..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydý, umutlar dünde kalýrdý. - Dolmuþ atasözü
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Politika > Mevlüt Tok




16 Ekim 2010
Halk Ne Denli Varlýklý ve Eðitim Düzeyi Yüksekse, Yönetim Biçimi de O Denli Demokratiktir  
Adil Paylaþým, Yüksek Eðitim Düzeyi ve Demokrasi

Mevlüt Tok


Ülkemizde kentsel alanlarla kýrsal alanlar arasýnda eðitim, saðlýk, ekonomik koþullar bakýmýndan oldukça yüksek oranda nitelik ve nicelik farklýlýklarý vardýr. Kýrsal alanda miras yoluyla verimli tarým arazilerinin teknik tarým yapýlamayacak kadar çok küçük parçalara bölünmesi ve toprak reformunun gerçekleþtirilememesi gibi nedenlereden ötürü kýrsal alanda yaþam çok daha zor koþullar altýnda sürdürülmektedir. Kýrsal alanda yaþayan köylü yurttaþlar yalnýzca sýnýrlý bir dönemde çiftçilik yapabilmekte ve kazançlarý yaþamlarýna sürdürmeye yetmemektedir, ayrýca tarýmdan artakalan diðer uzun bir zamanda da köylülere tarým dýþýnda uðraþabilecekleri baþka iþ olanaklarý sunulmadýðýndan boþ ve hiç bir iþe yaramadan vakitlerini köy kahvelerinde boþa harcamaktadýrlar. Bu olumsuz koþullar altýnda kýrsal alanda yaþayan köylü yurttaþlar daha iyi yaþam koþullarý aramak ve sürekli para kazanabilecekleri sosyal güvenliði olan bir iþ bulmak amacýyla kentlere göç etmektedirler.


:BAJD:
Ülkemizde kentsel alanlarla kýrsal alanlar arasýnda eðitim, saðlýk, ekonomik koþullar bakýmýndan oldukça yüksek oranda nitelik ve nicelik farklýlýklarý vardýr. Kýrsal alanda miras yoluyla verimli tarým arazilerinin teknik tarým yapýlamayacak kadar çok küçük parçalara bölünmesi ve toprak reformunun gerçekleþtirilememesi gibi nedenlereden ötürü kýrsal alanda yaþam çok daha zor koþullar altýnda sürdürülmektedir. Kýrsal alanda yaþayan köylü yurttaþlar yalnýzca sýnýrlý bir dönemde çiftçilik yapabilmekte ve kazançlarý yaþamlarýna sürdürmeye yetmemektedir, ayrýca tarýmdan artakalan diðer uzun bir zamanda da köylülere tarým dýþýnda uðraþabilecekleri baþka iþ olanaklarý sunulmadýðýndan boþ ve hiç bir iþe yaramadan vakitlerini köy kahvelerinde boþa harcamaktadýrlar. Bu olumsuz koþullar altýnda kýrsal alanda yaþayan köylü yurttaþlar daha iyi yaþam koþullarý aramak ve sürekli para kazanabilecekleri sosyal güvenliði olan bir iþ bulmak amacýyla kentlere göç etmektedirler.

Sanayileþmenin etkisiyle de yoðunluk kazanan kentlere göçler nedeniyle yurdumuzda kentli nüfustan daha yüksek oranda olan köylü nüfusu artýk kentli nüfusun çok gerisinde kalmýþtýr. Cumhuriyet’in kuruluþunda ülkenin büyük bir kesimi köylülerden oluþurken artýk Türkiye nüfusunun yarýdan çoðu kentlerde yaþamaktadýr. Göçler sanayinin geliþtiði ve istihdam olanaklarýnýn daha yüksek olduðu büyük sanayi kentlerine olmaktadýr çoðunlukla. Yurdumuzun deðiþik kýrsal alanlarýndan gelen köylülerle göç alan kentlerin nüfus yapýsý etnisite, din, politik görüþler bakýmýndan oldukça çeþitlilik göstermektedir. Tekil etnik, din, mezhep yapýsýna sahip olan kýrsal alanlardan göç ederek kendilerini çoklu etnik, din ve mezhepleri barýndýran kentsel bir alanda bulmaktadýrlar. Göçlerin sonucunda ülkemizde Ýstanbul, Ankara, Ýzmir, Adana gibi bir çok büyük kenler çoklu ekin, etnisite, dil yapýlarýyla büyük sorunlarýyla boðuþan küresel megakentlere dönüþtü. Ekonomik bakýmdan da göreceli olarak kentler kýrsal alanlardan çok farklý toplum katmarnlarýný barýndýrmaktadýr. Halkta demokrasi istek ve gereksinimi, farklýlaþan, çeliþkileri artan, farklý ekinsel ve ekonomik toplumsal katmanlarýn ortaya çýkýp geliþtiði toplumlarda doðar ve geliþir.

