..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsan özgür doðar, ama her yaný zincire vurulmuþtur. -Rouesseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > Murat Mehmet UÐURLU




30 Mayýs 2005
Devletçilik veya Merkantilizm  
Murat Mehmet UÐURLU
Fransa'da "hayýr"ýn anlamý.


:BIBE:
Devletçilik veya Merkantilizm



Ýtalya Rönesans hareketiyle tohumlarý atýlan kapitalizm, uzun süren geliþim sürecinde birçok aþamadan geçmiþtir.
Uzun yýllardýr kol emeðiyle týngýr mýngýr yol alan kapitalizm buharlý makinenin icadýyla yeni bir ivme kazanmýþtý.
Buharlý makinenin aðýr aksak temposu elektriðin çarpmasýyla beklenmedik bir hýza kavuþtu. Durmaksýzýn çalýþan elektrikli makineler hammadde, üretilen ürünler ise tüketiciyle bulaþacak pazarlar arýyordu.
Mevcut sosyal ve ekonomik yapý bu beklentileri karþýlamaya yetmiyordu.
Yeni fabrikalara, yeni iþçilere, yeni ulaþým araçlarýna duyulan gereksinim durmadan artýyordu. Ancak bunlarý karþýlayacak sayýda, yetenekte, beceride ve ekonomik güçte burjuvazi yoktu.
Ama yaþam dayatýyor, kapitalizm damarlarýna kan pompalanmasýný istiyordu.
Burjuvazi yan gözle toprak sahiplerine bakýyor, onlardan yeni sisteme adapte olmalarýný ve kendilerine omuz vermelerini bekliyordu. Ne var ki eski sistemden beslenenlerin bu taraklarda bezi yoktu.
Fakat onlar aldýrmasalar da yaþamý alt üst eden elektrik pek yakýnda kendilerini çarpacaktý. Çok geçmeden kapitalistler engelleri zorlarken, topraða dayalý sistemden vazgeçmeyen hükümranlarýn caný yanmaya baþladý.
Gerek kapitalistler, gerekse topraða dayalý hükümranlýk sürenler birbirlerine acemice tepkiler vererek, itiþip kaþýmaya, üstünlük saðlamaya yönelik ilkel çatýþma ortamýna sürüklendiler.
Ýki taraf da ne yapmasý gerektiðini, yeni koþullarýn neleri gerekli kýldýðýný çözmekte zorlandýlar.Ancak, ibre, topraktan beslenen soylularýn aleyhine dönüyor, dirençleri gittikçe kýrýlýyor, yalnýzlaþýyorlardý.
Süreç ilerledikçe, burjuvazi, emekçiler ve köylüler ortaklaþa hareket etmeyi geliþtirseler de, tam çýkýþ yolu bulmakta zorlanýyorlardý.
Deneyimleri, güvensizliði egemen kýlýyor ve ortak hareket zeminini kayganlaþtýrýyordu.
Güven bunalýmýný aþacak, iliþkileri güçlendirecek projelere gereksinme vardý.
Ne yapýlmalýydý da bu üç kesim bir arada tutulmalý, soylularýn zaten yýpranmýþ, çürümüþ erklerine son darbe vurulmalýydý?
Ýþte tam da bu kritik zamanda kapitalizmin hizmetkarlarý dehalarýný gösterme fýrsatýný kaçýrmadýlar.
Kapitalizmin kanallarýný iþletecek bir þeyler bulmak üzere akýllarýný baþlarýna devþirdiler.
Ve buldular da; burjuvazinin emeklemesi nedeniyle zafiyet gösterdiði boþluk, devlet eliyle dolduracaktý.
Burjuvazinin kuramadýðý, elinin yetmediði yerlere, devletin, yurttaþýndan topladýðý vergilerle kurulacaktý iþletmeler.
Hammadde devletçe iþlenecek ve mamul madde olarak kapitalistlerin pazarlamasýna arz edilecekti. Ýþletme (fabrika, banka, yol vb ve iþçi) giderlerinden kurtulan kapitalistler sadece pazarlama iþiyle uðraþacak ve kemiksiz ete konacaklardý.
