Bayram Kaya

Kurtuluşun Felsefesi 163

Ve egemen kolektiflik kapsamında hakları korumanın parçalı belirişiydi egemen irade. Üreten egemen irade bütünden kişiye doğru hak ve hakkın korunma iradesi olurken; kişiden bütüne doğru, kolektif egemenlik ve kolektif irade oluyordu.

Kurtuluşun Felsefesi 162

Egemenler, mücadele tarihi dışında kalan alanlardaki cehaletin egemenliğini ahaliye halk egemenliği saydırıyorlardı. Egemenliğin üreten bir inşacı sahiplik olduğunu gözlerden gizleyen cavalacozular halka, "siz isterseniz saltanatı ve hilafeti bile getirtirsiniz" diyorlardı.

Kurtuluşun Felsefesi 161

Bu tarz egemenlikler eğriliği önceden gözetmekle, eğrilmeyi doğrultucu bir berhava oluşun ikna tarzıdırlar. Üreten toplumun yağmalanmasını ve sınıf çatışmasını doğrudan doğruya destekleyen bir ezilmeden yanallıkla güçlüden, zenginden yanallıktır.

Kurtuluşun Felsefesi 160

Düşünce, eylem, bilgi, üretim şimdiki gibi kolektif bilgi, kolektif düşünce, kolektif üretim olmadıkça uygarlık, şimdiki süreç düzeyi olanakla değildi. Günümüzdeki sosyo toplumun ve uygarlığın mevcudiyetinde hep kolektif birim zamanlı inşa vardır. Kişi düşünmesi bile kolektif bazlıdır.

Kurtuluşun Felsefesi 159

Kendinse mutlak diyen; mutlak irade diyen, iradesinin yanında yöresinde irade tanımayan El, şimdi meclisi dinlemeyi vaat ediyordu. Bu vaat argümanıyla El kendisinin mutlak olmadığını aşikar etmesiyle El, kendisinin mutlaklık alanını koruyan surda, gedik açtırmıştı.

Kurtuluşun Felsefesi 158

İttifak içinde totemi çatışma, etnik çatışmaydı. Etnik çatışmaya karşın, üreten yapıların birleşme çekimi vardı. Farklı kullanım ve farklı tüketim olanağı veren totem mesleki ürünler, grupların kendi aralarında birleşmenin paydası oluyordu. Paydaşlık nedenle farklı etnik gruplar aiti olan hemcinsler ittifak içinde sosyo toplumsa irade ile İNSAN olmuştular.

Kurtuluşun Felsefesi 157

Yani toplum içinde tüm olup bitenlerimiz adeta kuantum birim zamanlı, kolektif birimli süreçlerdir. Kuantum düzlemli acayip süreçlerin var oluş belirmesinin makro düzlemde beliren analojisi nedeni ile olan süreç içinde hemcinslerimiz KOLEKTİF oldular. Kolektif süreç bir birimlik zamanı birçok türlü kılmakla bunu E=mc2 olmakla söylüyordu.

Kurtuluşun Felsefesi 156

Vücudun içinde her biri kendi bir birimlik süresi içindeki kendi işlevi içinde birbirine bağıntı olup biten kalp, karaciğer, börekler, mide, immünolojik sistem, hematol, hematol basınç, enzimler, nöron sistemi, PH ortamı, hormonsal sistem gibi eş anlı birçok parça işler ayrı ayrı organ birimler üzerinde bir anda olup biterler.

Kurtuluşun Felsefesi 155

Şimdi ezilen kesimlerin mülksüz olmaları, geçmişteki kolektif yaşayış içinde oldukları zamanı gizemli bir varlığın çekimini, düşünce dünyası içinde çağrışıyordular.
Kendisini belli edip, kendisini çağrışan çekim; kolektif birim zamanlı, kolektif bir irade olan EGEMENLİKTİ. Kayıp üreten bileşenli kolektif paydaşlıktı. Kaybedilen kolektif oluştu. Kayıp yeni fark edilmişti.