24 Ocak Kararlarý ise ekonomimizde bir dönüm noktasý olmuþtur. Anaparanýn bir bölümünün dünya pazarlarýnda yarýþarak mal satýp para kazanmasý bu tarihten sonra baþladý. Ýhracatçý kesimler Ankara’nýn desteðine gereksinim duymadan iç pazarý sömürme ucuzluðundan kurtulmaya baþladý; baðýmsýzlaþtý. Dýþ pazarlarda para kazanmayý öðrendi. Bir çok giriþimcimiz, sosyalizm etkisinden kurtulan Doðu Avrupa’da liberal ekonomilerin geliþmesiyle devlet teþviklerinden yararlanmak, ucuz iþçi saðlamak üzere iþlerini ve fabrikalarýný Türkiye’den söküp uzak ülkelerde yeni iþ alanlarý açtýlar. Gittikleri ülkelerde markalaþarak iyice zenginleþtiler. Avrupa Birliði ruhu, Birliðe uyum yasalarý ve AB müzakere süreci, Anadolu’nun ihracatçý anaparasýný da kapsayan bir þekilde yeryüzüne mal satan kesimleri daha da güçlendirdi.

Dýþ pazarlardan para kazanan kesimler serpildikçe, Türkiye’deki tekelci, tekilci düþünce yapýsý ve siyasal parti düzeninin kendisinin önünü kesen düþünce yapýsýndan duyduðu rahatsýzlýk da daha fazla ve gür bir sesle dillendirilmeye baþladý. Odalar ve Birlikler hükümetlere ekonomik ve ticari önerilerde bulunup onlarý yönlendirmeye baþladýlar. Bu demektir ki daha çok para kazanan ve zenginleþen kesimler daha yüreklice siyasal tartýþmalara katýlarak düþüncelerini açýklayabilmekte ve demokrasimizi çoksesli bir demokrasi korosuna dönüþtürmektedir. Anadolu'dan yükselen ''Anadolu Kaplanlarý'' ülke ekonomisinde önemli bir yer tutmaya baþladý. Devlet teþviklerine dayanýp güvenmeden, devletten baðýmsýz bir büyük çoðunluk Anadolu’da ihracat sayesinde zenginleþmeyi sürdürdü. Bir çoklarý dünyanýn baþka ülkelerine de iþlerini taþýyarak orada dünya ticaretine de yön vermeye baþladýlar. Gittikleri ülkelerde markalaþmaya baþladýlar. ''Anadolu Kaplanlarý'' daha çok ulusun uygarlýk ve ekin köklerine baðlý, ulusal deðerlere baðlý ve ulusal ekinsel deðerlerini koruyucu düþünce yapýsýna sahip kesimlerden gelmektedir. Halk zenginleþtikte tabandan gelen bir baskýyla siyasal yapýyýda dönüþtürüp deðiþtirmeye baþladýlar. ''Al'' kýyýlarýn anlayamadýðý, ''Ak'' Anadolu halkýnýn zenginleþmekte olduðuydu. Oysaki halk daha varlýklý bir duruma geldikçe yönetim biçimi de daha çok demokratikleþir. Kýrallýklar güç kaybeder. Artýk toplumu kýrallar deðil kurallar yönetir.

