..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > erkan þahin




27 Aðustos 2008
Hako (Bir Zavallý Deli)  
erkan þahin
Fýrtýnanýn sesi,Hako’nun iniltileri gibiydi.Ne yapýyordu acaba þu anda?Gözleri hala o boþlukta mýydý?Pencerede uðuldayan rüzgar,Hako’nun sesiyle bir türkü mýrýldanýyordu þimdi.Ama aðýr bir türküydü bu;kaderi yazanlarla onu oynayanlara bir küfür gibi…


:AGAF:
Zavallý kent,daha ilk çatýþmada daðýlmýþ bir ordu gibi,çam aðaçlarýnýn dallarý üzerinden teslim bayraklarýný sarkýtmýþ,bütünüyle kara kýþa mahkum olmuþtu.Kendisini çevreleyen buzlu daðlarýn yollamýþ olduðu soðuk rüzgardan,üzerine çektiði beyaz yorganýna gömülerek korunmaya çalýþýyordu.

Köpük köpük kabarmýþ bir deniz yüzeyini andýran kar yýðýnlarý içinde bir müddet batýp çýktým.Fýrtýnadan kaçan bir geminin limana sýðýnýþý gibi,Ersin Usta’nýn lokantasýna dalýverdim.Saçlarýmda ve omzumda birikmiþ karlarý temizlerken bir yandan da söyleniyordum:
“Uff!Bu ne böyle yahu…”
“Ee hocam.Burasý sizin oralara benzemez.Daha yenisin ama merak etme alýþýrsýn”.
“Aman aman.Bu soðuk alýþýlacak gibi deðil.Þöyle sýcak bir çorba gönder de kendime geleyim”.
Lokantanýn buðulu camekaný dibinde,sokaða bakan küçük bir masaya yerleþtim.Doðunun bu ücra köþesine tayin olduðumdan bu yana iki ay geçmiþti;ve burada yaþadýðým ilk kýþýmdý.Daha en azýndan üç beþ sene bu þartlara nasýl dayanacaðýmý düþününce,bedenimin kaygýyla titremesine engel olamadým.Çorbamý yudumlarken,bir yandan da buðulu camý silerek oluþturduðum ufacýk aralýktan sokaðý gözlüyordum.Havanýn kararmasýyla birlikte rüzgar þiddetini azaltmýþtý.Ýnsanlar birer ikiþer oraya buraya koþturuyor,kimileri kaygan zemin üzerinde yere yapýþýnca el kol hareketleriyle okkalý bir küfür savuruyordu.Lokantanýn solgun ýþýklarý kaldýrýmda yansýmaya baþlamýþtý.O anda,hemen camekanýn önündeki saçaða sokulmakta olan bir adama iliþti gözlerim.Periþan giysilerinden ve tuhaf duruþundan daha ilk bakýþta dengesiz bir ruha sahip olduðu anlaþýlýyordu.Henüz yirmili yaþlarda olmalýydý;ancak kamburlaþmýþ sýrtý ve öne eðilmiþ boynuyla çok daha yaþlý bir insan görünümündeydi.Üstünde sadece yakalarý yýrtýk bir gömlek ve beline iple tutturulmuþ eski bir pantolon vardý.Ayaklarý ise çýplaktý.Bu biçimde, yalýn ayak buzlarýn üzerinde dikilmiþ,sanki çok uzaklarda,yalnýzca kendisinin seçebildiði bir noktayý izliyor gibiydi.Yanýma gelip oturan Ersin Usta’ya merakla sordum:
“Allah aþkýna usta,bu adam üþümüyor mu?”
“Hako’mu?Üþümez o.”
Gayet olaðan biçimde söylediði bu sözün ardýndan garsonlardan birine seslendi:
“Oðlum þuna bir parça ekmek veriver”.Ve daha kýsýk bir sesle ekledi:”Bakalým ne yapacak?”
Çocuk katýlaþmýþ bir ekmeðin kenarýndan bir parça koparýp dýþarý çýktý. Elindeki parçayý alaylý bir ifadeyle Hako’ya uzattý.Hako eline tutuþturulan ekmeði umarsýzca kavrarken,gözlerini o dalmýþ olduðu boþluktan bir an bile ayýrmamýþtý.Oldukça yavaþ bir hareketle ekmeði aðzýna götürdü.Küçük bir lokma ýsýrdýktan sonra,kalan parçayý hýzla yere fýrlattý.Ersin Usta,onun bu hareketi karþýsýnda hiddetle baðýrdý:
“Eþþoðlu eþek!Bak nimeti ne yaptý!Ýyilik yaramýyor bu namussuza”
“Kim bu?Büyülenmiþ gibi nereye bakýyor öyle?”
Usta,az önceki tavrýndan piþman olmuþçasýna yüzünde acýklý bir ifade oluþturdu.Ve anlatmaya baþladý:
“Hako diyorlar ona.Bakma böyle kýzdýðýma,aslýnda üzülüyorum.O da bizim delimiz iþte.Þu karþýdaki ýssýz daðlarýn arasýnda bir köy vardý,orada yaþarmýþ bir zamanlar.Bu terör belasý onun da hayatýný çalmýþ.Bir gece köyü basmýþ birileri,ortalýðý yakýp yýkmýþlar;bir çok insanla birlikte bunun da ailesini katletmiþler.O zamanlar Hako çocukmuþ.Bu olayýn ardýndan çýldýrdýðýný söylerler.Yýllardýr kasabada böyle gezip dolanýr,o daðlara doðru dalýp dalýp gider”.
“Peki üstüne baþýna kimse bir þey vermez mi?Nasýl öyle yalýn ayak geziniyor?”
“Verirler vermesine de,giymez ki.Baðýrýr çaðýrýr,parçalar giysilerini.Gördün iþte,ekmeði bile fýrlatýp attý.Hako bu;ne acýkýr ne üþür…”
Geç vakit evin yolunu tuttuðum sýrada,Hako’nun kar yýðýnlarý arasýnda bir hayalet gibi dolaþtýðýný gördüm.O gece boyunca hep onu düþündüm.Kederli öyküsü beni derinden sarsmýþtý.Daha küçük bir çocukken yaþamýþ olduklarý ,kimbilir ne þiddetle dünyasýný paramparça etmiþ olmalýydý.Anormallik olarak algýladýðýmýz ve adýna delilik ya da çýlgýnlýk deyip kestirip attýðýmýz adlandýrmalar,Hako için ne kadar olaðandý oysa.Kim dayanabilirdi ki onun tanýk olduklarýna.Yakýþtýrmalarýmýz bu denli ucuz ve çirkin mi olmalýydý her zaman…
Tüm bölgeyi düþündüm sonra.Ve çilekeþ halkýný…Hepsinin ayrý bir hikayesi,yürekleri daðlayan bir anýsý vardý.Acýlarý paylaþýyoruz demek,akan kanlarýn üzerine en felsefi yorumlarda bulunarak çareler düþlemek,hele hele,çok uzaklarda,yaþananlarý yalnýzca gazete haberleri ve kulaktan dolma bilgilerle deðerlendirip ahkam kesmek,kuþkusuz iþin en kolayýydý.Ama ya bu karmaþanýn içinde olmak,aniden patlayan silahlarýn ve bombalarýn ardýndan neyin geleceðini bilemeden korkuyla beklemek nasýl bir duyguydu?Ya her biri kayýplar ve ölümlerle taçlanmýþ anýlara sahip olmak?Ýçinden öyle kolay çýkýlacak bir durum muydu bu?Ne zaman bitecekti bu lanet; ve kimbilir,daha kaç ocak sönecekti?
Hako’nun bir ölüyü andýran anlamsýz ve boþ bakýþlarýný düþünerek evime varmýþ,ayný düþüncelerle yataðýma uzanmýþtým.

