FATİH YALÇIN

Şirezesi Kayan Zihinlerimize Format Atmak

Aydın olma sorumluluğunu taşıyamayan, kendi ikbalini her şeyin ve her değerin üstünde gören aydın zümresinin bize bıraktığı mirasla cebelleşmekten yorgun düşmüş bir neslin gelenekle olan bağını yeninden kurması bizlere epeyce zaman kaybettirdi.

Afrika Nasıl Kurtulur?

Üret ve tüket.
Bu iki kelimenin sınırları dâhilinde kurgulandı modern zamanlar. Kurguyu yapanların; insanlığın her gün daha ileri gideceğine ve doğal olarak daha mutlu olacağına olan inancı tamdı.

Sen Ben ve Sensizlik

El salladı otobüsün ardından. Gözleriyle “uğurlar ola” dedi. Yüreğiyle sadakat yeminleri etti. Otobüs kaybolunca dağların arasından, bir boş yola bir de şehre baktı. Öylece dimdik durdu bir süre. O olmadan atılacak ilk adımdaydı sıra.

Abla Ben Burdayım Sen Nerdesin

El salladı otobüsün ardından. Gözleriyle “uğurlar ola” dedi. Yüreğiyle sadakat yeminleri etti. Otobüs kaybolunca dağların arasından, bir boş yola bir de şehre baktı. Öylece dimdik durdu bir süre. O olmadan atılacak ilk adımdaydı sıra. Yıllarca birlikte yürüdükleri bu yollar, seyretmekten büyük keyif aldıkları –bazen de talihsizliklerine isyan ettikleri-

Zaman

Pencereye doğru yürüdü. Çocukluğundan kalma bir alışkanlıkla bahçedeki ceviz ağacına odaklandı gözleri. Sanki o günlerden bu günlere her şey değişmiş ama bu bahçe, bu ceviz ağacı ve bu ağacın üzerinden cilveli ışıltılar yayan güneş hiç değişmemişti.
Bazen saçlarındaki beyazlıklar ve yüzündeki kırışıklıklar dışında kendisinde bile çok

Pimi Çekilen Hayatlar

Ayak sesleri ile açtı gözlerini sabaha… Sabahın ilk ışıkları ile uyanan harabe takatsiz karşılıyordu yeni doğan günü. Bir kevgiri andıran duvarlardan sızan güneş ışıkları sanki hayatın parçalanmışlığını hatırlatıyordu mülteci yüreklere. Mülteci oluşları yaşadıkları topraklara sığıntı oluşlarından değildi elbet. Onlar acılara, kana, gözyaşına, ölüme sığınmıştı. Onlar ölümün mültecileriydi.

Firavun Mezarı

Bütün bu eşyaları ile bu salon her zaman firavun mezarlıklarını hatırlatırdı ona. Ya da en çok sevdiği eşyaları ile gömülen veya adı firavun olmayan bütün müstear isimli firavunların mezarlıklarını. Bütün gerçek firavunlar sırf bu isimle anılma cesaretini gösterdikleri için onun saygısını kazanmışlardı. Ona göre tarihin karanlık dehlizlerine firavun

Perdeleri Çekersem Biliyorum Hayat Daha Güzel Olacak

Bütün bu çile niyeydi. Oda dediğin tuğlalarla örülü bir hücre değil midir? Çoğu zaman üstüme üstüme gelen bu tuğla yığınlarını diğerlerinden farklı kılan neydi ki. Galiba bütün gizem pencerelerde saklı. Bu hücre bir mezara dönüştüğü zamanlarda yaşadığıma ve hayatın devam ettiğine şahitlik eden bu pencereler soluk veriyor bana.

Yüzleşme

Demek ki insan memnuniyetinin bu dünya da bir sınırı yok. Bütün yeniliklerin, bütün icatların ve bütün israfların sebebi bu memnuniyetsizlik ve daha iyi olduğuna inanılana duyulan özlem değil mi? Ama bütün bu yeniliklerin değeri insan hayatından çaldıklarının değeri ile ölçülebilir mi?

Başa Dön