Akşam geceye yaslanırken...
Ruhumun kaskatı kesilerek, sanki dünyanın "en sakini, en duygusalı, en mantıklısı" kesiliveriyormuşum gibi geliyor.
Unuttuğumu sandıgım sen, aşk merdivenlerini tırmanarak çıkıyorsun beynimin kazan dairesine...
Uysal bir bebeğim...
Saat gece yarısı...
Pijamalarım da üstümdeyken biraç daha dedeme benziyorum sanki; oysa hiç görmemişken onu, tuhaf bir seranat bırakıyor bu duygu bende
Olsun, yine de "kuduz aşımı" oldum şimdi...
Seni özlüyorum...
Güneşin eteğinden dökülmüş saçlarına bakıyorum.
Hiç gelmeyecek misin?
Beni sevdiğini söylüyordun bir vakit!
Hatırladıkça gözlerim doluyor!
Beni hiç görmeyecek misin!
Bir defacık ellerini kırarcasına sıksam,
Bir defacık önündee diz çöküp, hüngür ağlayamayacak mıyım...
Seni özlüyorum ve ben her "uyku öncesi" bir garip oluyorum....
Daha aşık sana, daha ıslak ve uslu çocuğun doğum sancılarıyla yatıyorum...