Bir öğretmen düşünün; sınıfta hâkimiyeti sağlayamıyor ve öğrencileri tehdit ediyor. Bu tehdit yetmiyormuş gibi kısa bir süre içinde ceza olarak ödev veriyor. Ceza bu, el insaf! Ödev ceza olarak verilirse öğrencinin zaten çalışmak istemeyen bünyesi nasıl karşılayacak bunca sıkıntıyı. Sınıfı susturmak adına kendince yöntemler belirleyen, adil bir düzenin oluşmasını isteyen bir öğretmen ödevi cezadan sayıyor. Vay öğretmenim halimize. Oysaki ödev öğrencinin derse hazır olması için verilen, öğrenciyi güdüleyen derse hazırlanma aşamasında istekli kılan bir çalışmadır. Öğrenci ödevini yapar, dersine hazırlanır. Öğretmeninin karşısına çıkmak için can atar. Bu zihinsel ve bedensel ödevler öğrenciyi derse rahat getirir ve anlama kabiliyetini arttırır. Ama yanlış olan ceza söylemi bünyeyi allak bullak eder, yorar üstüne üstlük öğrenciyi derse hazır beklerken tümden yıpranmış hâle getiri. Bir de kapasitesinin üzerinde ödev verilirse sormayın gitsin gerisini...
“Eli işe yatkın, hamarat, ne kadar da becerikliymiş” diyenler olur başlığı görse. İşgüzar dedik ya! Aslında bu kelimeyi gereği yokken işe karışan, ben bildim havasında ucuz egemenlik kurma senaryoları üreten öğretmenler için söyledim. Öretmen tohumu tarlaya serpmekle görevlendirilmiştir. Ödevler bu tohumların bakım sürecidir. Öğrenci tohumu evde ekecek olsa öğretmene gerek duyulmazdı.
Verdiğiniz ödevin öğrenci özelliklerine uygunluğuna, öğrencinin zamanına, ödevin düşündürme ve problem çözme becerileri geliştirmesine özellikle de eğitsel olmasına dikkat etmek gerekir. Okulda ya da dershanede kazanılan bilgi, beceri ve davranışları pekiştirmelidir. Ödev işkence aracına dönüşmemeli. Hele hele birilerinin sorumsuzluğunu diğer öğrenci grupları çekmemeli. Ödevle tehditvari eğitim olmaz. Karşılıklı sevgi ve saygı ile çözülmeyen durumları ödevi bir ceza aracı olarak kullanmadan çözmeli. Öğrencileri usandırmamalı. Cezadan çok ödül kullanmak, arkanızdan kötülenmenize de neden olmaz.
Bir de öğrenci kardeşlerimiz sınıfta başka öğrencilere fısıldayan öğretmenlerinden muzdarip. Neyiniz var gizli-saklı anlamak mümkün mü? Hadi sınıfın en zeki en çalışkan olarak görünen öğrencisine doğru anlatılanları görmezden gelelim de şu fısıldama işini bari yapmayın. Ayıp oluyor memleketime. Uyguladığı örnek davranışlarıyla model olacak öğretmen, derste bilgisayarının başında geçirdiği vakitlerle değil. Öğrenci yanına geldiğinde gizli saklı işlerini toparlayacak, bilmem ne. Yok, efendim olmaz öyle öğretmenlik. Öğrenci merkezli eğitime sığınıp dersi salıvermeyin konu anlatan öğrencilere. Siz sınıfın liderisiniz. İlkeli ve kararlı düşünmelisiniz. Öğrencilerinizi arasında ayrım yapmamalısınız. Beklentileriniz öğrencilerinize anlatmalısınız ve bu beklentilerinize göre hareket etmelisiniz. Bunlar gibi bir sürü şey... Madem olmuyor yapmayacaksınız öğretmenliği. Onlarcasında, yüzlercesinde hakkınız kalır maazallah. Ne de olsa öğretmen maaşları da düşük. Bari hakkınız kalmasın kimse de!
Not: 9 Şubat Cumartesi Saat 13,00’te Melodi Düğün Salonunda (Yeni Yalova Yolu, Özdilek Yanı) “Ünidağ Genel Kurulu ve 3. Yıl Kutlaması” yapılacaktır. Tüm Üniversiteliler Davetlidir. İrtibat Tel: Mustafa Şahin: 0536 615 22 23 www.unidag.net
İşgüzar Öğretmen
DağSes Gazetesi Yazıları