utanıyorum
bir komutanın savaş meydanında
bir asker cesedinden utandığı kadar
hayat dediğimiz bu savaşta
bütün askerleri vurulmuş
teslim olan onurlu bir subay kadar
utanıyorum
katıldığı her maratonu
yarıda bırakmış bir koşucunun
gazete sayfalarından utandığı kadar
hayat dediğimiz bu maratonda
bütün koşularım yarıda kaldığı için
utanıyorum
ameliyatta hata yapıp
hastasını öldüren doktorun
hasta yakınlarından utandığı kadar
iyileştirmeye çalışırken
bu içimdeki hayat aşkını
öldürdüğüm için
utanıyorum
umutlar bağlanıp
okullara gönderilen
ama tüm derslerinden kalan
o öğrenci gibi utanıyorum
hayat denen bu sınavda
bir iki yanlış
bütün doğrularımı götürdüğü için
utanıyorum
her durağa geç kalan
o emekliliğine bir iki gün kalmış
naif otobüs şoförünün
beklettiği yolculardan utanması gibi
utanıyorum bende
seni beklettiğim
ve hala gelemediğim için
çok ama çok
utanıyorum