Kapitalizm adýna elde edilen bu deneyimler, özellikle Ýngiltere ve Fransa ayaðýnda geliþtirilmiþ ve dünyaya ihraç edilmiþtir.
Bu deneyimlerle kapitalizmin; kök salmasý, dünyanýn tek egemen ve meþru düzeni olarak kabul görmesi baþarýlmýþtýr.
En önemlisi, kapitalizmin yaþam bulmasýyla baþlayan anti-kapitalist kalkýþmalarý bertaraf edecek ve devletin kapitalist sistem içinde inþasýna yurttaþlarýn gönüllü katýlýmýný saðlayan harika yöntem bulunmuþtur.
Bu yöntem merkantilizmdir.
Merkantilizm, feodallerin kapitalizme geçiþteki baþarýsýzlýðý üzerine yaþam bulmuþtur. Eðer feodaller kapitalist olmayý baþarsa, burjuvazi kapitalizmin hýzýna yetiþecek konumda ve donanýmda olsa merkantilizme gerek kalmayacaktý.
Hanedanlar, baþta elektriðin kendisi olmak üzere elektrik üzerine inþa edilen her þeye kafa tuttular. Onlar toprakla ve köylüyle oynamaktan zevk alýyorlar, güçlerini ve varlýklarýný bu oyunlarla ayakta tutuyorlardý.
Yüzyýllardan beri süre gelen alýþkanlýklarýndan vazgeçmeye yetecek güçleri ve becerileri yoktu.
Burjuvazi ile iþbirliðini, yetki paylaþýmýný da reddedince ölüm fermanlarýný imzalamýþ oldular.
Ya anlamadýlar, ya anladýlar da iþlerine gelmedi veya böyle de yaþayabileceklerine inandýlar ve olup bitene kulaklarýný týkadýlar.
Hükümdarlar sürüp giden durumdan memnundular ama ya tebaalarý?
Köylü ayaklanmalarý, etnik baþkaldýrýlar mevcut durumdan memnuniyetsizliðin çok çarpýcý göstergeleriydi. Hanedanlar ve þürekadan ümidini kesen burjuvazi tarihsel müttefikini ve izleyeceði yolu bulmuþtu. Ýþçiler, köylüler ve bürokratlardan kurulu bir ortaklýkla kuracaktý kapitalizmi.
Ýngiliz ve Fransýz kapitalistleri bu ittifaký kendi yurtlarýnda denemiþler, geliþtirmiþler, dünya ölçeðinde kullanýma hazýr hale getirmiþlerdi.
Amerika’da baþlayan baðýmsýzlýk hareketini de katýp rüzgarlarýna yelkenlerini iyice þiþirdiler. Birçok hanedana reformlar önerdiler. Ekipmanlar ve bilgi vererek dönüþümün kavgasýz yapýlmasýný denediler. Çaðrýya olumlu yanýt veren hanedanlar deðiþimi baþardýlar ve saltanatlarýný sürdürdüler.
Direnenler canlarýný ve mallarýný kaybettiler.
Þanslýlar canlarýný kurtarmayý baþardýlarsa da mallarýndan oldular.
Sýrf bu düðümü çözmek üzere Birinci Dünya Savaþý musallat edildi dünyanýn baþýna.
Kazým Karabekir, Paþalarýn Hesaplaþmasý (Emre Yayýnlarý- Hazýrlayan; Prof.Dr.Faruk Özerengin) adlý kitapta þunlarý anlatmaktadýr. Sayfa 77/78 Erzurum'da Ravlensen, Þark hareketini teþvik ederken bana þu teklifte bulunmuþ idi: 'Cumhuriyet ilan edin, Ýngiltere size yardým edecektir."
Biribiri ardýnca savþlarda periþan edilen halk her þeye razý olmuþtu.
Yorgun ve bitkin insanlar neler olduðunu anlayamadan dimdik ayaða kaldýrýldý.
Çizilen sýnýrlar ve sunulan umutlar yurttaþ sýfatýyla adlandýrýlan insanlarý kamçýlamaya yetmiþti. Gerçek anlamda küçücük kývýlcýmlar “ulusal” kimlikler altýnda kor ateþlere dönmüþtü.
