Topluma öğüt verme amaçlı olarak, hayvan, çanlı ve çansız varlıkları çanlı imiş gibi konuşturma sanatını bilirsiniz. Bunun ustalarını saygı ile anıyorum. İçinde bulunduğumuz ortama uygun düşeçek böyle bir hikayeyide ben aktarmak istiyorum size. Tabii izniniz olursa. Sakın birileri alınıp kırlmasın.
Şimdi tam olarak nerede duyduğumu anımsamıyorum ama kurbağaların ilginç bir davranışını size de aktarayım istedim. Eğer yanlış bir aktarma olursa onu da benim hafızamın eksikliğine verin. Kurbağalar belli sıcaklık değerinin altında ve yine belli sıcaklık değerinin üstünde yaşam fonksiyonlarını yitirirlermiş. Bir örnek vermek gerekirse kurbağayı alt limit sıcaklığının biraz üstünde su dolu bir kaba oturtalım. Suyun sıcaklığını yavaş, yavaş artıralım, kurbağa hiç oralı bile olmazmış. Ne zaman ısı üst limite gelir kurbağa durumun vahametini anlar kurtulmak için zıplarmış ama iş işten geçmiştir. Zıplayıp kurtulmak bir yana anında ölürmüş. Yani tehlikeyi anlayana kadar kıpırdamadan duran kurbağaya son hamle fayda getirmez imiş.
Son zamanlarda yurdumuzun durumu bana bu olayı çağrıştırdı. Öyle toplumsal ve ekonomik durumlarla karşı karşıyayız ki, şu an her kesin keyfi yerinde. Ama unutmayın altımızdaki kazanda su yavaş, yavaş ısınıyor. Ya iyice ısınmadan uyanıp kazandan çıkacağız, ya da sonumuzun kurbağanın sonu gibi olmaması için dua edeceğiz.