Türkiye çaðdaþ ülkeler düzeyine ulaþmak istiyorsa, gönenç düzeyini yükseltip özgürlüklerini geniþletecekse, devletin resmi siyasal düþüncesini býrakýp, yerine “demokrasi”yi koymasý gerekecektir çünkü demokratik devletlerin yurttaþlarýna zorla, baskýyla siyasal düþünce benimsetme gibi bir görevi olamaz. Çaðdaþ demokrasilerde devlet belli bir etnik yapýya, belli bir dini düþünceye dayalý olmaz. Devlet bütün siyasal düþüncelere, etnisitelere ve dinlere eþit uzalýkta/yakýnlýkta olmalýdýr. Devletin kendisi bir dünya görüþüne veya bir siyasal düþünceye sahip olamaz, yapýlanmasýný bir din, mezhep veya etnisiteye dayandýramaz; tam tersine demokratik toplumlarda siyasal partiler ve STK'larýn dünya görüþleri olur. Devletin vatandaþlarýna dayattýðý resmi bir dünya görüþü olamaz. Böyle bir dayatma olursa, o toplum yönetimi tekilci zorba/faþist bir devlet yapýsýna doðru sürüklenir. Devlet yönetiminin tekilci zorbalýða/faþizme dönüþmemesi için halkýn kendisi çoðulcu siyasal düþüncelerini, dünya görüþlerini oluþturur ve siyasal partilerini kurarlar. Halk, devletin “ekonomik ve siyasal patronu” olur. Kendisini yönetsinler diye seçtiði kiþileri zamaný gelince beðenmediðinde deðiþtirmesini de bilir. Yöneticilerini þýmartmaz. Buyurgan bir yönetici deðil, halka danýþan ve halktan görüþ alan bir erk oluþtururlar. Yöneticiler baþarýlarýný kendilerini destekleyen halka borçlu olduklarýný bilirler.

Þimdi bu, Türkiye’de gerçekleþmekte ve seçkin ''al'' kýyýlarýn gittikçe küçülmekte ve sýradan ''ak'' Anadolu gittikçe büyümektedir, sýnýf atlamaktadýr. Devletin Yönetim Düzeninin güçlenmesinin temel nedeni de bu toplumsal-ekonomik geliþmedir. Yoksul Anadolu yükseldikçe, eðitim ve ekonomik durumu iyileþtikçe, Anadolu insaný da daha çok devlet yönetiminde etkin duruma geçecektir. Anadolunun köylü insaný okuyup, kazanýp devletin bürokrasi basamaklarýnda yükseldikçe, bazý seçkinlerin altýndan kýrmýzý halýlar kaymaktadýr. Önceki seçilmiþ ve seçkinler katmanýnýn mutlu azýnlýðý konum kaybýna uðramýþlardýr. Nasýl yaðmur yaðýnca aðaçsýz ve temelsiz bölgelerde yer kaymasý olur iþte böylece Türk toplumunda da yeni olanaklara kavuþan yoksul kesimler yükseldikçe, toplum yapýsýnda da yer ve konum kaymasý olmaktadýr.

Halkoylamasýnda ‘‘hayýrcý’’ seçkin ''al'' kýyýlar, bu ülkenin sahibinin “bütün sýradan halk” olduðunu görüp içine sindirmeli ve sýradan ''ak'' Anadolu da “ekinsel korumacýlýkla demokratikleþme” sýnýrlarýný iyi belirlese demokratikleþme sürecini daha fazla kutuplaþmadan, düþmanlýklar büyümeden sorunlarýn üstesinden gelebiliriz. Bunu “özgür demokrasi” diye adlandýrabiliriz. Yeter ki kamusal alan bireyin hak ve özgürlüklerini aþýrý kýsýtlayýcý bir biçimde özel alaný daraltmasýn. 12 Eylül askeri anayasa düzeninin yerine AB ölçütlerinde bir “özgür demokrasi”nin kurulmasýyla demokrasimiz gerçek evrensel deðerlerine kavuþacaktýr. Þimdi ‘‘hayýrcýlar’’ ve ‘‘evetçiler’’ kavga-dövüþü býrakalým, AB süreci ve ilkelerinin yaratacaðý ortak bir yerde, ortak bir noktada buluþalým ve evrensel deðerleri paylaþalým.