Bu büyülü sözler; eþitlik, özgürlük, kardeþlik temelinde yükselen insani deðerlere vurgu yaptýkça yarattýðý heyecan akýllarý uçuruyordu.
Ve bütün bu söylevler sadece sözlerden ibaretti.>br>
Ama yurttaþlarý ayaklandýrmaya, birçok kavramý canlarýndan kutsal kýlmaya inandýrmýþtý.
Bunlara ek olarak kapitalistlerin antik tarihten çýkardýðý ve devraldýðý demokrasi ve cumhuriyet kavramlarý da kullanýlmaya vevazgeçilmez bir ihtiyaç haline getirildi.
Bütün bunlar burjuvazinin taleplerinin karþýlanmasý adýna ortalýðýn karýþtýrýlmasýna yetti de arttý.
Hazýr reçete ellerde ve dillerde dolanýyor; yýldýrým hýzýyla dünya coðrafyasýn yayýlýyordu.
Hükümdarlarýn deðil, halkýn kendi kendini yönetimi zamanýn geldiði müjdeleniyordu. Etnik kimliðe dayalý ulusal devletler kurulacak, bu devletler uluslarýn kendi kaderini tayin hakký çerçevesinde yaþamlarýný belirleyeceklerdi.
Hanedanlarýn yerini, seçilmiþ kiþilerden oluþan meclisler ve meclisin iç iþleyiþini belirleyen kurallar doðrultusunda tespit edilen kurumsal unvanlarýn gücü alacaktý.
Devlet içinde her þeyi zor aracýlýðýyla yaptýrmak çok meþakkatli ve riskli olurdu. Nitekim birçok kapitalist devlet, henüz tadýna varamadýklarý ve emekleyen kapitalizmi tarihe gömecek geliþmelerin tehdidiyle çalkalanýp duruyordu.
Ýç tehditleri dengelemek için dýþ düþmanlar yaratýldý. Her ne kadar yurt içinde adaletsizlik diz boyu ise de baþka devletlerin iþgal tehlikesine karþý birlik zorunluydu.
Bu zorunluluk gereði, kapitalizm bir sýnýf egemenliði biçiminden çýkarýlýp, ulusal egemenlik haline getirilmeli ve tüm yurttaþlarýn seveceði, sahipleneceði sempatik bir yapýya dönüþtürülmeliydi. Kapitalizmin sevimli ve cazibeli fanilasý merkantilizm oldu.
Merkantilizmin üzerine de “devletçilik” gömleðini giydirdiler ve “millileþtirme” ile boyadýlar. devletçilik gömleðini giyerek kamufle olan merkantilizm, yurttaþlarý kolayca sobelemeyi baþarmýþtýr.
“Yurttaþlýk bilinci” geliþtirildi. Birilerinin savladýðý gibi sýnýflar çatýþkýsý deðil, ulusal birlik üzerine kurulurdu devletler. Bu bilinçle motive edilen yurttaþlar, köylerine gönderilen tahsildarlara direnmeden ellerindekini verdiler.
Olmayan kapitalistlerin yerine, toplanan vergilerle devlet eliyle inþa edildi fabrikalar, kömür ocaklarý, hastaneler, Köy Enstitüleri, bankalar, çiftlikler, kombinalar ve onlarca sanayi iþletmesi.
Bir süre iþçiler,köylüler, bürokratlar ve burjuvaziden kurulu ittifak kýsmi dayanýþma ve barýþ içinde yürüttü devleti.
Burjuvazinin fabrikatörlüðe yetiþemediði yerlerde diðer sýnýflarýn eðitimli ve yetenekli üyeleri genel müdür, müdür vb kademelerde görev aldýlar.
Burjuvazinin has ortaklarý olarak poh pohlandýlar bile. Durmadan kan akýttýlar burjuvazinin cýlýz damarlarýna. Bu arada yurttaþlarý olan köylü hemþehrilerini, tanýdýklarýný iþçi olarak devþirdiler, köylerinden koparýp kentlerin varoþlarýna yýðdýlar.
Köylerinden yarattýklarý iþletmelere iþçi, yönetici olarak girmenin onurunu, gururunu ve mutluluðunu yaþadýlar.
Kentlere ulaþanlar yoksulluk melanetinin belini kýrdý belirli ölçüde, yorgun yaþamlar dinlendi, renklendi, karanlýk dünyalar aydýnlandý.
