Seyfullah ÇALIŞKAN

Yavan Muhabbetler 1

Hacı Ragıp’ın bahçe duvarından kocaman ağacın dallarının yarısı sokağa sarkardı. O her zaman evin alt katındaki küçücük odada yaşar, pencerenin demir parmaklığı arasından sürekli sokağı gözetlerdi. Dünya ile fazla derdi yoktu. Ama çocuklar eriğin dallarına uzanmayacaktı. Onun tabiriyle “ sokağın piçleri.” Hiç rahat durmazlar dı ki…

Bi Çimdik Aşk Koy Bakışlarına

Sen minnacık bir şeydin. Küçücük çıtı pıtı… Konuşmaya başladığımızda boyundan büyük laflar kuşanmış olurdun. Ama çok sevimliydin. Bende bir civcivi okşamaya duyulan o içsel tepkiyi tetikleyen bir yanın vardı.

Geçmiş Zaman Fıstıkları

Dedesinin neresi ulemaydı ayol bunun? Üç kadın akşama kadar yemek pişirirdi doğru ama bu değirmenin suyu nerden geliyor herkes biliyor. Adam tahsildardı. Vergi toplamaya çıktığında fakir fukaranın kapısında bağlı eşeğini, ahırdaki ineğini, sırtından ceketini bile alırdı. Yok, şöyle rüya görmüş, yok böle hayır sahibiymiş. Sen bu masalları git

Dalganın Ucunda Yuvarlanmak

Hiç beklemediğim anda diğerlerinden daha sert, daha köpüklü bir dalga küçük çam dalını kumsalın su izlerinin ötesine yuvarladı. Onlarca dalga bıkmadan, usanmadan gelip onu yeniden yakalayıp suya geri götürmek için kumların üzerinde çırpındı. Hiç biri ona ulaşamadı.

Nataşa, Mavra ve Rakı

-Ulan yalancı piç, kim görmüş ulan beni? Nataşaların peşinde gezmişim. En kıralı elli dolar bunun. İstesem kırkını birden satın alırım. Tamam, Rus kızları benim dükkâna geldiler. Edebimizle, adabımızla esnaflığımızı yaptık. Gömlek, çamaşır falan, birkaç gıldır gıcık alıp gittiler. Kızlarla bir işim olsa birine takılırım. Üçünü birden ne yapayım

Denize Adam Düştü

Kocasının yalancı olduğunu, çocuklarını ve kendisini her gün dövdüğünü, içki ve kumar alışkanlığı nedeniyle eve ekmek getirmediğini, sürekli aç kaldıklarını, komşuların yardımı ile zar zor yaşadıklarını anlattı. Bunlarla yetinmeyip özel yaşamlarının en mahrem sırlarını, adamın erkek olarak yetersiz ve çok pis biri olduğunu, hiç banyo yapmadığını, hatta kendisini

Yalnızlığa Övgü

Tavşan moku gibi yaşıyorsun sen kardeşim. Ne kokuyor, nede bulaşıyorsun. Kendini cam bir fanusa kapatmışsın. Sonra temiz hava gelmiyor diye şikâyet ediyorsun. Yalnızlık bu kadar kara, kirli ve çirkin bir şey değildir.

Tıriskadan Nağmeler

Sigarayı bıraktığın için biraz sinirlisin. Anlıyorum. Ama bu seferde iyice sakız tiryakisi olup çıktın. Ne o öyle. Kutular dolusu sakız almışsın. Banyoda, aynanın önünde bile açılmamış sakız paketleri duruyor. Sence de biraz abartmadın mı?

Öyküsünü Arayan Adam

Ha yavrum,bizim cavcav sokak kapısını açık bulup kaçtıydı. Ezi başından aydeş bi ciba çıkıp zangadanak cavcavın üzerine seyitince cav cav pır dedi uçup gitti. Ben onu arıyom. Sen benim cavcavımı gödünmü diyom

Şarap Parasına Masallar 4

Ömrümüzün bundan sonraki çalkantılı ve olaylı yıllarında da hep geride bıraktığımız o huzurlu ve tekdüze zamanları ararız.
Sen, yeni yaşamaya başladığın bu kente, oturduğun sokağın gürültülerine, yağmurlara ve rüzgârlara hatta sabah ayazına bile alışmaya

Şarap Parasına Masallar 3

Köpek yavrusu çok sevimli olduğu için birkaç kez diğer çocuklar tarafından çalındı. Kasabamızda fazla büyük bir yer olmadığı ve herkes birbirini tanıdığı için her seferinde kısa süre sonra bulunup geri getiriliyordu. Hatta çalındıktan sonra iki kez birkaç

Şarap Parasına Masallar 2

Ara sokaklardan birine sapınca kendimi daha iyi hissettim. En azından başkalarına göstermelik bu seremoniyi yaşamaktan ve kendimi riyakâr hissetmekten kurtulmuştum. Şimdi aylar sonra her şeyi nasıl bu kadar ayrıntılarıyla anımsadığıma ben de şaşıyorum. Se

Islak Yazı

Bu kentte sokaklar, yağmurun geceye söylediği şarkıları dinleyerek uyurlar. Yağmur sabahın perdesini araladığında motor sesleri Varilci Sokağında yankılanır. Tersanede palamut, kıraça ve çinakop kasaları yaldızlanır. Sinsi bir ahmak ıslatan saçlarımızdan

Deli Sülo

Puştluk elbette düzeysiz, argo ve kaba bir tanımlama, farkındayım. Yazarken ana avrat sövülemeyeceği için bildiğim en kaba tanımı bilinçli olarak kullandım. Çünkü ben küçük bir köyde herkesin deli olarak kabul ettiği bir adamın kahvede ceketinin alttan tu

Kandırıkçı Bahar

Bahar herkes gibi benim de aklımı çeler. Okulu kırmak gibi, her şeyi yüz üstü bırakıp kaçmak gibi derin bir istek duyarım. Çiçek açmış ağaçlar, ılık yağmurlar, evden, işten ve bu kentten kaçma isteğimi tetikler. Oysa ne beni kucaklayacak başka bir kent ne

Şarap Parasına Masallar

Aşkın kaybedeni veya kazananı yoktur. Sonunu biraz daha geciktirip, felekten bir kaç ay daha çalabilirdik. Sen her şey yolunda gittiğinde yaşadıkların sanki çok rutinleşmiş gibi algılıyorsun. İlla kavgalarımız, yersiz inatlaşmalarımız, gereksiz küskünlük

Zamanım Olunca Seni Sevebilirim

Örneğin işten sonra sevebilirim seni. Yağmurdan sonra, yada yorgun bir günün sonunda. Üç günde bir telefon etsem yeter. Bir yılda üç gün sevebilirim seni. Kibrit kutusu, oyuncak bebek, pul yada telefon kartı koleksiyonu yapar gibi.

Dandik Yazı

Hay daktilomun tuşlarına eşek arısı soksaydı da yazmaz olsaydım. Şaryosu raydan çıkıp Pamukova treni gibi devrilseydi de yazacaklarım yarım kalsaydı.

Başa Dön