Cem Adrian ve "Yalnızlık" Klibi

Bu kadar yaygaranın koparılmayacağı ve düşünce özgürlüğünün yasaklanmasına gerek kalmayacak olgunluklara erişebileceğimiz günler yaşamak ümidiyle.

yazı resimYZ

Yalnızlığı nasıl anlatırsınız?

Bir düşünün ki sizden yalnızlık temasını görselleştirmeniz istendi. Ne yaparsınız, neler gelir aklınıza?

Kimine göre; elinde bir fincan sıcak kahve, bir manzaraya karşı biraz buruklukla yudumlarken kahveni yalnızsındır.

Kimine göre; eve girdiğinde seni karşılayan ve bir tebessüm göstermeyen insanlar olmadığında yalnızsındır.

Kimine göre; sevgilin yoksa, arkadaşın yoksa yalnızsındır.

Kimine göre; telefonunda bir mesaj görmediğinde veya arayanın soranın olmadığında yalnızsındır.

Kimine göre; alıp başını kendine sahillere vurduğun anlarda yalnızsındır.

Kimine göre; artık yapacak bir şey bulamadığında ve hep beklemekten yorulduğunda kendini abuk sabuk işlere veriyorsan yalnızsındır.

Kimine göre; yanına yoldaş bulamadığın zamanlarda kendi başına oyun oynuyorsan veya film izliyorsan yalnızsındır.

Kimine göre; herkes sana vefasızlık yapmış, sırtından vurmuş, dolaplar çevirmişse arkandan ve artık yüzüne gülmüyorsa aynalar yalnızsındır.

Kimine göre ise; toplumun hep itilen tarafında yaşayan, kabullenilmeyen, hep yargılanan, tercihlerinden dolayı aşağılanan,istemediği hayatları mecburiyetten yaşayanlar insanlar dibine kadar yalnızdır.

Böyle bir yalnızlığı tasvir edelim hadi o zaman. Bu maddeye kadar saydığımız tüm yalnızlık halleri sahnelenmedi mi yıllardır? Dizilerde, sinema filmlerinde, tiyatrolarda, kliplerde her yerde gördük ve alıştık bu tablolara. Yalnızlık nasıldır? diye sorduğumuzda illa ki bu sahnelerden parçalar bulduk içimizde. Peki şimdi ne oldu da toplumun hor görülen kesiminin yalnızlığı tema olarak işlenince kıyametler koptu?

Cevabı basit. Bizler toplum olarak, alışageldiğimiz şeylerin dışındaki ve özellikle üzerini kapattığımız konulardaki acı gerçeklerin yüzümüze vurulmasından ve alelen ifade edilmesinden hiç mi hiç hoşlanmıyoruz. Bunu Cem Adrian yaptı ve gösterdi bize inkar ettiğimiz ve unuttuğumuz bir parçanın yalnızlığını. Bunun adı sanattır evet; çünkü sanat, sanat yapan kişinin hayal gücüdür ve nereden anlatmak istediğinin bir özgürlüğüdür. Bunu sanatçı yap(a)mazsa kim yapabilir? Belki bir tiyatro oyununda, belki bir dizide, belki bir klipte bunun yansıtılmasından doğal bir olgu yoktur.

Türkiyede erkek egemen toplumun izleri ve haykırışları aslında bu.
Fatmagüle tecavüz sahnesini ağzının suyu akarak vah, tüh göremedim abi! nidalarıyla izleyen sapkın zihniyetler şimdi erkeklik unsuru üzerinden 2-3 dakikalık bir mesaja ateş püskürüyor.
Behlül yengesiyle birlikte olurken sevişme sahnelerini rekor tıklarla izleyen beyinler şimdi erkekliklerinin (!) bir nebze ifşa edilmesinden rahatsızlık duyuyor.
Murat Dalkılıç bir güzellik yapsana, gece benle kalsana, kitabına uydur gel, uysa da uymasa da diye bağıra bağıra sevişmeye davet ediyorken şarkılarında ve siz bunu hoplaya zıplaya beğenerek dinliyorken ve söylüyorken ne Cem Adrian dinleyebilir ne de onun yıllardır vermeye çalıştığı mesajları anlayabilrsiniz. Kusura bakmayın da buna yalnızca Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! denir.

Gerçekçi olalım biraz. Tabularımızı yıkarak izlediğimizde ve dinlediğimizde bütünün neyden bahsettiğini çok net anlayacağız. Bu kadar yaygaranın koparılmayacağı ve düşünce özgürlüğünün yasaklanmasına gerek kalmayacak olgunluklara erişebileceğimiz günler yaşamak ümidiyle.

Başa Dön