Yeniden
avucumun içinde, / kurulmamış cümlelerin yangınıyla uyanıyorum / ve telaşlı
avucumun içinde, / kurulmamış cümlelerin yangınıyla uyanıyorum / ve telaşlı
Tuzu kaçmış gözlerinin / Kenarından dökülüyor gece / Kırık ve
Gerçekten ne kadar çok istiyordu orada olmayı.
Şehir var olduğu için kaleler vardı, yollar vardı bitmezcesine ve arabalarda varoluyordu böylece...
Güçle ilgili bir şeyler söylüyorum ve anlamsızca yeniden icat ediliyor kurallar...
sesim yabancı / kabuğumun altından söylüyorum bunları / artık yakmıyor
kağıttan kayıkların cennetinde / tuhaf incelikler yanar söner / karnaval
-mış gibi yapmayanların ülkesindenim, bir yalana sattım tacımı...
Tanrı, gözlerimize bakabildiği için TANRI...
Ve biz ona, "bizi neden böyle yaptın" diye soramadığımız için insanız...
Belki de sadece / birbirimizin gözlerinden yansıyan / küçük yanılgılardık
yalan kralın / muzip savaşçıları / aslında zamanı değil
uzun soluklu kalabalıkların / ama / soluksuz sohbetlerin
Gözlerin bana değerdi / ve / sonuna kadar açılırdı kanatlarım
katılaştı yara / altına usulca gizlendiği kabuğu evi sandı /
Kapıların kıyısına / Usulca bırakamayacağım şeylerin kafesinden... / İpsiz kukla
gece onun yatağıymış oysa...yatağına küsmüş cüce ve bir daha hiç düş görmemiş...
sen, / yüzünü güneşe çevirmiş bir günebakandın, / ben,
Rüzgar,
yine , ayrıntılarını özenle kurduğu bir sonsuz gezinti oyununun tek oyuncusuymuşçasına güvenle, savuruyordu kendini oradan oraya...
Sıra terk edilen düşe geri dönmeye gelmişti ,
ama düş , yaralı bir sevgili gibi naza çekiyordu kendini...
Bazen kendime bazense herkese ve herşeye dair cümleler kurmayı ve kurulanları okumayı seven, sözcükleri biraz fazlaca düşünen biriyim işte...Yolculuklara inanırım en çok, yollarda yürümeyi oldum olası sevemedim...Herkes gibiyim bazen, bazene herkes benim gibi ama sanırım en çok yazdıklarım ben-im...
Cümlelerim hep vardı.Kitapları, çocukları, kedileri çok severim ve korkarım onlardan...
İzmir
J.G Ballard, Samuel Beckett
Bilemiyorum