere uzak derdim
ben –ufukmuş–
Bir hayli ansıtır yüreğimi
pişmanlıklar elinde çırpınan
çaresiz, yüreksiz ve sonu olmayan sevmeler
Kirletilmemiş yalnızlıklar olur
donmuş, kararsız vakitlerin akşamında
aklıma hüzünler gelirdi
unutulmak, karelere bölününce
bir yüreğin vardı
yüceler yücesi anlamlarla
belki göz yaşlarınla yıkanmıştı
Ruhumun dinlenişi serindir her nasılsa
onu kirletemem.
Her şeyden fazlası
hikayeler içinde,
unutulmuş hayatları bize vermek için yaratılmıştır.
Kendimi yalnızlığıma çağırıyorum
suçlarımı unutturmak için.
Bütün yosun tutmuş soyut kelimeleri
yaşantımdan çıkan hayatlara adadım.
Kaldırımları adımlayan her kimse
sonuçlarına katlanacaktır.
Sana söylemiştim kalbime örtülerini serme gönlünün
Yanmaya yüreğin vardı mutlaka
"Yavrum yaren nerende?"
Bir aşk türküsünden çok
cevap bulmak için sorulmuş bir sorudur
Gelmiyorsun, kapına çıkmadım daha
ama olsan da
bahar adını korurdu yapraklarla
gizlediğim öyle çok cevap oldu ki
utanırdım kendimden
Öyle bakma, öyle dolma derin sulara
gözlerin açık kalmasın
yum
ki gönlüm tazelendi
yıldırımlarda
Ne şen çocukluk şarkıları durdurur beni
Ne yaban ilmeği korkuların ellerimi bağlayan
Varır mı gönlüm
çobanaldatan kuşların kanatlarıyla sana?
Neşidesiz baharlar hiç yaz olur mu?