Çocuk sanki bir iskelenin tam ortasında bekliyordu.
Yere düşmüş başını kaldırıp doğruldu.
“Yaşamak çok güzel” dedi içinden...
Sanki ufkun başladığı yerde, güneş doğmak üzereydi…
Bir iki adım daha attı. Yavaş yavaş ilerledi. Dalga seslerini daha yakından duymak ister gibiydi.
Derin bir nefes alarak, sesin geldiği yere doğru ilerlemeye devam etti. Bir ara ayağı takıldı, düşecek gibi oldu. Çocuğun suya yaklaştığını fark eden annesi onu uyardı;
“Yavrum fazla yaklaşma düşersin”
Annesinin uyarısıyla çocuk biraz daha geri çekildi ve olduğu yerde durmaya başladı.
Önce üzerindeki kazağı çıkarıp yere koydu. Ardından tişörtünü… Bir hamleyle atletinden de kurtuldu. Hepsi aynı yerde yığılmıştı. Çocuk biran önce suya girmek istiyordu.
Annesi “daha erken” dedi.
Tarif edilemez bir duyguyu yaşıyordu küçük çocuk. Güneşi, suyu ve daha başka her şeyi, hiç olmadığı gibi huzur dolu düşünüyordu.
Tam bu sırada, çocuğun annesine ait cep telefonu çaldı. Telefonu açan anne, bir şeyler konuşup kapattı telefonu. Çocuğa döndü ve güldü. O da çocukta beliren sevinci yaşamaya başlamıştı. Kalbi daha hızlı atmaya, gözleri daha başka gülmeye başladı.
Telefondaki ses uzun süredir beklenen müjdeyi veriyordu.
Kadın çocuğa seslendi;
“Canım, banyo yapabilirsin, küvet hazır. Bu arada göz nakli için biri bulunmuş, yarın ameliyata giriyorsun”
Umut ve Çocuk…
Çocuk sanki bir iskelenin tam ortasında bekliyordu. Yere düşmüş başını kaldırıp doğruldu. “Yaşamak çok güzel” dedi içinden...