Zamanýnda yazýlmýþ kitabeler þimdi neredeler; niye yazýlmýþ bu kadar koca koca elemler, niye çizilmiþ bu çýkmaz yollar, kazýnmýþken anýtlarýn kalbine bu gölgeler dolusu yaþamlar;
Ýnsanýn içinden gelen bir dürtü belki kaçmak, enginlere doðru;bulan bulduðuyla kalmasýn sonsuz patikalar vaat edilsin kýrýk dökük kalmýþ yarýnlardan;
Hep bulmak la geçmiþ belki ömürler özlerini kaybederek; maddiyata bürünmüþ maneviyat ve karýþýklýk, neden olduðu bilinmeden geçmiþleri silmemek ve kalmak var bir çift gözün yüksekliðinde aþaðýlara bakmadan, bir anýt gölgesine uzanmak senli benli diyarlara doðru ;
Belki korkutan bilmemek, neyin nereden geldiðini bilmeden koþturmak ama yönler olmadan nerelere gidecek bu sensiz bensiz bakýþlar;
Düþlerdeki istekler belki karþýmýza dikilen kitabeler; ilklerin özlemi varken sonlara gidiþ ve farkýna varamamak belirginsizliðin tatlý rüzgarýnda kavrulmak, küllerin önemini yitirmek sadece savrulmak için yanmak ve yarýnlara biriktirmek anýlar dolusu anýtlarý;
Kýstaslarý belirlemek önemi olmadan yazýlan kalemlerin, sadece bir duygu tadý almak yaþanýlasý anýlardan kitabelere dökülen aðýtlar gibi; umutlarý yazmak belki inanmalar adýna ve aldanmalar kandýrýlmak adýna; ümitlenmek, barajlarý geçmek ve kalmak en sýð derelerin kenarýnda bir kayýk gibi, belki keþfetmek kýstaslarýný bulduðumuzu zannettiðimiz geleceði kaybetmek adýna;
Oyunlar üzerine kurulu hayatta amaç kurallarý koymak, zevkini alamamak; ne için, neden yazýlmýþ bu kadar kitabeler, silinmemiþ alýn kýrýntýlarý ve kaybolmak kolaylýklarý tercih etmeden zorluklara meydan okuyarak, bir anýtýn ucundan göðe yükselmek; her daim sarhoþ kayalýklar gibi baþýmýzý vurmadan geçmek yarýnlarýn kirliliðinden, yýkanmak temizlenmek geçmiþin lacivertlere bürünmüþ maviliðinden;
Anlamlarý bulmak kazanmalar adýna ve yürümek bir garip sahil boyunca, kimsenin bilmediði bilenlerin unutmaya çalýþtýðý kimsesizler koynundan süzülmek, bir gerdan kadar kýrýlgan akþamýn boynuna ve yapýþmak kupkuru kalmýþ anýta;ý slaklýk yaymak bir morcivert gece zamansýzlýðýna, nemli nemli duman duman kokan damaklardan alýnmýþ lezzetlerin arasýndan, yýldýzlarý küstürüp hayatlarýný kaydýran bakýþlarý bularak orada öylesine kalmak, öylesine çaðlayanlar gibi akmak kupkuru, nefessiz ve mavisiz allara bürünmüþ gün batýmýndan, okyanus mavisine dönüþmüþ tan sabahýna kadar bir kitabenin dudaklarýna;
Kalmalar adýna gidiþlerde geliþleri yakalamak, anlamýný anlamak kitabeleri okumaya çalýþan elalýlýklarý deniz mavisine çevirerek; öylesine gitmek umursuzca ve tükenmiþçesine sýyrýlmak, yaðmurlarýn arkasýndan gelen gökkuþaðýný beklemeden; öylesine kalmak buðday tarlalarýn ortasýnda beklemek bir çift karga sesini, kovalamalar adýna kovalanmacalar adýna; öylesine iþte getirisini düþünmeden götürüleri, kaybediliþler anýtlar dolusu hayatlar kadar olsa da; öylesine kalmak iþte bir yaþam kadar kalmak, yaþanýlan ve kazanýlan griye bulanmýþ yarýnlarýn ardýndan bir okyanus maviliði sabahýnda çakýlmak engin denizleri sýðlaþtýran bakýþlarýn kenarýnda bir kayýk gibi öylesine bakmak sonsuzluk denen girdaplara;