barış için mi? savaş
Avuçlarıma bir mermi çekirdeği gömdüm / Yarınlara güzel şeyler yeşersin diye... /
Avuçlarıma bir mermi çekirdeği gömdüm / Yarınlara güzel şeyler yeşersin diye... /
Gövdem çatladı / duygularım sızıyor git gide / karanlığa batıyorum
Sessizce yağmura karışıp / Yağıyorum şehrine / Bir nisan akşamında
Bilirsin! Aklıma eseni yaparım. Ama sen estin mi ne yapacağımı şaşırıyorum artık.
Kalbim konuşuyor, şiirler konuşuyor sadece sen anlıyorsun! Biliyorum. Kimi kasırga, kimi meltem ya da sonbaharda bir rüzgar..
Beynimde dışlanan radyo sesi, sigaramın yükselerek dağılan dumanı, oturarak çiğnediğim zaman sakızı, boğuk bir dolap sesi,
mermerin pis yüzü; beklenmedik bir öksürükle dışarı çıkmak istemeyen paslı ruhum, ihtiyacı birliktelikler zorunlu dostluklar...
Olmayanlar olması gerekenlermiş... Tek telli bir saz gibiydim ve akorsuzca çalınıyordu hayatım!
İstemesemde zorla dinletiliyordu bana;
Acı bir gülümsemeyle alkışlanıyordu olmayanlar, küçümseniyordu olması gerekenler. Bana göre ise; hiçbirşey olmuyordu.
Bir bir birmizin yaralarına / Merhemiz zannederken / Kangren olmuştu
Gözleri kanlı yüreği kelepçede / Yüzyıllardan beri / Kim vurduya
Sözün gelimi seviliyordu herşey / Gidişinde can yakıyordu / ve
sen gittikten sonra / Bu şehin ışıklarını hiç yakmadım /
varla yok arasındaki çizginin üzerine hegün tesadüfen basan adı zafer olan biriyim
bir avuç kelime
izmit
şiir,öykü,ögütsel,hikaye
charles bikowski,küçük iskender