Bu anlamda gerçek bir uyanýþ, diriliþ ve kuruluþ macerasýdýr merkantilizm. Burjuva ideologlarýn ve ekonomistlerin sihirli buluþlarýdýr. Burjuvazinin kendi kendine asla baþaramayacaðý kapitalistleþme sürecini olaðanüstü bir baþarýya dönüþtürmüþ sihirli deðnektir.
Yurttaþ unvanýný almýþ yoksul insanlarýn, mucizevi baþarý öyküsüdür merkantilizm.
Milyonlarca insan alýn terini, göz nurunu ve daha hazini yaþamlarýný ortaya koyarak yarattýlar “devlet iþletmelerini”, “millileþtirme” giriþimlerini.
Tarih bu öyküyü de bitirdi. Hem de çok dramatik bir biçimde.
Gün geldi kapitalistler beklemedikleri kadar kapitale ve güce kavuþtular. Devletin kurucu müttefiklerinden birisi deðil gerçek sahipleri olduklarýný söylediler. Kendi lehine, diðerlerinin aleyhine devleti küçültmeye soyundular.
Þimdilerde ulusça kurulan tüm iþletmelere el koyuyorlar.Hem de bu masalarýn karþý tarafýna iþletmelerin kurucu ortaklarýný almadan. Ýþletmeler kapitalistlere; iþsizlik, yoksulluk, yorgunluk, umutsuzluk ve huzursuzluk ve nice melanet iþçilere, köylülere ve bürokratlara düþüyor.
Þimdi ulusal iþletmeler övünç deðil utanç kaynaðý gibi gösteriliyor. Bir zamanlar ulusal gurur olan kurumlar þimdi “ekonomini kamburu” olarak lanetleniyor.
“Gayri safi milli hasýla” dillerde artýk.
Yurdum yurttaþýnýn on milyonu iþsiz olsa da bir þey ifade etmiyor. “Kiþi baþýna düþen gayri safi milli hasýla” rakamýna bakacaksýn.
Ulusal deðerlerde takýlýp kalmayacaksýn, global deðerlere bakacaksýn diyorlar.
Asýl adý merkantilizm olan devletçilik Ýngiltere’de keþfedilmiþ, Fransa’da geliþip serpilmiþtir.
On beþinci yüzyýlda filizlenen kapitalizmin güçlenmesini ve kök salmasýný, tüm sýnýflarýn kapitalizme omuz vermesini saðlayarak gerçekleþtirmiþtir.
Eðer merkantilizm keþfedilmemiþ olsaydý, kapitalizm geliþemez ve çökerdi. Belki de feodalite tüm haþmetiyle halen ayakta duruyor olurdu.
Birinci Dünya savaþýndan sonra yeryüzünü kapitalizmin kollarýna devletçilik adýnda gizlenen merkantilizm atmýþtýr.
Devlet iþletmeleri milletin mülkü olarak lanse edilmiþtir. Böylece millet bu kutsal mülklere sahip çýkmak zorunda kalmýþtýr. Bu mülklerin yaþamasý için her þeyini feda etmekten kaçýnmamýþtýr.
Kapitalist iþletmelerin karþýsýna koyulmuþ ve sosyalist iþletmelerle eþdeðerde algýlanmýþtýr.
Büyük olasýlýkla sosyalist ülkelerde de merkantilizm sosyalizm adýnda anýlmýþtýr.
Zaman akýp giderken kapitalistler güçlendiler ve bu iþletmelere sahip olmayý düþlemeye baþladýlar. Globalizm adý altýnda geliþtirilen ideolojik ve politik kampanyalarla; kimi yerlerde KÝT, kimi yerlerde baþka adlarla kurulan iþletmeleri ele geçirme planlarýný meþrulaþtýrmanýn gerekçelerini adlandýrýyorlar.
Þimdilerde, kapitalizmin bir varyasyonu olan bu melez sistem, kapitalizm için tehlikeli ilan edilerek tasfiye yoluna gidilmektedir.