Teknoloji ve uluslararasý ticaret, ekinsel, siyasal, diplomatik iliþkiler dünyayý küçük bir köy ortamýnýn yakýnlýðýna dönüþtürmüþtür. Gerekli ekonomik, toplumsal ve politik önlemler alýnabilirse, farklý ülkeler, topluluklar, kültürler olarak bir yandan, bu çok katmanlý, çok boyutlu yapýmýzla her birim kendi yapýsýný demokratik ölçüler içinde koruyabilir ve de dünyayý dayanýþma ve iþ birliði içinde sorunlarýna yönelmiþ mutlu bir “köy” biçimine dönüþtürebiliriz. Bir birey olarak evimde bilgisayarýmýn önüne oturuyorum. Ýnternet baðlantým da var. Dünyanýn öbür ucunda hiç tanýmadýðým biriyle konuþabiliyor ve görüþ alýþ veriþinde bulunabiliyorum. Baþka dünya görüþünden insanlarla karþýlaþtýkça kendi görüþüm de yeni boyutlar kazanýyor. Ýnternetsiz bilgisayar pencereleri olmayan bir odaya benzer. Kapalý bir ortamda dýþ dünyadan haberler alamazsýnýz. Ama internet baðlantýlý bilgisayar öyle mi? Bütün dünyadan anýnda haber alabiliyor ve kendi ülkenizde olanlarý anýnda uzak ülkelerdeki insanlara ulaþtýrabiliyorsunuz. Kendi görüþ ve düþüncelerinizi bir virüs gibi diðer bireylere anýnda bulaþtýrýyorsunuz. Toplumsal olaylar bulaþýcý bir hastalýk gibidir. Anýnda baþka ülkeleri de etkiler. Bir ülkede oluþan etnik bir oluþum, hemen komþu ülkedeki akraba etnik grubu da eyleme geçirir. Ýnternetle kapalý toplumlar ortadan kalkmýþ, toplumlar daha saydam duruma gelmiþ ve toplumlarý yönetme daha zor bir biçime dönüþmüþtür. Bilgisiz ve yoksul bir toplum korkak ve hemen buyruklara baþ eðer; onlarý yönetmek de oldukça kolaydýr ama eðitim ve konomik düzeyi yüksek sorgulayan, hesap soran bir toplumu yönetmek öyle midir? Deðiþim ve dönüþümün ateþlenmesi, zaman ve yerin çok ötesinde sýnýrlarýný aþarak gittikçe kolaylaþmaktadýr.

Yeryüzünde sömürgeci, baskýcý baskýn güçlerin seçenekleri gittikçe daha fazla aðýrlýk kazanýyor. Amerika ve Rusya gibi sömürgeci düþünce yapýsýna sahip büyük devletler yerküremizde daha fazla söz sahibi olmaktalar ve ulusal devletleri daha çok etkilemekteler. Hükümetler yýkýp hükümetler kurmaktalar. Turuncu devrimler yapýlmakta. Ve gün geçmiyor ki karþýdevrimler olmasýn. Yeryüzündeki yaþam niteliðini arttýrýcý, gelir farklýlýklarýný azaltýcý, geliþmeyi yayýcý çabalara gereksinim vardýr. Bütün bu olumsuzluklarla birlikte yine de küreselleþmenin yeryüzünde demokratikleþmeyi desteklediðini düþünüyorum. Daha fazla internet , biliþim olanaklarýnýn ortaya çýkýþýyla artan iletiþim olanaklarýnýn, insanlarýn karþýlýklý, iki yönlü bir etkileþime girebilmesinin, her bireyin kendi yayýn ortamlarýný internet üzerinde yapabilmesinin, toplum, topluluk ve guruplarýn, etkileþimli olarak zaman ve yer sýnýrlamasýna takýlmaksýzýn oluþabilmesinin demokratikleþmeyi olumlu etkilediðini düþünüyorum.

Düþünebiliyor musunuz? Evinizde Skype programýný bilgisayarýnýza indirerek video konferans görüþmeler yapabiliyorsunuz. Ýsterseniz gruplar kurup ayný anda onlarca insana konferanslar ve seminerler verebiliyorsunuz. Dünya çok küçüldü. Bütün dünya bilgisayar ekranýnýzda küçük bir köyden daha küçük bir duruma geldi. Þimdi siz New York veya Londra'da veya Kýzýlay'ýn ortasýnda bir serbest kürsü kurup insanlara istediðiniz zaman seslenebilir misiniz? O da ne demek? Henüz daha ülkemiz o demokratik olgunluða eriþemedi. Ayaklandýrma mý çýkarmak istiyorsunuz ne (!?) Ama internette öyle mi? Ýstediðiniz kadar insaný listenizde toplayýp, her gün onlarla sohbet edebilir, kendi düþünce ve görüþlerinizi onlara aktarabilirsiniz. Böyle bir toplumda da hiç kuþkunuz olmasýn demokrasi hýzla yükselir.

