Aşk Mektubu
Aşık olmaya ne kadar da hazır olduğumuzu bilmelisin demişti dedem. Ve anlattığı aşk masallarında, hep kendimi aradığımı, şimdi biliyorum.
Aşık olmaya ne kadar da hazır olduğumuzu bilmelisin demişti dedem. Ve anlattığı aşk masallarında, hep kendimi aradığımı, şimdi biliyorum.
Ertesi günü gözlerini açtığında yepyeni bir çevreyle karşılaştı. Bin bir çeşit çiçeğin yer aldığı bir binadaydı. Sürekli insan görüp, çiçeklerin götürüldüğünü görürdü...
Işığa değil karanlığa ait olduğumu kim fısıldayacak olgunlaşmamış kulaklarıma? Kimin kalp atışları başımı yukarı kaldıracak ve ışıkla gelen hayata tekmeler savuracak cesareti verecek bana? Başlamamış hayatıma kim dur diyecek ve ormanların en ıssız zirvesinden gelen bir nefes gibi çekecek içine, tutacak bedeninde sımsıkı, bırakmayacak? Geri alacak tüm verdiklerini,
Ellerimin içinde oldu değişimin. Gözlerimin önünde. Sabun eridikçe küçülür ya, sen eridikçe çoğaldın, yeni şeyler yazdıkça, ürettikçe arttın. Biliyordum adım adım gittiğini. Benden, bizden uzaklaştığını, her geçen gün farklılaştığını korkarak görüyordum;
Bulutlar ağır ağır yürüyor, beyaz güneşin etkisiyle kızarmış, büzürmüş, masum, öylece ağır öylece hafif. Toz kondurmamış gibi inceden rüzgar esiyordu. Yaprakların hışıltısı kuşların sesine karışıyordu. Güneş ince,narin, endamlı, ışığı keskin bir gidip bir geliyor, içimde burukluktan kalma izler sevenleri hatırlatıyor bana sevince doğayı.
Alt tarafı vesaiti nakliye
Üst tarafı, huzuru zamanlı, savunması yersiz gelmiş ama hala yurtsuz kalmış ayrılık…
Bütün renklerin ve duyguların ortasında insan renksiz kocaman bir yalnızlık içinde. Poşette. Çöp poşetinde.
Deli olmak gerek
konuşabilmek,hayal kurabilmek için.
Deli olmak gerek
kelimelere bir ünlem- hayallere isim verebilmek için.
adımlarını iyice yavaşlattı
zamanı gelmişti biliyordu
bu yüzden herşeyin kusursuz gelişmesini istedi şu an herşey onun himayesindeydi kimse dokunamaz
geri çevremezdi..
" Bir parçasını yitirmiş gibiydi. Elini yüzüne götürüp alnına dokunmak istedi. Saç tutamlarının arasında gizlenmiş eski bir yara izini arayıp buldu parmakları. Karanlık bir gecenin daha da karanlık sessizliği beyninde çanlar çalmaya başladı. Hıçkırıkl
Biz farkında olalım ya da olmayalım, tüm yaşadıklarımız 'içimizde bir yer'lere yerleşir. Onlarla yüzleştiğimiz en belirgin anlar ise yalnızlığa düştüğümüz, düştüğümüz yerde kendimizi bulduğumuz anlardır... Bazen farkına varır anlamlandırmaya çalışırız, bazen de canımızın acısıyla ardımıza bakmadan kaçarız...
"uzaktan, çok uzaktan taneler geliyor
gökyüzünden irili ufaklı..
avucumu açıyorum..
her tanenin erirken içimi serinletmesini istiyorum..
pamuk gibi.. erimiyor bir türlü.. erimesi için dua ediyorum.. serinlemek istiyorum.."