Aðýrlýklý olarak Fransýz Ýhtilali’nin damgasýný taþýyan bu sistem, Fransýzlarýn sýnýf savaþýmýndaki deneyimlerinin ürünüdür de. Her ne kadar Ýngiltere anavataný olsa da merkantilizmin, daðýtýmý ve tanýtýmý Fransýzlara aittir.
Avrupa Birliði Anayasasý, emekçiler, küçük esnaf ve köylü, dar gelirli gib kesimlerin merkentilizmden elde ettikleri kazanýmlara büyük darbe indirecektir.
Fransýz halký geçmiþinden (Paris komünü baþta olmak üzere) ve geleneðinden çýkardýðý derslerle önüne koyulan tuzaða düþmemiþtir.
Bu nedenle, Birlik Anayasasýna, Fransýz halkýnýn hayýr demesi son derece normaldir ve emekçiler, küçük köylüler, küçük burjuvazi (esnaf ve zanaatkarlar), dar gelirliler adýna hayýrlý olmuþtur.
Hayýr oylarýnýn oranýna bakýldýðýnda, tehlikenin boyutlarýnýn (Fransa da böyle olursa) hafife alýnacak boyutta olmadýðýný göstermektedir.
Yine de bir yönüyle sonuç sevindiricidir. Burjuvazi dýþýndaki kurucu ortaklar bin bir meþakkatle kurduklarý iþletmeleri kapitalistlere kaptýrmak niyetinde görünmüyorlar.
Ýþsizliðin ve yoksulluðun geldiði durum göz önüne alýnýrsa; saðlýk, eðitim, ulaþým baþta olmak üzere bir çok alanda yapýlacak özelleþtirme ile insanlýðý bekleyen tehlikeler apaçýk görülecektir.
Sonucun öteki yaný, evet oylarýnýn da azýmsanmayacak sayýda olmasý, kapitalistler dýþýndaki ortaklarýn birlikte hareket etmekte yeterli yakýnlýðý sergileyemediklerinin ve tehlike çanlarýnýn çaldýðýnýn göstergesidir..
Fransýzlarýn verdiði hayýr Avrupa Birliði'ne karþý deðil, Avrupa Birliði adýna dayatýlan gerici, emek ve hümanizma karþýtý, kazanýlmýþ ve bizzat burjuvazinin imzasýný taþýyan, insan haklarýna yapýlan saldýrýlara karþýdýr.
Türkiye Cumhuriyeti'nin çökmesini istemez hiçbir yurttaþ ama Anayasa'nýn deðiþmesini istiyor iktidarý ve muhalefeti.
Fransa ve Hollanda halký da birliðe deðil, beðenmediði Anayasa'ya hayýr demiþtir.
Yer yüzünde hüküm süren birçok yurtta, yurttaþlar Fransýzlar derecesinde uyanýklýktan uzak ve yeni icat ajitasyonlarýn büyüsüne $kapýlmýþ görünüyorlar.
Dileðimiz, Fransa ve Hollanda'da verilmiþ "Hayýr" oylarýnýn iyi anlaþýlmasý ve yanlýþ yorumculara kanýlmamasýdýr.
Murat Mehmet UÐURLU



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplum kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zincire Vurulmuþ Prometheus
Dünya Dengesini Arýyor

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sokrates Neden Yazmadý
Victoria Gölü Kýyýsýndan Esperanto'ya
Sosyal Yaþam Çekirdeði

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bizim Köyün Hasan'ý [Öykü]
Yaðlý Ekmek Yiyen Evliya [Öykü]
Kýrat ve Sýpa [Öykü]
Ahýr [Öykü]
Ddt [Öykü]
Dedemin Aþk Öyküleri [Öykü]
Burgazada [Öykü]
Soyunma Odalarý [Öykü]
Güðümler Delinince [Öykü]
Arkadaþlarýn Yanýna Bir Yatak [Öykü]


Murat Mehmet UÐURLU kimdir?

974_ Ýst. Ün. Edb. Fak. Felsefe mezunu. Okuyan, hobi olarak amatörce yazan, emekliyim. Yaþamayý ve yaþamý anlamayý, anlamlandýrmayý istiyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Ayrýmsýz tüm yazarlarý okumaya ve onlardan aldýklarýmý yaþamýma katmayý ilke edindim.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Murat Mehmet UÐURLU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.