Demokratik hukuk devletinde sivil toplum kuruluþlarý da demokrasinin geliþtirilmesi konusunda önemli görevler üstlenir. Hem devleti denetler, hem de gerek, devletin çeþitli birimleri arasýnda, gerekse devletle vatandaþ arasýnda katalizör iþlevi görebilir. Bir sivil toplum kuruluþu; kendi alanýnda topluma önderlik yapabilir, topluma ve bütün kesimlerine eleþtirel bir gözle bakabilir ve gerektiðinde gerçeði tüm çýplaklýðý ile topluma söyleyebilir. Bunlarýn yanýnda, topluma yönelik baþka yararlarý da olabilir. Bir derneði yaþatmak ve etkinlikte bulunmak, oldukça zorlu bir uðraþtýr. Denetleme düzenekleri kurarak, daha esnek ve demokratik bir yapýya geçmek gerekir. Bu kapsamda, kurumlar STK’larda görev alan üyelerini heveslendirmeli, onlara hoþ görü ile bakabilmelidir. Emekliler yaþamdan ellerini eteklerini çekmemeliler, STK’larda görev almayý bir yaþam biçimine dönüþtürmelidirler.

Geliþmiþlik ve demokrasi arasýnda çok yakýn bir iliþki vardýr. Geliþme düzeyi çok düþük bir toplumda, doðal olarak eðitim seviyesi de düþüktür; okullaþma seviyesi düþük, meslek içi, sürekli eðitim gibi kavramlar henüz oturmamýþ, olanaklarý sýnýrlý, düþünce yaþamý sönük olduðu için demokrasi genelde gündemde deðildir. Toplumun geliþmesi ile eðitim arasýnda doðrudan bir iliþkiden söz etme olanaðý vardýr. Bunun bir yansýmasý da geliþmiþ toplumlarda demokrasinin de geliþmiþ olmasýdýr. Demokrasi; düþünen, sorgulayan, katýlan, denetleyen bireylerin olduðu yerde geliþir ya da demokrasinin varlýðý bu tür birey ve STK’larýn varlýðý ile onaylanýr. Bir baþka deyiþle, geliþmiþlik demokrasiyi destekler. Öte yandan, demokrasi geliþmeyi destekler. Bilinçli, katýlýmcý bireylerden oluþan, demokrasisi geliþmiþ toplumlarda eleþtiri ve denetim mekanizmalarý kurulmuþ, diyalog kültürü oluþmuþ ya da oluþma sürecindedir. Bu durum ise; kaynaklarýn daha verimli kullanýlmasýna ve tek tek bireylerin daha akýlcý davranmasýna katkýda bulunur. Bunun sonucunda, ülke, ekonomik ve toplumsal açýlardan da geliþir.

Ýnternetin yaygýnlaþmasý ile ortaya çýkan bilgi toplumunun belirtileri arasýnda katýlýmcýlýk ve saydamlýk, bilgi toplumuna giden süreçte en belirgin özelliklerdendir. Uluslarýn doðal kaynaklarýnýn ve varlýklarýnýn, birikmiþ anapara ve yer altý kaynaklarýndan çok, bilgiye dayalý olduðu gerçeði ortaya çýkmýþtýr. Yetiþmiþ bireylerin yaratýcýlýk ve giriþimcilikleri, Araþtýrma-Geliþtirme ve yenilenme ortamýnda bolluk ve göneneç yaratan temel ögelerdir. Tüm bunlar ise, ancak geliþmiþ demokratik ortamlarda filizlenir. Eðer olanaðý varsa, geliþmiþ ülkelerde olduðu gibi ülkemizde de internet baðlantýsý çok ucuz olmalý ve artýk her evin olmazsa olmazlarýndan olmalýdýr. Her vatandaþýn zorunlu vatandaþlýk numarasý aldýðý gibi elektronik posta adresleri almalarý da zorunlu duruma getirilmelidir. Ulaþtýrma bakanlýðýna ülke demokrasisinin geliþimi konusunda büyük görevler düþmektedir.

Böylece, biliþimci geliþmiþlik ile demokrasi arasýndaki karþýlýklý iliþki açýða çýkmaktadýr. Birindeki geliþme ötekini ateþler, bu karþýlýklý olarak sürüp gider. Bu nedenle; biz henüz geliþmedik, o nedenle demokrasi biraz arkadan gelsin, önce kaynaklarý düzgün kullanalým, gibi yaklaþýmlar, doðrudan kaynaklarýn boþa harcanmasýna ve ülkenin daha yavaþ kalkýnmasýna yol açar. Ben demokrasiye yatýrýmýn, ülkenin geleceðine yatýrým olduðunu düþünüyorum. Demokrasinin geliþmiþliðinin göstergelerinden biri de STK’larýn yaygýnlýðý, etkinliði ve toplumsal örgütler içindeki yeridir. Saydamlýk ve katýlýmcýlýðýn önemli ögeleri arasýnda kesinlikle STK’lar vardýr. STK’lara temel hazýrlamak için daha ilköðretimden baþlayarak genç öðrencilere STK’larla baðlantýlý bir biçimde öðrenci klüpleri ve gruplarý kurarak demokrasi eðitimi verilmelidir. Öðrenciler daha ilköðretim sýralarýnda seçmeyi ve seçilmeyi öðrenmeliler. Ben eski ‘‘Ýlköðretmen Okulu’’ mezunuyum. Bizde seçmek ve seçilmek, idarecilerle iþbirliði içerisinde okulu öðrenciler adýna yönetmek, öðrencilerin sorunlarýný okul yöneticilerine ulaþtýrmak, öðretmen kurullarýna katýlmak çok önemli iþler arasýndaydý. Festivaller gibi seçim kampanyalarýmýz olurdu. Hatiplerimiz kürsüye çýkar izler için neler yapaileceklerini anlatýrlardý. Seçimlerde parti bayraklarý gibi bayraklarýmýz da vardý. Bizler demokratik yaþam tarzýný daha okullarda yaþayarak öðrendik. Çoksesli bir demokrasinin geliþimi için eðitim ayaðý önemsenmeldir. Bu düzenekler temel olarak; hukukun üstünlüðü, bireyin devlete karþý güçlü olmasý, birey-devlet iliþkisinde önceliðin bireye verilmesi yönündeki yapýlanmalar ve bu yapýlanmalarý destekleyen, denetleyen, devletten baðýmsýz, yasalarla korunan STK aðýrlýklý yapýlardýr. Bunlara toplumcu devletin koruyucu mekanizmalarýný da eklemek gerekir.

Özel yaþamýn ve iletiþimin gizliliði, örgütlenme, sendikalaþma gibi temel insan haklarýnýn, kâðýt üstünde deðil, her yurttaþýn günlük yaþamýnda hissedebileceði düzeyde yaygýnlaþmasýný saðlayacak toplumsal örgütlenme gerekli. Burada temel düþünce yapýsý, vatandaþ odaklý olmalý; yani, kutsal devlet ve devletin yüksek çýkarlarýndan çok, yurttaþýn birey olarak haklarý temel alýnmalýdýr. Özel yaþamýn gizliliðini ortadan kaldýran, isanlarý yatak odalarýnda en gizli olmasý gereken yerde dinleyip, bu ses kayýtlarýný internetten bütün dünyaya yaymaktadýrlar. Daha da öteye giderek parti baþkanlarýný bile devirebilmektedirler. Kutsal devlet anlayýþýyla devletin yüksek çýkarlarý uðruna yurttaþlarýný þucu veya bucu diye fiþleyebilmektedirler. Bireye iliþkin tüm kararlar, doðrudan yetkili, uzmanlaþmýþ hakimler tarafýndan alýnmalý, bu tür mahkemelere itiraz hakký, doðal bir hak olarak onanmalýdýr. Daha bizim Avrupa ölçütlerinde bir demokrasiye kavuþmamýz yýllar alacaða benziyor. Ýþçilerin, emekçilerin, memurlarýn sendikalaþmasý önünde duran bütün yasal engeller kaldýrýlmalý, toplu sözleþmeli, gervli lokavtlý çalýþma yaþmýna geçilmelidir. Deðiþen anayasamýzla bu haklar memurlarýmýza da saðlanmýþ oldu. Umarým yönetim erki grevli-lokavtlý çalýþma yaþamýný düzenleyen yasalarý ivedilikle çýkartýr. Çalýþan memurlar ve iþçiler bir yere kadar ekonomik haklarýný koruyabildikleri halde, emekliler tamamen yoksun durumdadýrlar. Çýkarýlacak yasalarda emeklilerin haklarý da çalýþanlardan geride kalmamasý saðlanmalýdýr.

