Kemal Yavuz

Orospu

-Jandarma düştü peşimize, topladılar tüm sermayeleri.
-Hadii ?
-Ne sandın? Beni de aldılar içeri, bıraktılar sonra. Bizim kızların çoğu içerde.
-Abla nerede?
-Abla, Allah seni inandırsın evden dışarı çıkamıyo götünün korkusuna.

Teyze

"Parmaklarım ince benim, borunun içerisine elim rahatça sığıyor diye orada iş verdiler bana". Ne güzel diye geçirmişti içinden, ince parmaklı damatmış bizim de kısmetimiz. Rahmetli beyinin de parmakları inceydi, "inşallah bizim rahmetliye benzemiyordur heryeri" diye mırıldandı teyze, talihsiz kızına bakarak.

Temizlikçi (Devam Ediyor)

Hiç kimseden korkmazdı, kafası bozuk kadınlardan korktuğu kadar. Hiç kimseden kaçmazdı, hesap soran kadınlardan kaçtığı kadar. Adam kadını önce kullandığını, sonra salladığını, en sonunda da ondan kurtulduğunu düşünmüştü. Ne de olsa birkaç gün çalan telefon nihayet susmuş, herkes kendi yoluna gitmişti. En azından o öyle sanmıştı. Ta ki

Papatya

Mahallenin en iyi papatyaları kendi balkonundaydı. Beyazları en beyaz, sarıları en sarı, yeşillikleri en yeşildi. Belki bir kilometre öteden görünüyorlar, yoldan geçenlerin, özellikle kiralık ev aradıkları için kafaları havada yürüyen çiftlerin hemen dikkatini çekiyorlardı. Rivayete göre sokakta bir adres sorulduğunda, tariflere konu oluyordu balkondaki çiçekler. Ev kadınları kendi

Başa Dön