Onun acýlarla örülmüþ dünyasýnýn kapýsýný aralayýp bir adýmcýk içeri girdiðimden olsa gerek,sanki çok daha fazla karþýma çýkmaya baþlamýþtý.Caddede görünmediði vakitler,gözlerim ýsrarla onu arar olmuþtu.Ýçten bir sevginin sýcaklýðýna hasret düþündüðüm gözlerine,bir tutam katkýda bulunabilmeyi öyle çok isterdim ki…Bu periþan edilmiþ ve nefrete bulanmýþ coðrafyada hala sevgiden bahsetmek,çok mu ucuz bir hayaldi acaba?Taþlaþmýþ yürekleri biraz olsun yumuþatmak,soluk bakýþlara bir nebze can katmak bu kadar mý zordu?
Hako’nun acý öyküsünü öðrenip,bir kez daha insanlýðý sorguladýðým günün üzerinden birkaç anlamsýz gün daha geçmiþti.Okuldan çýkmýþ,þiddetli tipinin ortasýnda avýný arayan aç bir kurt gibi yola düþmüþtüm.Lokantaya bir an önce ulaþmak için karla kaplý yolda düþe kalka ilerliyordum.Lokantanýn karþýsýndaki sokaðýn tam köþesinde Hako ile öyle ani bir biçimde burun buruna geldik ki,neredeyse çarpýþýp yuvarlanacaktýk.Onu kollarýndan tutup,þaþkýnlýk ama bir o kadar da þefkat dolu bakýþlarla gözlerine baktým.Tebessüm ederek :
“Pardon,özür dilerim “ dedim.Onun da bir þey söyleyebileceði merakýyla bir iki dakikacýk boþa bir bekleyiþin ardýndan baþýmý eðerek selam verdim; ve uzaklaþtým. Sebebini tam olarak anlayamadýðým bir korku ya da utanç duygusu ile adýmlarýmý daha da sýklaþtýrmýþtým.Ne yapmýþtým ben?Ya Hako’ya selam verdiðimi ve onunla kýsacýk ta olsa konuþtuðumu birileri gördüyse?Alay edip gülmez miydi insanlar halime?Hako’ya da selam verilir mi hiç?Tebessüm etmek,gülen gözlerle bakýp içten bir duyguyla konuþmak;ne alakasý olabilir zavallý delinin bunlarla?Hako zaten gülemez ki.Konuþmaz,acýkmaz,duygulanamaz ki…
Az önce yapmýþ olduðum garip davranýþýn mý,yoksa Hako hakkýnda söylenenlerin mi,hangisinin doðru olduðuna bir karar veremeden,kendimi lokantadan içeri attým.Þu an için ýsýnmam ve karnýmý doyurmam çok daha önemliydi…
Yemeðimi iþtahla yiyip bitirmiþ,Ersin Usta ile hoþ bir sohbete dalmýþtým.Tam o anda lokantanýn demir kapýsý ardýna dek açýldý.Dondurucu bir soðukla birlikte Hako içeri dalýverdi.Elleri yýrtýk pantolonunun ceplerinde,sanki ezip geçecekmiþçesine üzerime yürüyordu.Cebinden çýkaracaðý paslý bir býçaðý göðsüme saplayacaðý gibisinden çýlgýnca bir ürpertiyle,oturduðum sandalyeye yapýþmýþ,dona kalmýþtým.Ersin Usta da ben gibi hareketsiz onu izliyordu.Hemen önümde öylesine ani bir duruþla dikiliverdi ki,oluþturmuþ olduðu hava akýmý yüzüme pis ve aðýr bir kokuyu tokat gibi çarptý.Ceplerinden boþalttýðý fýstýk ve leblebileri masamýn üzerine doldurdu.Avuç avuç çerezleri önüme yýðarken,bir yandan da vahþi bir hayvaný andýran hýrýltýlý sesiyle:
“Hý…Yi…Yii…”diyordu.
Bu tuhaf konuþmasýnýn ardýndan týpký ortaya çýkýþý gibi yine bir anda yok olup gitti.Ben aðýr bir þokun etkisinde olanlara bir anlam vermeye çalýþýrken,Ersin Usta’nýn sesiyle ancak kendime gelebildim:
“Anlaþýlan Hako seni çok sevmiþ.Sana ikramda bulundu bak.”
Garsonlar koþturarak kimsenin yeme cesareti gösteremeyeceði çerezleri toplayýp çöpe attýlar.Kýsa bir süre sonra ben de eve yollandým.

