..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Politika > Akakiy Akakiyeviç




17 Ocak 2010
"Milli Ýrade" Kavramý Çerçevesinde Türk Saðý'nýn Demokrasi Anlayýþýna Bir Bakýþ  
Akakiy Akakiyeviç
1946’da çok partili siyasi hayat geçildikten sonra iktidara gelen sað tandanslý partiler tek partili siyasi hayatýn ve dolayýsýyla devletin resmi ideolojisi olan Kemalizm’ e karþý açýk ya da örtülü bir mücadeleye giriþtiler. Askeri ve bürokratik entelijensiyanýn ideolojisi demek olan Kemalizm’e karþý kendi meþruiyetlerini ortaya koymak için ‘milli irade ‘ya da ‘halk iradesi’ kavramýný öne çýkararak, geleneksel deðerlere vurgu yaparak halkýn teveccühünü kazandýlar ve iktidar oldular. Ýktidara gelme sürecinde askeri ve bürokratik entelijensiyanýn halka uzaklýðýný ve Kemalist reformlarýn halkýn bütününe ve özellikle de kýrsal kesime nüfuz edemediðini gördüler ve bu durumu çok iyi kullandýlar. Ýktidar olduktan sonra ise devlet kadrolarýnda, bürokraside geniþ kapsamlý bir kadrolaþmaya ve zihniyet deðiþine giderek Kemalist jargonla ifade edersek bir tür karþý-devrim gerçekleþtirdiler.


:BHDB:
Türkiye’de sað iktidarlar kendi varlýklarýný ve politikalarýný meþrulaþtýrmak üzere sýk sýk ‘milli irade ‘kavramýný kullanýrlar. Bu kavramý kullanma nedenlerinin baþýnda ise, seçimlerde elde ettikleri çoðunluða vurgu yapma ve bu suretle iktidarda iken yürütme gücünü halkýn tümü adýna ifa ettiklerini iddia etme maksadý vardýr. Fakat kavramýn bu þekilde kullanýlmasý ve toplumun tümünün iradesini temsil ettikleri iddiasý hiçbir zaman doðru olmadýðý gibi, seçim sonuçlarýnýn siyasal yansýmasý açýsýndan da mümkün deðildir. Bir toplumda demokrasinin varlýk göstergesi olarak çoðunluðu elde eden siyasi partinin iktidara gelmesi, daha doðrusu serbest seçimlerin yapýlmasý demokratik ortam için yeterli deðildir. Fakat demokratik siyasal zeminin bu basit önkoþulunu ‘milli iradenin tecellisi’ olarak yorumlayýp, kendi seçmen kitlesi dýþýndakileri ve kendine muhalefet edenleri yok sayarak iktidarýn her türlü gücünü onlara karþý kullanmak ve topyekûn muhalefeti bertaraf etmeye çalýþmak anti-demokratik anlayýþýn açýk bir tezahürüdür.

Demokratik bir toplumda baðýmsýz yargýnýn ve iktidarýn denetlenmesi anlamýnda yüksek yargý mahkemelerinin, sivil toplum kuruluþlarýnýn, sendikalarýn, meslek örgütlerinin, üniversitelerin ve özgür basýnýn üzerlerinde hiçbir baský olmadan görüþlerini serbestçe dile getirerek demokratik siyasal zemini oluþturmalarý ve gerektiðinde kendi çýkarlarýný savunabilmeleri çok önemlidir. Ancak Türkiye’de sað iktidarlar durumu bu þekilde anlamak/yorumlamak yerine, çoðunluðu elde eden partinin bir tür dikta rejimi gibi hareket edebileceði sonucunu çýkarýrlar. Demokrasi teorisinin pratiðe yansýyabilmesi için ‘çoðunlukçuluk’ anlayýþý yerine ‘çoðulculuk’ anlayýþýnýn hâkim kýlýnmasýnýn elzem olduðu gerçeðini görmek istemezler. Tabii bu durumun çeþitli nedenleri vardýr.

