Deneme > İstanbul

üzgün

İstanbul Dinmeyen Bir Esinti Bir Devam Ediştir

Taksim Meydanında sıra konakların, Bağdat Köşkünün çinilerinin, Baruthane Deresinin, Kozyatağındaki arabacılar kahvesinin, suyu akan çeşmelerin İstanbuludur bu dizelere ruhunu estiren Kendi dünyasından bir anı sonraki nesiller için sonsuzlaştırmıştır dizelerinde şair. İstanbul, dinmeyen bir esinti ve bir devam ediştir

olumsuz

Zeus'un Kızı; Gidiyormuş Gibi Durmak

Bebeğini ev gezmesine gidip ondan kurtulmak için onu orada unutan anne mi?
Hunharca katledilen kadınların aslında hunharca kaydedilmediği gerçeği mi?
Yoksa yıllardır değiştirmediğiniz kafamızın içindeki kalıplar mı?
Siyasete bakışımız; diğerleri daha iyi mi sanki!!!
Krize bakış açımız; Kriz mıriz yok

nostaljik

İstanbulu Düşünmek

Şimdi saat sabahın dördü. Hava sert. Rüzgar esiyor. Ha yağdı yağacak bir hava var gökyüzünde. Balkonum soğuk, bu soğukluk sanki onu hüzünlendirmiş, hani bir şeylerden korkup çekiniyormuş gibi bir ruh haline bürümüş

olumsuz

Kalplerde Kirlilik Yer Bulmasın

bu yazımda da siz değerli okurlarıma kalp kirliliğinin hayatımızda büyük kayıplara sebep olduğunu ve elimizden varımızı yoğumuzu alan bu kirlilikten bir an önce arınmamız gerektiğini anlatmak istedim ve sizler için elimin yettiğince dilimin döndüğünce bir şeyler karaladım umarım sizlere faydalı olabilirim

olumsuz

İstanbul'un Zindan Taşlarıyla Örülmüş Kaderim

İstanbul'un izbe bir semtiyim. İçimde öldürülecek, iç organları çıkarılacak, birileri var. Korku kol gezmekte tüm bedenimde. Hücrelerimde ve organlarımda tutsaklık ve açlık var. İstanbul'un zindan taşlarıyla örülmüş kaderim. Yedi tepesinde yüreğim bir elma sepeti. İçimdeki duygu elmalarım yuvarlanmakta yokuş aşağı. Kaygılarım, endişelerim sağa sola dağılmakta.

üzgün

Taksim

Oysa kadının elinin değdiği yer güzelleşirdi. Kadın, erkek hiç farketmiyor teröre her kim bulaşmışsa insan asla değil. İnsan dediğin merhametlidir. Bunlar ise cani.

nötr

Cadde'de Eğlence

Biraz öteden acayip bir gümbürtü başladı, davullar trampetler, haykırışlar. Bu zavallı üç kızın çaldığı gürültüde kaynıyor. Gürültüye gittim. İstanbul Percussion bilmem ne grubuymuş. Of, ne iştahla çalıyorlar görmeliydiniz.

karamsar

İstanbulun Soluğu Her Zaman Canlıdır

İstanbulda bir insan olarak solumak ne zor imiş. Elbette bir bedeli var bu memlekette yaşamanın üstelik bedelini nefeslerimizle ödüyoruz. Çünkü, yaşamlarımız, beklenmedik çizgiler arasında zikzaklar çizen bir oyun bu şehirde. Bir anda yükselişler, inişler, bir anda seslenişler ve susuşlar, bir anda yaşananların iyiliği kötülüğü ve yine beklenmedik yahut

olumlu

Fetih Ruhunun Gücü Yahut İstanbul'un Fethi

Dünya tarihinin akışını değiştiren hadiselerin başında gelir İstanbulun Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilmesi Bin yıllık Bizansın kâbusudur 29 Mayıs 1453 günü 1453 yılının Mayısının son Salı günü İstanbul kapılarına dayanan Sultan İkinci Mehmet, önündeki engelleri bir bir aşmıştı. Bu, Bizansın düşüşü, Osmanlının yükselişiydi. Onun içindir ki Batıda

olumsuz

Roman Mahallesine Bakmak

Bizim mahalle işte...Kaderine terk edilen insanların çaresizlikten yaşayan şeytanlara, iblislere, hilkat garibesi yaratıklara dönüştüğü yerler...Birçok yazımın ana konusu olan mahalle hakkında bir sözlük yazarlarının düşünceleri...Ama bu insanlardan daha beter bir vahşet çağını kendi iç dünyalarında saklı tutan köylerde ki insanlardan bir haber yaşayan yorumcular ne yazıkki.."

nostaljik

Yorgun İnsan Konuşmaları

İstanbul yorgunu kendini İstanbul da yaşıyor: Kağittan gemiler akıyor boğazın inci mercan sularına, martılar sabahın çiğ tanelerini yakalıyor sanki çığlıklarında, alacasında sabah mahmuru bir düş, salacak sokaklarında. Aslında nasıl da yorgun insan konuşmalarına. Ah! İstanbul Ah! Baktığım Yerden Sorguluyor: Topkapı Sarayı, Düş Salıncağından Tarihimi.

olumlu

İstanbul Boğazında Bir Ses

İstanbul! Her geldiğimde, buralarda yaşanmaz diyip kestirip attığım ama aynı zamanda içimden bir özlem duyduğum şehir. Yorgun şehir… Bir o kadar da güzel şehir… Bana göre gezilip görülecek ama yaşanmayacak bir şehir...
...“Yar senin sebebune de kaldım İstanbullarda kaldım İstanbul.”...

karışık

İstanbul'un Mona/liza Yüzünde Umut

Sanki şehirler silip burunlarını pecetelere bu varoşlara atmıştır. Zaten izmarit gibi kokarlar, doğalın nazlı gazı henüz tenezül edip uğramamıştır ve sobalar duman duman örter bu fakirliğin yığma konukluğunu. Bu yüzden bağdaş kurup oturmuştur yırtık çorabını saklar gibi evler.

üzgün

İstanbul,kış,umut

Mahrur bakışlı, azametli, sürme gözlü, uzun kızıl saçlı, yılan bakışlı bir saray kadını gibidir İstanbul.

umutlu

İpek Nehir, 1 Mayıs, Vay İstanbul...

Davullar, zurnalar, halaylar, oyunlar, Grup Yorum, Kardeş Türküler...Babaların omuzunda çocuklar..Bebek arabası süren anneler..Derdini anlatmak isteyen, kesinlikle 1.000.000 çok üstünde insan. Konuşmalar başladı, miting bitecek, Gümüşsuyu, Saraçhane, Mecidiyeköy kolları hâlâ uzayıp gidiyor. Gezi alanı da hıncahınç.

Başa Dön