Vakt-i Şiir

Başka konularda biraz fazla eğleştim mi, dostlarım sesleniyor oradan: Şiire dön Yuşa abi , şiire Evet, şiirin geniş, kuşatıcı ve diriltici evrenine çağırıyor aslında dostlarım İnsanı kirlerden, belki yaşadığımız günlerin karasından ancak şiirin temizleyebileceğine inanıyor. Haksızlar mı?

yazı resimYZ

Başka konularda biraz fazla eğleştim mi, dostlarım sesleniyor oradan: Şiire dön Yuşa abi , şiire
Evet, şiirin geniş, kuşatıcı ve diriltici evrenine çağırıyor aslında dostlarım
İnsanı kirlerden, belki yaşadığımız günlerin karasından ancak şiirin temizleyebileceğine inanıyor.
Haksızlar mı?

Günlerin, gündemin akışına bıraktınız mı kendinizi, adım adım umutsuzluğa, tükenişe sürükleniyorsunuz demektir.
Oysa insan, akıntının önünde durmalı, tersine çevirmeli akıp gideni.
Ne kadar durabilirsiniz akıntının önünde, tükenişi dirilişe, karayı aka döndürebilir misiniz?
Yazıcının kudreti de direncinin gücüyle ölçülür.
Sözcüklerini siper ettikçe sele, yitirilmekte olan kaleleri bir bir geri aldıkça ve direnenler, diriltenler korosuna sesini kattıkça var olur, yaşama şansı bulur.
Bu denli büyük karamsarlıkların önünde tek tek sesler değil, ancak bir anlamlı sesler korosu durabilir muhakkak.
Öyleyse akıntının önünde durmak isteyenler seslerini düzenli bir melodide birleştirmeli.
Birlikte güçlü ve ölümsüz şarkılar söylemeli.
Tek tek ne de çabuk yitiyor sesler
Ne çabuk karanlıklarda kayboluyor

Şiire dön Yuşa abi, şiire

Sen eskimeyen, yitmeyen, su verilmiş sözlere dön.

Aç toprağın kapısını yaz gelsin diyor ya Su Yandı şairi Rıdvan Memi.
Toprağın ardında yaz. Uykular cennet/düşler yosun kokusu

Şiir tükenir mi, umut tükenir mi, bir bin yıl geçse aramızdan.

Bir Yaslı Mızıka geceyi bölüp durmaz mı hep:

ne tuhaf! sisli bir akşamın ürperten inceliği

derin bir uğultu çıkarır göğsünden

ısrarlı vedalar! ki yaslı bir limana gömülmeli,

bir bin yıl var daha bir gülün

izini silmek için erken

koptu fırtına.. kopsun, bir çiçeğin teninde

aramızdan bin gülün sessizliği geçerken

Ve hakikaten kendi yalanına inanan adammıdır şair, Can Bahadır?

Ne kalır söyleyin, zamanın önünde, ne kalır?

Zaman geçer, insan göçer; günler varır varacağı limana, geride bir tek ölümsüz mısralar kalır.
Bundan mıdır -ve tabii ki bundandır- bilinmez, her şair, yalnız şiirleri kalsın ister kendisinden.
Vasiyeti yalnız şiirleri üstünedir.
Mal, mülk, çoluk çocuk uçup gider, o gidiş
Zamanı aşan bir selam gibi kalan, yalnız mısralardır.
İskender Pala, toprağı kazıp kazıp Ferhat gibi, Divan şiirinin incilerini çıkaran adam, Ve gazel yeniden diyor, yeni bir kitapla, gazel şerhleriyle Aşkînin bir gazelini yorumluyor orada; vasiyet gazelini.
Gazelin son beyti:

Lûtf edip ömrüm, unutma Aşkînin bu şirini

Yâduna al gâh, gâh anı anunla yâd kıl

Vasiyetinin son mısralarında şair, ömrünü yele verip savuran sevgiliye Ömrüm! diyor. Ömrüm! Lûtfedip Aşkînin bu şiirini olsun unutma! Kâh bu şiiri yâdına al; kâh şu zavallı aşıkını bu şiirle yâd kıl.

Bir şairden ne kalır mısralardan başka?

devr-i daim konuşmalarla

avunacak çocuklarım

benden geriye kalan

üç-beş şiirle belki de (Hüseyin Atlansoy)

Külebi, Terekesinde, dağıtır neyi varsa; aslolanı, en büyük hediyesini şairlere bırakır:

Daha ben ölmeden paylaşın/Sabrım zamanım karımın olsun/İşte boş cüzdanım cebimde/Oğullarıma kalsın

Dostlara bıraktım türküleri,/Gözlerimi delikanlılara./Hayallerim hepsine yeter./Bolca dağıtılsın kızlara.

Gövdemi şölen ettim böceklere,/Mezarıma milyonlarca dolsun./Özgürlüğü duyardı saçlarım/Bütün şairlere selam olsun.

Ya şiirler Külebi? Şiirleri en güzel kadınlar mı saklar, onlar mı bilir kıymetini? Böyle inanıyor olmalı şair:

Ben öldükten sonra bu mısralar

Kadınlara yadigâr olsun

Şiirlerinin dağılıp gitmesinden korkar bir şair en çok. Vasiyetinin baş köşesini şiir defteri alır.
Haksız mı Cahit Sıtkı korkusunda?

Ben ölürsem ölürüm, bir şey değil;

Ne olursa garip eşyama olur.

Bir hayır sahibi çıkar mı dersin,

Mektuplarımı iade edecek?

Ya kitaplarım, ya şiir defterim?

Yanarım bakkal eline düşerse.

Doğru dersin ey okur! Şiirsiz durulmaz bu kara gidişin önünde. Bu kayganlığın, bu yitimlerin, bu kirli çağın önünde şiirsiz ve duasız durulmaz.

Ya, siz beni ne ile sanırsınız?

Başa Dön