Sürgün Çiçekleri

topluluklar tarih boyunca sürekli bir yer değiştirme sirkülasyonuna girmiştir.iklim koşullarından kaynaklanan , çağın sorunlarından kaynaklanan bu yerdeğiştirmeler kabul edilebilir. ama zor eliyle yerdeğiştirme sancılı , acı veren , unutulmayan bir eylemdir. buna da sürgün denir.

yazı resimYZ

16.05.2005 Bundan yıllarca evvel geldiğimiz dağ köyündeki yabanıl havayı üzerimizde taşıyarak buralı olma ümidiyle İki çeşmelik ’ten aşağıya nazlı bir gelin edasıyla inen troleybüsün kanatlarında;siz ötekisiniz diyen alaycı bakışlardan korunma içgüdüsüyle birbirimize daha da sokularak şehre inmiştik.babam uzun kemikli elleri ile bizi sıkıca kavramış,alaycı bakışlarla göz göze gelmemeye çabalıyor , dışarıya öylesine bakıyordu.
beş yaşındaydım. İçimde bir yerler acıdı.
Yıllarca sonra bu şehrin rengini alınca tenim ve yeterince törpülenince dilim ( ki artık troleybüsler yoktu.) bindiğim _otobüste hatırlar mısınız bir zamanlar hakir gördüğünüz , yok saydığınız esmer bir çocuk vardı işte o benim_ edasıyla tüm gözlere inatla baktığımı anımsıyorum. Şimdi bu hay huydan arta kalan zamanda geriye dönük sızılarım ( kronik romatizmal ağrılar şeklinde ) artınca aklıma ailece çektirdiğimiz siyah beyaz fotoğraf gelir.
Tekrar tekrar bakarım. Hani bir dağ yolculuğuna çıkarsınız da zirveye vardığınızda huzurlu bir ferahlık kaplar ya içinizi ve yaktığınız sigaradan derin nefesler çekersiniz de kıvrılarak göğe yükselen o dumanın kıvraklığında kaybolmak istersiniz ; ben de her baktığımda o siyah beyaz günlere beş yaş çocukluğumda kaybolurum. Dağ havası kokan o fotoğraf daha insan , daha doğal gelir bana. Yine uçurum çiçekleri gelir aklıma. Düze indirdiğinizde onları , yahut balkonunuzdaki toprak saksılarda hayat vermeye çalıştığınızda onlara ki – insanoğlunun kendi esaretini çoğaltma eylemidir bu – sürgün sürgün bakarlar size.Saksı çiçekleri boyunlarını niçin bükerler dersiniz ? çok sürmez zaten bu esaret bir ilkbahar sabahı kıyısına vururlar hayatın dağların çiçek açma mevsiminde.
Sürgün çiçekleri ve siyah beyaz kareler acıtır hep yüzümü.yaralıdır beş yaş çocukluğum. Ne olurdu bura insanları beş yaş çocukluğuma öyle zalim bakmasalardı ? acımasaydı minik yüreğim ve ben imbatın serin dokunuşu ile masal dünyasında yolculuğa çıksaydım. Ne yazık ki erken büyüttü o bakışlar beni. Giydiğim bütün elbiseler büyüktü bedenime bu yüzden yaralı ve eksiktir MAZİM.

Başa Dön