Bir iki gün kadar ortalýklarda görünmedi Hako.
Buz gibi bir akþamüstü,sigara almak üzere yanýmdan ayrýlan bir dostumu beklerken,ona bir kuytuda rastladým.Devrilmiþ eski bir tezgahýn dibinde,kaldýrýma çökmüþtü.Ýki kolunu göðsüne yapýþtýrmýþ,her zaman
ki gibi uzak daðlarý tarýyordu gözleri.Bakýþlarýysa yine boþ ve anlamsýzdý.Çömelmiþ olduðu köþede tüm bedeni titriyor,dünyaya yeni gelmiþ bir yavrunun acizliðiyle,Hako ilk kez üþüyordu.Ve sanki her titreyiþte biraz daha insan oluyordu Hako;sevgi dolu bakýþýmýn ardýndan ,seneler sonra yeni baþtan bir insan…O anda,cebimdeki paketten bir sigara çýkarýp,kir ve soðuktan çatlamýþ parmaklarýna tutuþturmak istedim.Ama cesaret edemedim buna.Kararsýz bir þekilde çevreme göz attým.Þiddetini artýran tipinin ve dondurucu soðuðun etkisiyle insanlar evlerine kaçýþýyor,bu yeryüzü mahþerinde ne insanlar Hako’yu ne de Hako onlarý görüyordu.Üzerindeki paçavranýn yýrtýklarý arasýndan býçak gibi keskin rüzgarýn þiþirdiði morluklar göze çarpýyordu.Oturduðu yerde zaman zaman þiddetle titreyip sarsýlsa da, kenetlediði uzak daðlardan gözlerini bir an bile ayýrmamýþtý.Üzerimdeki paltoyu çýkarýp ona vermeyi düþündüðüm sýrada yanýma gelen dostum kolumdan çekiþtirdi:
“Ne duruyorsun hadi gidelim.”
“Þeyy…Hako…Baksana,donacak zavallý.”
“Saçmalama,ona bir þey olmaz.Asýl biz donacaðýz.”
“Ama görmüyor musun nasýl titriyor.Paltomu ona versem.Ya da bir çorba falan mý içirsek?”
“Deli misin sen?Kabul etmez ki zaten.Vallahi baðýrýr çaðýrýr da bir de rezil oluruz”.
“En azýndan bir sigara…”
“Hadi hadi bulaþma deliye.”
Baþým önde,ayaklarýmý sürüyerek yürümeye baþladým.Yapýlabilecek en iyi þeyin ne olacaðý konusunda þaþýrmýþ,kararsýz kalmýþtým.Gidip gitmemek,paltomu ya da bir sigarayý verip vermemek ikileminde bocalarken,attýðým her adýmla ondan uzaklaþýyordum.Caddenin sonundan arkama dönüp bakýnca,kenti sarýp sarmalamýþ koca bir kefenden baþka bir þey göremedim.Evime varýp odama kapandýðýmda aklýmda hala Hako vardý.Ve bir de insaný yerin dibine sokan utanç duygusu…

Yataðýma uzanalý saatler geçmiþ,gözümü dahi kýrpmamýþtým.Söndürüp yaktýðým sigaralar,Hako’nun hakkýymýþçasýna dilimde iðrenç bir tat býrakýyordu.Onun yaptýðýný yapamamýþ,onun kadar cesur olamamýþtým.Oysa Hako,bir tebessümü dahi karþýlýksýz býrakmamýþtý.Gerçekten o muydu duygu nedir bilmeyen?Yoksa bir kez daha onu çaresizliðine terk edip sývýþmaya çalýþan bizler miydik umarsýz?Övünüp durduðumuz insani deðerlerimizi bir çýrpýda sýyýrýp atmak nasýl bu kadar kolay oluyordu?Hangi rezil duygu,hangi korkuydu sevgilerimizin önüne engel koyan?Hako’yu giydirdim diye mi alay edeceklerdi benimle?Kendimizin yarattýðý bir kurbana,þu kahrolasý gecede bir sýðýnacak yer bulmak istediðim için mi en rezili olacaktým insanlarýn?Neydi beni ürküten;itibar mý?Ne kadar da önemliydi sanki bu sahte saygýnlýk!Sahtelik!Yaþamýn her anýnda,her yerde vazgeçemediðimiz o çirkin maske.Ama Hako,hiçbir zaman bu maskelere ihtiyaç duymamýþ,asla sahteliklere tenezzül etmemiþti.Hele ilginin,sevginin sahtesi en iðrenciydi onun için.Eðer ona dilediðim gibi yakýn davranabilseydim,þimdi çok daha emindim ki,karþý koyup engel olmayacaktý bana.Kendimi sorguladýkça adeta onu daha iyi anlýyor ve acýlarla örülü dünyasýndan içeri çok daha fazla girmeyi baþarabiliyordum.O,üzerine giydirilen elbiseler,ya da önüne atýlan lokmalar için deðil,bunlarýn yapýlýþýndaki sahteliði hissettiði için,insanlarýn kendi günahlarýnýn bedelini bu denli kolay ödemeye çalýþtýklarýný bildiði için isyan ediyordu.Sokaktaki kalabalýklarýn gözüne hoþ görünmesi gereken bir sirk hayvaný gibi itile kakýla deðil,küçük bir çocuðun bayram sabahý sevinç içinde giydirilmesi gibi masumane bir istekti onunkisi…Ýþte buydu,yaþamadýklarýný yaþatacak olan…Heyhat!Ne kadar zordu ama bu!Eðer þu coðrafyada bir sevgi kýrýntýsýna rastlanabilseydi,o Hako bu mu olacaktý o zaman?Ama kim bilebilirdi bunu.Ya da benim bildiðim gibi,yalnýzca bilmekle yetinilen bir iyi niyetin,kime ne faydasý olabilirdi?...

