Bir Şehir Hikayesi

yazıda; istanbul, kalbim, aşk, trenler ve vapurlar var. ama bütün bunların yanıbaşında ve ötesinde, yolculuk teması hakim. bu yazı, bir türlü gidemeyenler için..

yazı resim

BİR ŞEHİR HİKAYESİ

Sizi göreceğim, içimde bir şey koşacak. Siz, görmeden geçeceksiniz. Ben kederle sevinci duyup dalacağım istediğim aleme. Dünyayı yeniden kederlerle kuracağım. Sonra çarşılardan çarşılara, insan sesleri arasında, her şeyi sizinle kurulmuş bir şehirde dolaşacağım.

Salah Birsel, İstanbul Sokaklarında isimli bir denemesini, Sait Faikten alıntıladığı bu cümlelerle bitirir. Ne güzel değil mi? İçinizde bir şehir yaşatıyorsanız ve o şehri anlamlı kılan bir sevgili varsa; ne kadar titretir yüreğinizi bu ifadeler. Yürürken çiçekler geçecektir yanınızdan. Kuşlar kalbinize uçmaktadır. Bu şehrin bütün çıkmazları kalbinize çıkmaktadır. İçinizin sesi o kadar kaplamıştır ki varlığınızı, çarşılar ve insan sesleri derin bir sükuta dönüşür..
Sonra şehrin sesleri önünüzde perde perde açılır; bir vapur düdüğü, bir istasyon gürültüsü.. İskelede bekleşenlerle, önlerinde bekleyen trene binmenin tereddüdünü yaşayanlar ne kadar uzaktır birbirlerine. Trenler karşıya ulaştırmaz ki. Trenler gerisin geriye gider. Arkasını döner trenler, şehre sırtlarını çevirirler. Neden böyle yaptıkları hiç bilinmez. Vapurlarsa Sirkeciye uğramazlar. En genişinden bir manevra yaparlar. Heybetlice bir düdük öttürürler, şöyle uzunundan. Suların ortasında açılan ince bir yara gibi süzülürler Üsküdara doğru..
En uzun yolculuklar bir şehirde yapılır. Hiç konaklama tesisi yoktur. Yollar ve yolculuklar birbirine karışır. Yolcu tektir ama.. Bir yolcu bütün şehri doldurmaktadır. Bütün şehir, bir yolcunun kalbine sığmaktadır. Üsküdara giden vapurdaki adam, kırlangıçları martı zannetmektedir. Bir yolcu, kalemi her eline aldığında Üsküdara tekrar gitmektedir. Ve yolculuk, arka çaprazda ayakta bekleşen kızın saçlarını görememektir. Kız sigara içmektedir; ve saçının rengini bilemediğin kız, kırlangıçla martının farkını bilmektedir.
Şehir bir yolculuktur. Trenlerin şehirden hiç çıkamadığını kaç kişi bilir? Şehir, bir yeniden kuruluştur. Bir aşık kalbi kadar yanar şehir. Trenler kaçamaz bu yangından. Her tren, bilmeden bir yolcunun kalbine iner. Vapurlar ince bir sızıdır. Vapurların şehrin kalbinde açtığı yarayı sadece aşıklar hisseder. İskeledeki adam boşuna bekler. Üsküdarda bir yangın başlar. Yolcu, sağ çaprazda bekleşen kızın bir hayal olduğunu zanneder. Şehir bir hayaldir. Hayaller yan yan bitmez. Bir martı suya dokunur ve bir yangın cıııss eder.
Şehrin sonu sessizliktir. Çarşılar ve insan sesleri bunu ilan eder. Şehir, orta yerinden çatlar. Bir yolcu, trene tereddütle biner. Bir tren yolcunun kalbine iner. Bir vapur Üsküdara gider.
Ve şehir, daima yarım kalan bir hikayedir.
O, görmeden geçer gider.

Başa Dön