Kurtuluşun Felsefesi 154

Kolektif zamanlı tutum ve kolektif birim zamanlı süreçlerden önce ne sahiplik vardı. Ne de mal-mülk vardı. Kolektif mülk sahipliğine karşı EL ne diyordu? ” Mülk benim. Ben mülkü dilediğime dilediğim kadar rızk diye verdim. Kiminin de rızkını kıstım” diyordu.

Kurtuluşun Felsefesi 153

Egemenlik Osmanlıdaki gibi taat, itaat, biat ve ibadet üzerine değildi. Daha sonradan anlayacağımız gibi Mustafa Kemal'in egemenlik anlayışlı özü "köylü milletin efendisidir" sözünden çıkaracaktır.

Kurtuluşun Felsefesi 152

Aslında her şeyi dini kalıpla anlayıp, anlatmakta da tarifsiz sıkıntı ve yanlışlıklar vardı. Yüzlerce yıl boyunca kendisine kulum diyen sultanın seslenmesi kulağında çınlayan sayın ahalinin; kulluk içinde yaşayan ahalinin, içinde olduğu köleliği anlaması kolay mıydı? "O mahi ki derya içredir, deryayı bilmez" misali

Kurtuluşun Felsefesi 151

Siz bilmeseniz de "kolektif egemenlik sizin dışınızdadır." işte Osmanlıdaki ilk Meclisi Mebbusan, tam da arkaik olan bu kolektif bilinçti. Arkaik kolektif bilinç, güncel içindeki karşıtlarıyla; yeni koşullarda yeni durumuyla ve yeni duruma bağlı konjonktürde yeniden bir dirimle vakti gelmiş zorunluluğun belirmesiydi.

Kurtuluşun Felsefesi 150

Sosyalizm olgusu kurtuluşa dek yeni başlangıç koşullarından biriydi. Sosyalizm olgusunu veren dayanışma, seyir halindeki bizim bağımsızlık savaşı denen tarihi oluşun reostası olmasıyla yeni başlangıcın yeni koşulları içine girmesi gereken yeni bir durumdu.

Groteski Olan Totemi Olan 3

İçe açık dışa kapalı çevre etkisinin sosyal ortamlı ORTAK dili TOTEMDİR. Totem; karmaşık olan çevre etkisini anlamlı ve yalın kılar. Totem o müşterekliğin ya da iştirakin (ortaklığın), anlam birliği eylem birliği ve sağlatma birliği olan bağ ilişkisidir.

Groteski Olan Totemi Olan 2

Groteski olanın ölçüsü kişi ve kişisi bencillik iken; totemi olanın ölçüsü ortaklaşma olan sosyal oluş ve özgecilikti. Açıkçası bencil olan groteski anlamalar zamanla özgecil olan totem mana anlamasına bürünecekti.

Groteski Olan Totemi Olan 1

Bu tür niceli ilikler içinde akıcı, geçişken durumlara kolaylık içinde bulunan süre durumların, derişimle veya engelliyle beliren durumlarından ötürü de özdek kendilik bir hep durumlu ve polarmalı oluşturlar.

Aitlik İşlemleri 1

Elinde alınan somut paya payın zıttı olan negatif durumla rızk dendi. Payı veren mülk kolektif iliğinin yerine de neden olaraktan kolektif iliğin negatif zıddı olan “ortak tanımaz iradenin imajına da mülk EL malik dendi. Yani mülkün rızk olarak tek takdir edici sahibi, El’di.

Gerilim 4

Aynı şekilde Barış’ta anneye (özdeğe) abla, anne, teyze diyememekle yok olan bu bağıntıyla bir stres yüklenecek. Barış’ın enerji düzenleşimi olan akış yolları tıkanmakla Barış gerilim ya da stres yüklenecektir.

Gerilim 3

Filiz üst üste durumlarla var olmasa nasıl teyze olacak, nasıl doktor olacak, nasıl eş, dost, düşman, kötü kişi vs. olacak. Anlaşılır olsun diye anneyi (özdeği-Filizi) dört süper durumla sınırlayalım.

Başa Dön