Sonrose.II
Sen gittin,
zalim bir şüphe bıraktın geride,
kırılgan aynaların akislerinde.
Ne varsa eskiye dair
sokak arkalarında,
hani can etine öldüresiye, kinlenerek
diş geçirdiğim
hayatın baldırlarından o kan lekesi,
tıpkı çocukluğumda
aynı kinle, ki tıpa tıp buna benzer,
kanına girmiştim kırlangıçların
bir sapan taşında,
damla damla düştü
çok zaman sonra yeniden ağ(s) ına gözlerimin.
Ve bu yüzden,
kiremit çatılı evlerin duvar aralıklarında
korkuyla büyür yavru serçeler.
Kinlendim öfkelendim yeniden,
toz kaldırdım tarla kuşlarının ardından,
gülleri silkeledim,
yaprak döktüm...
sen gittin.
meğer haklıymış annem,
'yuvalarını dağıtma,sonra...'derdi.
çok sonra farkettim.
Şimdi her gece uykularımda,
bir sapan taşında vururlar beni,
yavru serçelerin gözleri önünde.
sen gittin,meğer
beni huysuz günlerimden
gerisin geriye döndüren,
ağrıyan yanlarıma,
gidişinin armağanıymış
içimde kurumuş gözeleri yeşerten
göz yaşı!
bildim!
...
Değilmi ki,
merhametle yoğurmuş bizi Tanrı'nın elleri!
Sen gitsen de ben,
bir mümin kadar müsterihim