Bizim Medya
Mediha olay gününe kadar adından hiç mi hiç rahatsız olmamıştır. Ha Mediha ha Medya, ne değişirdi ki?
Mediha olay gününe kadar adından hiç mi hiç rahatsız olmamıştır. Ha Mediha ha Medya, ne değişirdi ki?
Yaz ayağını salladı mı, tatil sözcüğü daha bir sevimlilik kazanır. Yazla tatil kardeş gibidir. Tatil deyip geçmeyin, çok önemli; yapılmadan olmaz. Ama, yapılınca da şöyle ucuz, huzurlu, keyifli olması aranır.
Bizim rahmetli siyasetle çok uğraşmış; anlaşılan zarar da görmüş, “Oğlum büyüyünce siyasete bulaşma” diye öğüt verir dururdu.
Sözünü tuttum, hiç siyasete bulaşmadım. İkide birde partilere girip çıkışım mı? Hep o bana bulaşıyor, o yüzden.
Bu açık açık “Bedava aşı var ama, kudurursan karışmam!” demek oluyor.
Ali dönmüş müdür odasına, “Hocam ana babadan başkası veli olur mu?” Müdür de sinirli mi sinirli “Sokaktan salağın birini tut getir!” demiş. Arkasından da uyarmış “O kadar da salak olmasın ha! Laftan anlasın.”
\- Mehmet abi, evde kimse var mı? Makinayı bağlayacaktık da.
\- Babaaa! geliyorlar.
Bunlar biraz pintiye penziyor, ellerinde hiç bir şey yok, ama önyargılı da olmamak gerek. Ne demişler, “Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz.”
\- Doğal olarak, çalışa çalışa, sınavları aşa aşa bir mevkiye gelenlerin halka hizmet ettiğini; torpille, haksızlık yaparak gelenlerin halktan hizmet beklediğini
Babam yine geç vakit geldi pazardan; ertesi gün bayram. Yeni giysileri, ayakkabıları görmek için sabırsızlanıyoruz.
Özellikle ben, artık ayakkabısız bir bayram geçirmek istemediğimden bir an önce görüp rahatlamak istiyorum.
O gün Birgül yengenin doğum günüydü.
Durun durun; önce bir soru sorayım: Siz hiç evli ve hastalık derecesinde uçkur düşkünü bir şefin emrinde aday memur olarak çalıştınız mı? Üstelik adam sicil amiriniz. Çalışmadıysanız ben söyleyeyim, çok zordur.
“Delinin iyisi senin sülalenden çıkar!” diye bağıra çağıra içeri girdi. Hani burnundan soluyor, derler ya, öyle. Geldi, karşımdaki koltuğa oturdu:
\- Bana bir dilekçe yaz. Yukarıya!
\- Nereye yukarıya?
\- En yukarıda kim var bilmiyor musun?
İbrahim’in ne ödeyeceği var ne de ödeyebileceği. Zaten ödeyecek parası olsa reklamlar izin vermez.
Kredi kartın mı var, derdin var!
Ben hiç kupon biriktirmez, kupon karşılığı hediye dağıtan gazeteleri de almazdım. Ama çoluk çocuğa karışınca kurallar esniyor. Ardından da kupon faslı başlıyor. Yirmi sekiz kupona tencere, otuz kupona kazan
Halacığım, ne zaman kocasının adı anılsa içlenirdi. Benden patent kirası mı umardı bilmem, “Aaah adamcağızım. El kadar miras bıraksa, köylü adını koyacakmış” diye de hayıflanır dururdu.
Hasan amca derin bir “Ohh!” çektikten sonra, “Yakıleyin şu hırkızı!” dedi. Kaçan göçen de yoktu gerçi.
Dünyada yetişemem ben bu nikaha. Ah Hayri kardeşim, okul arkadaşım, benden başka nikah tanığı yok muydu koca kentte? En yakın arkadaşı ben mişim de, daha yakını yokmuş da.
Ardından memurlara seslendi:
\- Gidiyoruz arkadaşlar, bunlar öyle çocuklar değil.
İnanamıyorum! Bu insan, benim biricik sıra arkadaşım olamaz. O dürüst, kibar Halit gitmiş, yerine bir canavar gelmiş.
Bizim toplumumuzu tanımak için öyle derin derin araştırma yapmaya, büyük büyük sözler söylemeye hiç gerek yok. Bunun için fıkra gibi yaşanmış olaylar yeterli. Buyrun aklıma geliveren iki tanesine:
Kapıdan her çıkan “Rüşvetsiz iş görülmüyor!” diye yakınınca, insan ister istemez ceplerini yoklamaya başlıyor.
30.11.1959'da İzmir'in Bayındır ilçesine bağlı Furunlu Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyde, lortaokulu Çırpı Mustafa Adanır Ortaokulu'da okudum. Bayındır Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliği başta olmak üzere birçok işte çalıştım. Ege Tıp Fakültesi'nde memur olarak işe başladım. Buradaki on bir yıla yakın çalışmam süresinde önce İzmir Namık Kemal Akşam Lisesi'ni, ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. İlk Beş yılını İzmr merkezde, kalanını Bayındır'da olmak üzere yirmi iki yıla yakın bir süredir serbest avukatlık yapmaktayım. Evliyim, Alp Deniz adında sekizinci sınıf öğrencisi bir oğlum var.
İzmir'in Bayındır ilçesi'ne bağlı Furunlu Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyde, orta okulu Çırpı Bucağı'nda, sekiz dokuz yıl ara verdikten ve geçimimi sağlayacak gelire kavuştuktan sonra, Liseyi İzmir Namık Kemal Akşam Lisesi'nde okudum. Sonra Dokuzeylül Hukuk Fakültesi'ni bitirdim. Yirmi yıla yakın süredir serbest avukatlık yapıyorum. Bayındır'da oturuyor ve çalışıyorum. Evliyim, sekizinci sınıfta okuyan Alp Deniz adında bir oğlum var.
Bayındır-İzmir
Mizah öyküleri yazmaya meraklıyım. Mizahı seviyorum.
Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü
Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü