Bütün gecelerini, şairler çalar bu şehrin
Noktasız
Notasız
Binlerce kelam yürür sokak aralarının köşeli dip notlarında
İşte bu yüzden
Seni düşünmek için bile şair olmak gerekir
Her gece, bir öncekinden ayrı bir savaşa hazırlanır cümlelerim
Belki sadece benim şiirim olursun hevesiyle
Koynumda; seni iflahsız dizelerden kurtaracağımın kahramanlığı
Daha dikkatli bakarım aynadaki resmine
Aşkının diyetidir şairliğim
Aşkımın şiddetidir acizliğim,diyerek...
Susma sevgili
Gözümden akan şu yürek asiti kadar
Yağmur görmüşlüğün yok senin...
Şimdi kaç şiir kırılmıştır duvar diplerinde
Kaç ayrılık çığırından çıkmıştır kim bilebilir...
Hava mı çarpar adamı böyle?
Gelmiş ve göçüp gitmiş aşıkların emanetini
Böyle bir yudum şaraba
Böyle birkaç saman kağıdı arasına katlayıp
Lacivert gökyüzüne kalkmayan başımı avuçlarıma alıp
En sevdiğim türkülerle ziyan ederken mi sarhoş oldum, nedir?
Oysa anlardık aşkın tavından
Har olduk ayrılığın yolunda sorgu sualsiz
Balçıklığımızdan mı utandık
Köksüz nilüferler olmayı seçtik ikimiz...
Susma sevgili
Susma sevdasını fitilsiz içtiğim
Hangi şair bitirmiş seni
Duvarımda gözlerinin devleşen gölgelerine her daldığımda
Kalemi fırlatarak sigaraya uzanan
Şu titrek el mi yazsın nihayetini...
Geceye bırakma beni
Tut günün orta yerinde öylece
Kalabalık adımların
Konuşan kadınların
Şakalaşan adamların
En çok çocukların sesleri kalsın kulağımda
Tut beni
Bırakma bir tespihin kırılma noktasında
Beş duyumla aynı anda sevmek seni
Kolay değil sevgili
Bak yine apansız bastırdı gece
Ve biz aşıklar
Ve biz, dilsiz aşıklar için şair olanlar
Görerek, duyarak, koklayarak çekiyoruz hasretini
Simsiyah bir tespihi
Çeker gibi...
17.Nisan.09
FERAY KORKMAZ
]