1946’da çok partili siyasi hayat geçildikten sonra iktidara gelen sað tandanslý partiler tek partili siyasi hayatýn ve dolayýsýyla devletin resmi ideolojisi olan Kemalizm’ e karþý açýk ya da örtülü bir mücadeleye giriþtiler. Askeri ve bürokratik entelijensiyanýn ideolojisi demek olan Kemalizm’e karþý kendi meþruiyetlerini ortaya koymak için ‘milli irade ‘ya da ‘halk iradesi’ kavramýný öne çýkararak, geleneksel deðerlere vurgu yaparak halkýn teveccühünü kazandýlar ve iktidar oldular. Ýktidara gelme sürecinde askeri ve bürokratik entelijensiyanýn halka uzaklýðýný ve Kemalist reformlarýn halkýn bütününe ve özellikle de kýrsal kesime nüfuz edemediðini gördüler ve bu durumu çok iyi kullandýlar. Ýktidar olduktan sonra ise devlet kadrolarýnda, bürokraside geniþ kapsamlý bir kadrolaþmaya ve zihniyet deðiþine giderek Kemalist jargonla ifade edersek bir tür karþý-devrim gerçekleþtirdiler. Bütün bu süreçlerde kendilerine karþý yöneltilen anti-demokratik yönetim eleþtirilerine ‘milli iradenin tecellisi’nin sonucu savunusuyla karþý koymaya çalýþtýlar. Sað partiler Kemalist kadrolarýn anti-demokratik uygulamalarýný eleþtirirken (siyasete, yargýya müdahale gibi) kendi iktidarlarý döneminde, eleþtirdikleri ideolojinin yerini tutarak toplumun muhalefet damarlarýný kurutmaya çalýþtýlar. Ýktidarlarýnýn hiçbir biçimde denetime tabi tutulmasýna izin vermeden, tahammül göstermeden, fütursuzca, toplumsal yapýyý kendi dünya görüþleri çerçevesinde biçimlendirmeye çalýþtýlar. Tabii bunlarý yaparken demokratik zemini oluþturan öðeleri þiddetle bastýrdýlar. Demokrasinin bir tür mutabakat zemini olduðunu unuttular, görmezden
geldiler.

Türk Saðý’nýn demokrasi kültürü açýsýndan tahammülsüzlüðünü açýklayabilecek önemli bir unsur da içedönük siyasal felsefe ve Batý kültürünün, siyasal birikimini yok saymaya dayalý zihniyet biçimi olduðu söylenebilir. Liberal düþüncenin iki bileþeninden biri olan ekonomik liberalizm Türkiye tarihinin çeþitli dönemlerinde sað düþüncenin gündemine geldiði ve vücut bulduðu halde, diðer bileþen olan siyasal liberalizme hiçbir zaman sýcak bakýlmamýþtýr. Özellikle soðuk savaþ yýllarýnda güçlenen anti-komünist düþünce Türkiye’nin düþünce iklimini olumsuz biçimde etkilemiþ muhafazakâr-milliyetçi sað düþünce haricinde her türlü düþünceye komünist yaftasý yapýþtýrýlarak þiddetle bastýrýlmýþ, dýþlanmýþtýr. Osmanlý’dan Türkiye’ye tevarüs eden siyasi, felsefi birikimin de oldukça yüzeysel ve iptidai olduðu düþünülürse, Türk Saðý’nýn neden tahammülsüz ve anti-demokratik yapýya sahip olduðu daha iyi anlaþýlabilir.

Türk Saðý’nýn siyaset anlayýþýnýn ayýrt edici özelliklerinden biri de popülizmdir. Çok partili hayat geçiþle birlikte baþlayan popülist siyasetin karakteristik özelliði sýradan olana yapýlan aþýrý vurgu ve idealin göz ardý edilmesi, hatta idealin olmamasýdýr. Genellikle ‘halk böyle istiyor ’þeklindeki iddiayla kolay olaný seçme ve banal olaný öne çýkararak, siyaseti kitlelerin diðer toplumsal kesimler üzerinde baský aracý olarak kullanýmýna sunma da sað zihniyetin özelliklerinden biridir. Otoriter ve hatta totaliter rejimlerin de seçimlerle, halkýn oyuyla ‘sýradan’ýn iradesiyle iktidara geldikleri düþünüldüðünde, sað partilerin popülist politikalarýnýn doðuracaðý kýrýlmalarýn ne kadar tehlikeli sonuçlar doðuracaðý da aþikardýr. Bununla birlikte, buradan politikanýn seçkinlerin iþi olduðu sonucunu çýkarmak da popülizmin ta kendisidir.

Türk Saðý’nýn demokrasi anlayýþýnýn yüzeyselliðinin nedenlerine yukarýda deðindik. Bu maddeleri yinelersek :‘Milli irade’ kavramýna atfedilen özel önem, demokratik zemini oluþturan unsurlarýn görmezden gelinmesi, devletin resmi ideolojisine karþý geliþen tepkisellik ve ayný tepkiselliðin kendi siyaset anlayýþlarýný da oluþturmasý, anti-komünist zihniyetin her türlü düþünceyi tehlikeli addetmesi, siyasi-felsefi mirasýn yüzeyselliði ve popülist siyaset anlayýþýdýr. Belirttiðimiz bu unsurlarýn Türk Saðý’nýn siyaset ve demokrasi anlayýþýný mevcut koþullarda da devam ettireceðini göstermektedir. Buradan bir ‘açýlým’ beklentisi de maalesef ki mevcut deðildir. Demokrasi sorununun yapýsal bir sorun olduðu aþikârdýr. Dünden bugüne kolayca deðiþebilecek bir süreç olmadýðý kolayca anlaþýlabilir.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Bir tür karþý devrim?
Gönderen: Hulki Can / , Türkiye
2 Þubat 2010
Yaþadýðýmýz süreç "bir tür karþý devrim" deðil, resmen karþý devrimdir. "Postmodern karþý devrim" demek daha doðru olacaktýr. Sonuç: kaos içinde bir ülke. Açýkça görülüyor ki dini, etnik bölücüðü kullanarak, ABD, AB ve Ýsrail taþeronluðu ile iktidar olmanýn sonu çýkmaz sokaktýr, uçurumdur. Bu öyle bir burgaçtýr ki tüm ülkeyi içine çeker. Umalým ki halkýmýz artýk bu oyunu görmüþ, kavramýþ olsun ve önümüzdeki seçimlerde darbe ve þeriat heveslilerine gereken yanýtý versin !

