Bu kitap çok gerekli bir açýðý dolduruyor. -Moses Hadas |
|
||||||||||
|
Nasýl anlatmalý, ne demeli bilemedimdi. "Küresel þahinlerin kanatlarýna yapýþmýþ akreplerin, çiyanlarýn ördüðü duvarlarla kurulacak devletin sana, kardeþlerine ne getireceðini umuyorsun Cumali dayý? Baþýnýza Amerikan çoraplarý örülüyor." diyebilir miydim sahi. Hani memleketlin mütehhidin inþaatý bitmeye doðru kara kara düþünmeye baþlamýþ, sonra da bir gün ortada dýmdýzlak kalýp emekliliði tamamlayana kadar nerede bir inþaat bulabilirim diye çekip gitmiþtin ya... Biz hep þunu düþündük seni anýmsadýkça: Oralarda inþaat mý yok, çalýþýyordur birinde. Sonra bir ara gelmiþsin buralara ben görmedimdi. Petrolün oradaki bir inþaatý bekliyormuþsun da patron hazretleri ortaya çýkýp senin yanýnda, "Bizim adamýmýz var, neden bu adamý iþe aldýnýz?" diyerek, elline tutuþturduðu üç-beþ kuruþla göndermeye kalkýnca yine yaralý ve dýmdýzlak kalmýþsýn ortalýk yerde. Aylar sonra yine gözüktün o sevimli ve genellikle gülen yüzünle. Geçende maç sonrasý gitmeden yanýmýza uðradýðýnda yine derin bir acý, ben hâlâ buradayým diyordu yorgun gözlerinin ardýnda. Ýki aydýr para alamadýðýn yine memleketlin olan bazý çakallarýn bu kez biraz uzaktaki inþaatýndan ayrýlýp gelemediðini söylemiþtin. Sonra da hadi eyvallah deyip giderken, üç kilometre yol için 1,75 cebimde kalsýn deyip yürüyüp yürüyemeyeceðini kafanda tarttýðýný düþünmüþtüm, nedense emin olarak. Ýki gün önce durakta bir þeyler yapýyordun, ceplerini mi karýþtýrýyordun, ellerinde bir þeylere mi bakýyordun da tam bizi gördün gerisin geri kahveye doðru yürümeye baþladýn ya hani... hýzlý hýzlý. Epey sonra kahvenin giriþine doðru dönüp bir an bakýnca anladýk bizimle konuþmaktan kaçýndýðýný. Sonra ben bir sigara yakmak için elimde çayla kapýnýn önüne çýktýðýmda, hâlâ ön taraftaki aðaçlardan birinin altýnda oturduðun masadaki adama, yer yer öfkeden sesini kontrol edemeden anlattýklarýný pek anlamasam da belli ki kimbilir kaç bininci kez yaralamýþlardý iþte, bir türlü kaþarlanmayan ruhunu. Muhtemelen farkettiðin ben ve o ara sigaraya çýkan ocakçýnýn senden konuþtuðumuzu da anlamýþsýndýr. Okuma yazmasý olmayan zihninin yordamýný buradakilerden en çok ben biliyorum. Konuþurken çokça anlaþamadýðýmýzda nasýl olup da eninde sonunda senin bizi, bizim seni tam tamýna anladýðýmýza hem þaþar hem de derin bir erinç duyardým bundan. Neyse... Ocakçýnýn bana ne dediðini biliyordun elbette. "Dövmüþ kendi adamlarý, para isteyince... kovalamýþlar." Pek dövülmüþ gibi deðildin, zaten o da kendi dilediðince söylemiþti lafýný bence. Yine de bir þey açýktý, asla vazgeçmediðin onurunu, bir çocuk gibi sevinçli ruhunu hýrpalamýþlardý besbelli. Þimdi ne aklýma geliyor biliyor musun? Telefonunun sesi duyulur duyulmaz önce dýþarý seðirtip, sonra da karþýndakiyle konuþarak caddeyi neredeyse sakýnmasýzca geçiþin ve yýllarýn yüküyle eðrilmiþ bacaklarýnýn gövdeni yuvarlanýrcasýna ikiyüzelli metre aþaðýdaki inþaata yetiþtirmeye çalýþtýðý koþuþun... Hem de atmýþa dayanmýþ yaþýnla. Asgari ücret denen sadakayla bekçilikten ayrý olarak her iþe koþan o topraðýn, o soydaþýn çakalý hiç tanýmadým ama senin belki bilmediðin þu aþaðýdaki mekânlardan birinde her akþam toplananlardan biri deðilse bile onlarýn kankalarýndan olmalý. Hani þu önünde, her yýl bir model daha üstünü almadan hýrsýzlýðýnýn hakkýný veremediðini hisseden adamlarýn kullandýðý pahalý arabalarýn açýk hava þovrumuna çevirdikleri yer. Biliyorsundur ya neyse... Ýþte orada tomarla paralar bir takým esmer gençlerin elinde gidip geliyor bazen. Dýþarýdaki modeli geçkince olan arabalar da o çocuklarýn payý besbelli. O tomarlarýn içindeki banknotlar gerçekte kimin, itiraf edemesen de içten içe biliyorsun deðil mi dayý? Belediyeleri onay makamýna çevirmiþ o soydaþlarýnýn ve onlarýn ülkenin kuzeyindeki zeki, muzipçe gülmeyi hep bilen güzel insanlardan dönme kankalarýnýn deðil elbette. Kesik kesik ya da net ve kalýn sürekli çizgilerle mi olacaðýný henüz bilmesek de biçimlenmeye baþlayan ülkende rol daðýlýmý nasýl olacak dersin Cumali dayý? Artýk o mafyozo bakýþlý, çoktaan halkýnýn erdemini yitirmiþler burada mý devam ederler yaðmaya, bakir bir ülkede mi mevzilenirler tez elden, o iþin baþka boyutu. Paranýn vatanýnda ikâmet edenlerin göçebeliði, senin en derin yerlerine sinmiþ de gülebilmeyi hiç unutmayan gözlerinde cayýr cayýr bir acýyla yansýyan göçebeliðine benzer mi dersin? Ben bütün bunlarý sana neden anlatamýyorum ki? Böyle az ötemde bir yerlerde olduðun halde, üstelik bazen de bir yerlerde yolumuz kesiþtiðinde, neden?... Ne önemi var ki, birbirimizi biliyoruz ya. Ben bir Kürt emekçisi olmanýn nasýl bir duygu olduðunu asla senin kadar bilemem. Ben en sevilmediðim yerde bile 'yalnýzca bir canlý' gibi deðil, 'insan' gibi görüldüm. Senin dilindeki karþýlýðýný bilmiyorum ama yine de diyorum ki, gel senin deyiþinle ve senin dilince birlikte söyleyelim: "Bunlarýn hepsi, kahpe çocigi"
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Haþmet Þenses, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |