Yaşar Kemalin Ardından

Annem anlatıyor: Yaşar Kemal küçüklüğünde bir kaza geçirmiş.Yanılmıyorsam Kurban Bayramı sırasında koyun kesilirken o da izliyormuş. Koyunu kesen kişi, bıçağı elinden kaydırmış. Bıçak da onun gözüne denk gelmiş. Bağırmış Kemal, kanlar içinde kalmış. O günden sonra sağ gözü kör olmuş. Bu nedenle biz ona hep Kör Kemal derdik. O gençti. Benden büyüktü. Bir gün duyduk ki Yaşar Kemal, kominist kitaplarıyla yakalanmış. Sonra onu kominist diye Kadirliden kovdular. O da İstanbula gitti.

yazı resim

Cumartesi akşam köye, annemin yanına gittim. İçeri girdiğimde onu ağlarken buldum. Üzgündü. Ne oldu? diye sordum. Bizim, Kör Kemal ölmüş dedi. Ben de Allah rahmet etsin diyebildim.
Annemin Bizim Kör Kemal dediği, Türk Edebiyatının usta kalemi ve Dünyaca ünlü Yazarımız Yaşar Kemalden başkası değildi.
Yaşar Kemal, uzaktan da olsa biraz akraba düşüyordu bize. Annem, babam onu çok iyi tanırlardı. Annemin ablasının kızı (Teyzemin kızı), Yaşar Kemalin kardeşi ile evliydi. O nedenle Yaşar Kemal, annem ve babam tarafından çok iyi biliniyordu.
Annem anlatıyor: Yaşar Kemal küçüklüğünde bir kaza geçirmiş.Yanılmıyorsam Kurban Bayramı sırasında koyun kesilirken o da izliyormuş. Koyunu kesen kişi, bıçağı elinden kaydırmış. Bıçak da onun gözüne denk gelmiş. Bağırmış Kemal, kanlar içinde kalmış. O günden sonra sağ gözü kör olmuş. Bu nedenle biz ona hep Kör Kemal derdik.
O gençti. Benden büyüktü. Bir gün duyduk ki Yaşar Kemal, kominist kitaplarıyla yakalanmış. Sonra onu kominist diye Kadirliden kovdular. O da İstanbula gitti. Yerleşti. Sonra kardeşi Recep, ablamın kızıyla evlendi. Ona da Kürt Recep derdik. O da ayrı bir hikâye aslında. Evlendiler. Birkaç kez Yaşar Kemal geldi Kadirliye. Görüştük. Yaşar Kemalin çocuğu olmadı. Bu nedenle kardeşi Recepin çocuklarını çok severdi.
Onlar, aslında Vandan gelmişler. Yıllar önce Vanda Rus Harbi çıkmış. Oradan kaçıp Kadirliye gelmişler. Hemite Köyüne yerleşmişler. Kör Kemal de burada dünyaya gelmiş. Babasını camide vurdular. Yetim kaldı. Annesi sonradan evlendi. Bir kardeşi oldu. Ama hiç üvey kardeş gibi olmadılar. Kör Kemal, Recepi hep öz kardeşi gibi gördü. Çok iyi anlaşırlardı.
Çok kitap okurmuş. Şiirler yazarmış. Ortaokula giderdi. Bir ara Kadirli Mahkemelerinin önünde arzuhalcilik yapardı. Daktilo ile mahkemeye gidenlerin dilekçelerini yazardı. O zamanlar, okuma yazma olmadığından arzuhalcilik iyi bir meslekti.
Bir gün evini polis basmış Kör Kemalin. Hapse attılar. Kominist diye, halk hapishaneyi bastı. Meğer o gece komutan odasını değiştirmiş. Komutan da gelenlere Osmaniye hapishanesine gönderdik demiş. Halk dağılmış.
O dönemler, eşkıyalar vardı. Çoktu. En meşhuru Safiye Mehmet idi. Kör Kemal, bunun hayatını yazdı. Adını değiştirip İnce Memed dedi. Çok ünlü biri oldu. Nur içinde yatsın. Çok iyi bir insandı dedi.
Yaşar Kemali araştırdım internette. Annemin anlattıklarıyla birebir olmasa da birçok noktalar kesişiyordu. Her şey hemen hemen aynıydı
Gerçekten Yaşar Kemal in ailesi Vandan gelmişti. Van Erciş Yolu üzerinde Muradiye İlçesine bağlı Ernis Köyünden (Bu gün Ünseli Köyü) olan bir ailenin çocuğu olarak Hemitede dünyaya gelmişti...
Birinci Dünya Savaşından dolayı Adana'nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşmişti. Beş yaşındayken, babasının camide öldürülüşüne tanık olmuştu. Ortaokul döneminde çeşitli işlerde çalışmış. Annemin dediği gibi arzuhalcilik yapmış.
Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başlamış ve 1940-1941 yılları arasında Çukurovadan, Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınlanmış.1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâyeyi yayınlamış.
Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli gazetelerde yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet Gazetesine girince kullanmaya başlamış.
1947'de İnce Memed i yazmış fakat yarım bırakmış ve 1953-54te bitirmiş. Romanı yazma nedeni eşkıya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtiyor. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkıyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkıya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söylüyor.
Yaşar Kemal, Kadirlide arzuhalcilik yaparken, Kominizm Propogandası suçlamasıyla tutuklandı.
Bir yazısında bir öyküsünü okuyan ve hayran kalan mahkeme başkanının Buralarda durmayın. Sizi öldürürler, yazık olur. sözünü dinleyerek Ankaraya sonra da İstanbula gittiğini belirtir.
Cumhuriyet Gazetesinde muhabirliğe başlar. Röportajları yayınlanır. Vana giderek oradan röportajlar gönderir. Bu arada Van Gölündeki Akdamar Adasında bulunun kilisenin yıkılmasına engel olur.
Roman ve öykülerinde genelde Çukurova insanını anlattı. Onların sıkıntılarını mükemmel bir dil ve üslupla kaleme aldı. Eserleri birçok dile çevrildi. Birkaç kez Nobel Ödülüne aday gösterildiyse de bazı nedenlerden dolayı bu ödülü alamadı. Ama bunun dışında sayısız ödüllere sahip.
Yaşar Kemalin ölümü Kadirlideki akrabalarını yasa boğdu. Osmaniyenin Kadirli ilçesinde yaşayan kardeşinin eşi Fatma Songül, (Bizim Fatma Ablamız) yerel bir gazete haberine göre Yaşar Kemalin İnce Memed romanını nasıl yazdığını gözü yaşlar içinde anlattı. Yaşar kemalin kardeşi Recep Songülün eşi Fatma Songül, halen Yaşar Kemalin gençlik yıllarında oturduğu evde yaşıyor.
Fatma Songül, Yaşar Kemalin halen evin bahçesinde bulunan zeytin ağacının dibinde oturarak eserlerini yazdığını söylüyor.
Yaşar kemalin ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getiren Fatma Abla, Kayınımdı. Ben, o zamanlar yeni gelin olmuştum. Oraya masa koyardım. Kitaplarını burada yazardı. İnce Memedi, Tenekeyi de de burada yazdı. Sonra İstanbula gitti. Bizi hiç unutmadı. dedi.
Yaşar Kemala Allahtan rahmet diliyoruz. Dünya usta bir kalemini kaybetti.

Başa Dön