Zamanını şaşırmış adet günlerinin melankolik etkisiyle kusuyordu kız
Bir derenin kenarında
Susuyordu kız kırmızı dudaklarıyla.
Kusuyordu kız paramparça düşleriyle...
Kanıyordu kız, kanatıyordu, kanatılıyordu...
Hayatını paketleyip damarlarında
Bir haçla mühürlüyordu geceleri
Uzaktaki / yakındaki tanrıya gönderiyordu içtiği biraların şerefini.
Geri iadesi kabulsüz insan hayatlarını satın alan şirketleri düşünüyordu,
Dövmeli vücutların cennete girebileceği garantisini verenleri seçebilmek için...
İkişerli gruplar yapmadan önce rehberimiz kaçıncı tecrübesinde
Dövmesiz bir alan bırakmıştı alkollü beyinlerde, bilmek istiyordu.
Kim/
İn cehennemindeydik?
Kim/
İn dünyasında?
Kaçıncı dönemde ölmeye hak kazanmıştık oysa?
Çocukken hayalini kurduğu beşiklerin etrafında dolaşırken
Tahta duyguların simgeleşmiş hayalleriyle dolduruyordu her bir beşiği.
Sallanışları, devinimleri gibi sarsıyordu aşkları hayatını.
Kırdığı bir oyuncak gibi üzüntü veriyordu yok olan aşk kırıntıları...
Ağlıyordu kız, parmaklarında kınalarla...
Sallanıyordu kız, şeritlerin arasında...
Kusuyordu kız, çekilecek acıları...
Akıtıyordu kız, bir yıllık adet kanını...
Yara alıyordu kız
Sarhoş oluyordu zamansız...