:: DEMOKRASÝ YOLU
Gönderen: KERÝM ALÝ / , Türkiye
17 Ocak 2010
Deðerlendirmenizi ilgi ile okudum. Bazý konulara hak versem de temel yaklaþýmýnýza katýlamýyorum. Türkiye'de demokratik geliþim 19. yy. kadar gider. Aslýnda köklü bir geçmiþi vardýr.Sapma totaliter amaçsýz yönetim biçimleri olmuþtur. Amaçsz derken ideolojik bütünlükten yoksunluðu kasdediyorum. Ne dediðimi anlamak için Rusya ile karþýlaþtýrmak yeterlidir. Tüm acýlara raðmen Rusya'nýn elinde saðlam altyapýlý bir coðrafya ve kültürel olarak olgun bir toplum vardýr. Ya bizim elimizde ne var? Buradan þu noktaya gelmek istiyorum. Türkiye ancak bulunduðu þartla içinde sað iktidarlar eliyle demokrasiye ulaþabilir. Çünkü sol diye bir þansý yok. Mevcut iktidarýn geldiði siyasal damar oldukça köklüdür. Bunu sadece rafah yol geçmiþi olarak anlamayýn. Ýslamcýlýk osmanlýdan miras bir siyasal akýmdýr. Ýttihatçýlýk da öyle bugün adýna Türkiye'de sol denilen. Daha fazla uzatmadan mevcut yapý ile bundan öncekileri karýþtýrmamak gereklidir. Ýster beðenelim ister beðenmeyelim Ak Partinin ideolojik bir bütünlüðe sahip olduðunu kabul etmek gerekir. Bunu dýþ politikada görmek mümkün. Maliye politikalarý hiç de popülist olmadý. Özelleþtirmeyi tam gaz yaptýlar. Finans sistemini gerçekten iyi inþa ettiler. Benim veya bir baþkasýnýn düþünce sistemine tam oturmasada gerçek bu gibi görünüyor. Demokratik açýlým da gerçekten insiyatif kullandýlar. Bu inanýlmasý zor sivil bir iktidarýn güç denemesi ve ilgiyle izliyorum Düþünce ufku açtýðýnýz için teþekkürler




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politika kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Son Otuz Yýlýn Ýdeolojisi Yeni Muhafazakarlýk
Son Ekonomik Krizin Düþündürdükleri

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Rus Edebiyatý'nda Gerçekçilik Akýmýnýn Öncüsü: Gogol'un Palto'su
Seçmen Davranýþlarýnýn Önemi ve Dp (Akp) 'Nin Nasýl Uzun Süre Ýktidarda Kaldýðý Üzerine Bazý Deðiniler
Çoðunluk: Türk Kimliðinin Sýradan Halleri
12 Eylül Referandumunda Neden "Hayýr" Oyu Kullanmalýyýz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Memurun Sabah Mesaisi Öncesi Gördükleri,düþündükleri [Öykü]
Alevilik Ýslam'ýn Dýþýndadýr..! [Deneme]
Askeri Vesayetten Sivil Otoriter Vesayete: Kýsýrdöngü,imkanlar ve Sýnýrlar [Deneme]
Futbol ve Ben [Deneme]
Türban ve Ýslami Kesim Üzerine Bazý Mülahazalar [Deneme]
Muhafazakar Tahayyülde Osmanlý Ýmgesi [Eleþtiri]
12 Eylül,anayasa Tartýþmalarý ve 1960 - 1980 Dönemine Dair Bazý Deðerlendirmeler [Eleþtiri]
Türkiye'nin Yeni Vesayeti: Muhafazakar Hegemonya [Eleþtiri]
Dersim Meselesi,chp'nin Tutumu ve Cumhuriyet Politikalarý Üzerine [Eleþtiri]
Otoriter Demokrasimizin Hal-i Pür Meali [Eleþtiri]


Akakiy Akakiyeviç kimdir?

Özellikle eleþtirel yazmaya özen gösteren,Türkiye tarihi,politika,sinema ve hatta edebiyat üzerine kafa yoran ve yazmaya çalýþan ve yazmayý önemseyen bir amatör yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Gogol,Puþkin,Çehov,Ahmet Ýnsel,Murat Belge,Ömer Laçiner v.b.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Akakiy Akakiyeviç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.