ABD’de bulunan ve ülkeleri özgürlük ölçütlerine göre deðerlendiren “the Freedom House” adlý kuruluþun 2006 raporuna bakarak (petrol zengini ülkeler dýþýnda) 84 ülkenin kiþi baþýna yýllýk gayrý safi milli hâsýlasý ile “özgürlük dereceleri” arasýnda iliþki orta-üst derecede görünüyor. (Pearson korrelasyon katsayýsý 0, 57). Ama iliþkiyi daha anlamlý kýlan baþka bir araþtýrma daha var. O da, bilinen ve tanýnan 50 ülkenin Beþeri Kalkýnma Endeksi (Human Development Index) ile yine yýllýk kiþi baþýna gayri safi milli hâsýla arasýndaki iliþki. Bu iliþki ise istatistikçi uzmanlar tarafýndan yüksek olarak nitelendiriliyor. (Pearson korrelasyon katsayýsý 0, 774)

Baþta Afrika ülkeleri olmak üzere dünyanýn birçok yoksul ülkesinden diðerlerine sýðýnma olaylarý gerçekleþiyor. Doðal olarak bunlar sýðýnma isteklerinde bulunurken “bizim ülkemizde karnýmýz doymuyor, siz zenginsiniz biz de burada geçinip gidelim diye geldik” demiyorlar. Yalan söylediklerini bile bile piþmiþ kelle gibi sýrýtarak ülkelerindeki yok politik baskýlardan, yok iþkencelerden, yok bilmem neden kaçtýklarýný ileri sürüyorlar. Peki, bunlar Andora, Bahama, Barbados, Þili, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelere sýðýnýyorlar mý? Hatta Almanya, Ýngiltere, Ýspanya, Ýtalya dururken Polonya’ya, Slovenya’ya, Macaristan’a Slovakya’ya, Uruguay’a sýðýnaný hiç duydunuz mu?

Oysa kimsenin aklýna gidip sýðýnalým diye gelmeyen bu ülkelerin hepsi the Freedom House deðerlendirmelerine göre 2007 yýlýnda, insanlarýn sýðýnmak için ölümü dahi göze aldýðý birçok geliþmiþ ülkeden daha “özgür”. Mesela Yunanistan’dan daha özgür, Japonya’dan daha özgür. Ama “insan haklarý ve demokrasi” nin somutlaþtýðý ve insana yansýdýðý, bebek ölüm oraný, ortalama ömür, eðitim ve onun içinde kadýn okuryazarlýðý, kültür, haberleþme, sosyal güvenlik vb. gibi yaþam kalitesini belirleyen Beþeri Kalkýnma Endeksi ölçütlerinde tabiî ki gönenç ön plana çýkýyor ve “politik sýðýnmanýn” gerçek adresi kolayca okunuveriyor.

Ýnsan haklarý ve demokrasi ile ekonomik gönenç arasýndaki paralellik, hatta neredeyse özdeþlik ortada iken, aydýn denen insanlarýn ülkelerinde ekonomik gönenci ve toplumsal adaleti saðlamak için ter dökmek yerine, birilerinin sözcülüðüne soyunup, fýrýndan lahmacun ýsmarlar gibi “insan haklarý ve demokrasi” istemelerini ancak “eþeðini dövemeyen semerini döver” özdeyiþimizle ifade edebiliyorum. Ýnsan haklarý ve demokrasi gibi adlarla evrensel sempati çaðrýþtýran alanlarda, emperyalist parasýna dayalý sivil itaatsizlik yaratma projelerine en azýndan alet olan bu kiþilerden bir bölümünün, söz konusu “saygýdeðer” (!) uðraþlarýný “solculuk” veya “sosyalizm” adýna yapmalarý ise komedinin son perdesidir.

