Her şeyi ile onat
Sanmayın ki arya
Ya da sonat
Bir ülke varmış.
Ülkenin
İçinde sözcükten
Rakı geçen Vardar'ı
Rakıdan vergi ile
Maaşını aldığı cüzdan karı
Söz barı
Saz barı
İçki barı
Bir de ambarı varmış
Tahıl mı tahıl
Giysi mi giysi
Her şeyiyle dolu
Her kesin buraya düşermiş yolu
Sözünü bilir
Gözünü budaktan esirgemez biri
Her ne pahasına da olsa, ambarı
Kendince korumağa adanmıştı
Lakin ambara fareler dadanmıştı
El mi yaman, bey mi yaman?
Deyip hayli çaba ve gayretle
Farelere vermezdi hiç aman
Fareler semirdikçe semirip
Sucuğu peyniri kemirip
Şiştikçe şişiyorlar
Bu yetmez gibi
Sağa sola işiyorlarmış
Acar bekçi yılmaz
Hiç kayra kılmaz
Savaşımını etmez tehir
Ambarın her yerine kor
Ölsün diye fareler için zehir...
Heyhat!
Zehir de, ne zehir
Farelere gelirmiş
Salam sosisten önceki mehir
Yedikçe şişmişler
Uyuşturucuya alışır gibi
Türlü türlü zehirleri içmişler.
Büyüyüp güçlendikçe
Farelerin gürültüsünden
Ambar, neredeyse kepininmiş
Zehrin dozu artırılmadıkça
Fareler ter ter, tepinirmiş
Üstelik zehirden
Daha yok mu? Diye
Bekçinin sağına soluna
Önüne de geçmişler
Bekçi ambara kedi koysa
Kedi olurmuş bir lokmalık doysa
Böylesine çaresizce mücadele eder
Ne var ki zamanla bekçiyi alır bir keder.
Sallamış üç beş sapan
Bakmış ki olmuyor
Demiş kurayım bunlara hemen bir kapan
Çare mi sapan, çare mi kapan
Kapanı dahi çeke çeke
Yerden yere sürüyorlarmış
Kapana üçten beşten düşseler
Elli tane birden ürüyorlarmış
Bekçi göğsünü körük gibi
Kaldırıp indirmiş
Almış üçten beşten bir nefes
Demiş hemen yapayım üç kafes
Kapana yakalananları kafese
Alıp alıp atıyormuş nefes nefese
Bekçiye yokmuş ne söz, ne diyecek
Kafesteki fareler
Bir süre sonra bulamaz yiyecek
Fareler bir iki gün sabır demişler
Sonunda en zayıf olanı açlıktan yemişler.
Acıktıkça başlamışlar dalaşmaya
Kan çıkanı parçalamak için yanaşmaya
Gide gide fareler
Birbirini yemekte haz alır
Böylece
Kafestekilerin sayısı da azalır
Bilmez ki acıma merhamet denmekle
En güçsüzleri parçalanıp yenmekle
Artık kendisinin parçalanmasındaysa
Başkasını yemekle
Hislenirler her biri, yarınları
Daha acıkmadan dolu karınları
Uykuda, dalgınlıkta
Bahane edip alınganlıkta
Dahası ikisi üçü birleşip salgınlıkta
Gözüne kestirdiği birini salçalar
Daha atik oluşla onu parçalarmış
Böyle böyle her bir kafeste
En kodamanından olan üç fare
Kalmış bedeniyle salim nefeste
Artık hiç kalmayacaktı tasası
En güçlü, en iri, en kurnaz olan
Seçme ve ayıklamanındı yasası
Yönetmen salmış her birini ambara
Salınanalar ne tambara ne kumbara
Başlamışlar türdeşlerini yemeğe
Onları da Allah yaratmış mı dememeğe
Ambardakileri
Önce pay pay böldürüyorlarmış
Sonra da kendileri yenmesinler diye
Öz güvenceleri için öldürüyorlarmış
Böylesine bir farikayı alamette
Ambar bir süre olmuş selamette
Fareleri yedire yedireydi tuzak
Böylesin hile hayvanlıktan olur uzak
Nasıl aklına gelmişti yönetmenin?
Elbet olur bunu akıl etmeyen bönce
Kendisi de arkadaşlarını yok ede ede
Sağ kalmanın deneyimini içsinmiş ti önce
Hâsılı,sözün kısası; işin Musası
Göz tokluğu, mizaç, huy
Her bir bulunuşla gelinen
Makamı mertebe yerler
Nefsi korumaydı, liyakatti derler
FARELER DE BİRBİRİNİ YERLER
07.08.2010