Fýrtýnanýn sesi,Hako’nun iniltileri gibiydi.Ne yapýyordu acaba þu anda?Gözleri hala o boþlukta mýydý?Pencerede uðuldayan rüzgar,Hako’nun sesiyle bir türkü mýrýldanýyordu þimdi.Ama aðýr bir türküydü bu;kaderi yazanlarla onu oynayanlara bir küfür gibi…

* * *

Günün ilk ýþýklarýyla giyinip evden ayrýldým.Bir an önce Hako’yu bulmalýydým.Yedekte tuttuðum yünlü bir gocuðu da ona vermek üzere yanýma aldým.
Gece boyunca aralýksýz yaðan kar,bir an sonra hepsini yutacakmýþçasýna kandýrmaya çalýþtýðý toprak damlý gecekondularý,sahte bir ana þefkatiyle kucaklamýþtý.Saçaklarda ve aðaç dallarýnda akacakken donup kalmýþ damlalar,bana çirkin bir timsahýn gözyaþlarýný anýmsatýyordu.Düþe kalka ilerleyerek sonunda caddeye ulaþtým.Hako’yu en son býraktýðým tezgahýn yanýnda,iki kiþiyi zorlukla seçebilmiþtim.Biraz daha yaklaþýnca,ellerindeki küreklerle kar ve buz yýðýnlarýný kazýmaya çalýþtýklarýný fark ettim.Ve o anda tanýdým yerde uzanmýþ cansýz bedeni...
Boðazýmý týkayan keder düðümünü çözüp bir þeyler söylemeye çabalarken,sessiz sorumu kýsa boylu belediye iþçisi yanýtlayýverdi:
“Donmuþ zavallýcýk.Kurtulmuþ oldu be gariban…”
Gýrtlaðýmda,soluðumu kesercesine düðümlenen kemendi koparmak isteyen parmaklarým,hýrsýndan,cebimde yakaladýðý sigara paketini parçaladý.Kýsýk gözleriyle ilk kez gülümserken gördüm Hako’yu.Ben hala o kahrolasý sahtelikle gözyaþlarýmý saklamaya çalýþýrken,Hako için için halime gülüyordu.Uzanýp,yanaðýna yapýþmýþ karlarý usulca temizledim.Beni heyecanlandýran bu dokunuþ,onun için þimdi ne kadar anlamsýzdý.Artýk ona ait deðildi bu beden.Burada deðildi o.Belki de,ilk ve son kez gülümseyiþini gönderdiði o uzak karlý daðlarýn arasýnda bir yerlerdeydi.Kimbilir,özlediklerine kavuþuyordu þu an.Suskun bir griliðin içinde annesi,babasý ve kardeþlerine sarýlýyordu.Bunun için miydi dudaklarýnda donup kalmýþ bu tatlý tebessüm?Yoksa hepimizle bir alay mýydý?Elimdeki gocuðu atýp,kapadým bakýþlarýný…Utandým ýþýltýsýndan gözlerinin…Rezilliðimizi,umarsýzlýðýmýzý yüzümüze vurur,onun kadar cesur olup, onun kadar temiz kalamadýðýmýzý haykýrýr diye korktum.Ellerimi cebime sokup,aðýr aðýr uzaklaþýrken,artýk gözümden akan yaþlara dahi inanmýyordum…





Aralýk- 2000



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kendi Kendine Konuþan Ýsmail

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çakýr Reis
Kalbin Hep Çocuk Kalsýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Kavak Fidaný [Þiir]


erkan þahin kimdir?

1971 Zonguldak doðumluyum. Sanat tarihi ve Türk Dili ve Edebiyatý bölümlerini bitirdim. Halen öðretmen olarak çalýþýyor,fýrsat buldukça da öykülerimi yazýyorum. Edebiyat,sanat ve felsefe dýþýnda doðaya özellikle de denize aþýðým.

Etkilendiði Yazarlar:
Sait Faik,Halikarnas Balýkçýsý,Dostoyevski,Oskar Wýlde.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © erkan þahin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.