Amerika veya Avrupa’nýn geliþmiþ ülkelerine olan göç ve sýðýnma neden Türkiye’ye olmuyor? Bütün dünyadan insanlar daha iyi çalýþma ve yaþam koþullarýna kavuþmak için her yýl Yeþil Kart (Green Card) kuyruðuna girmekteler. Neden sýðýnmacýlar Türkiye’ye deðil de Amerika ve Avrupa ülkelerine sýðýnmaktadýrlar? Çünkü orada üstün ekonomik koþullarýn yanýsýra insanca yaþama olanaklarý veren hakça ve demokratik yaþama koþullarý da oluþturulmuþtur. Orada askeri darbelerin olmasý, evlere baskýnlar yapýlýp yüzlerce insanýn yalnýzca düþüncelerinden ötürü suçlu ilan edilmesi olasý deðildir. Türkiye’de yaþam koþullarý iyileþtikçe, hukukun üstünlüðü uygulamada da saðlandýkça, demokratik bir düzen kuruldukça bizden kaçan bazý insanlar baþka ülkelere sýðýnmayacaklar, tam tersine komþu ülkelerdeki akraba etnik gruplar daha iyi bir yaþam ortamýna kavuþmak için bizim ülkemize sýðýnacaklardýr. Saddam’ýn önünden kaçan etnik azýnlýklar bizim merhamet dolu kollarýmýza sýðýnmadýlar mý zamanýnda?

Ekonomik gönenç ile insan haklarý ve demokrasi arasýnda paralellik iliþkisi var da, acaba sebep-sonuç iliþkisi nasýl? Yani bir toplum varlýklý olduðundan dolayý mý demokratik ve özgür, yoksa özgür ve demokratik olduðundan dolayý mý varlýklý? Keþke ikinci seçenek geçerli olsaydý da, bunca ekonomik zorluða gerek kalmadan, ne bileyim Bangladeþ’in, Etiyopya’nýn, Sudan’ýn anayasasýný ve hukuk düzenini deðiþtirip açlýðý, sefaleti yok ediverseydik. Ama ne yazýk ki özellikle son yüzyýllarýn dünya tarihi, ekonomik birikimlerin daha adil bölüþümü için verilen ve önemli bir bölümü kana ve cana mal olan boðuþmalarla doludur.



Kaynaklar:

1) Halk zenginleþtikçe rejim demokratikleþir
Mehmet ALTAN
Star Gazetesi / 14 Eylül 2010

2) Hangi Demokrasi (5) “Daha Güzel Bir Türkiye Ýçin: Her Yerde STK !”
Mustafa Akgül
SÝVÝL TOPLUM DERGÝSÝ / YIL : 3 SAYI : 9 / OCAK - MART 2005

3) SÝYASAL ADALET: BÝR MODERN ÜTOPYA
DOÇ.DR MEHMET TEVFÝK ÖZCAN
Ýstanbul Üniv. Hukuk Fakültesi



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sözleþmeli Öðretmen
Wikileaks, Mossad ve Cýa Ýþbirliði
Kýzýlca Kýyamet: Biliþim Kýyameti
Sökün Köyü'nün Boynu Bükük Tarihi Camisi!
Askerliði Gereksiz Yere Uzatmak Yersizdir
11 Eylül Karartmasý, Amerika Birleþik Devletleri ve Ýsrail
Yoksulluða Karþý Savaþta Din Görevlilerinin Önderliði
Çok - Kültürlü Toplumlar
Din Görevlisi Kanaat Önderi Olmalýdýr
Uygarlýklar Dayanýþmasý mý Yoksa Uygarlýklar Çatýþmasý mý?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ozymandias [Þiir]
Pars! Pars! [Þiir]
Ak Güvercinim, Özgür Yiðidim! [Þiir]
Ýl Olma Yolunda Ýlerleyen Silifke [Deneme]
Cayýr Cayýr Yanýyor Ülkemiz Þu Lanet Terör Yangýnýnda! [Bilimsel]


Mevlüt Tok kimdir?

Emekli Ýngilizce okutmanýyým. 1954 Mersin doðumluyum. Bu sayfalarda çeviri denemeleri yapmak istiyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mevlüt Tok, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.