Özdemir Asaf’ın söylediği gibi kendinden korkan kaptan göz ayıramaz limandan. İnsan kendini yakından görmek yerine uzaklardan bakar ki güzelliğini göremediğinden çirkinliğinden kaçmak ister. Başarısızlık güvensizlikten ve korkaklıktandır. Benim yapmaya çalıştığım bunları birilerine söylemekten öte kendime öğretmektir. Başkalarına değil hitaplarım kendime… Dur durak bilmeyen kaçışlarıma ve umutsuzlukla dolu yüreğime serzenişlerim. Bunları anlatırken, kendimi sererken ortaya zararım olmuyor kimseye… Beni bana anlatmaya çalışırken başkalarına faydalı olurum belki… Belki ne demek kesinlikle faydalıyım. Kimseyle uğraşmıyorum, kendimleyim. Delilik mi çılgınlık mı? Adı ne olursa olsun, yapıyorum. Açıyorum yaşam defterimi, içinde kendimi arıyorum. Yazmak ve aktarmak kalıcılığıma yol verir diye çözülüyor dilim. Bu işin bana verdiği garip bir haz var. Sanki kendimi değerli kılıyorum yazdıkça; düşündükçe değersizleştirdiğim ben, satırlarımda kıymet buluyor. Diğer bir yararı, dünyanın fason ve boş işlerinden garip zevk anlayışından kopmuş olmam. Sorgularım ve onun akabinde gelen cezalarımla hayatı tüketiyorum.
Kötülük olmamalı, insanın kendisiyle uğraşıp kendisiyle yüzleşmeleri… Sonucunda dersler çıkarıp, önüme notlar koyuyorum. Bak bu soruyla karşılaştığında işlem sırası bu şekilde olacak diyerekten. Aldığım notlar yeni çözümsüzlükleri engelliyor çoğu zaman. Kendimden söz ediyorum, bundan utanç duymuyorum, duymayacağım. İnsanların kendinden söz etmesi kendini anlatması toplumlarda hoşnut karşılanmaz biliyorum. Bu intiba yıkılmak zorunda. Ne kadar kendimizden bahis konusu açabiliyorsak o derece yaşama yakınız. Aksi taktirde yaşayan ölü olarak kalırız. Aynen kırık kolun kesilip atılmasına benzer bu durum. Oysaki kangren yok ortada. Bu yüzleşmeler hatalarımızı görmemizi sağlar. Övünme bile olsa bahis konumuz içimizde kusurlarımızı görürüz. Bırakınız! Herkes yalnızca kendinden bahsetsin. Başkalarını, onların yer almadığı ortamda konuşmayız böylece.
İnsan kendini iyi tanımalı ki olumlu ve olumsuz yönleriyle kendini tartıya çıkartabilmeli. Ben kendimi titizlikle değerlendirdim mi? Öyle olsaydı avazım çıktığı kadar bağırır ve kendimle övünürdüm. Bu durumda kendimi yermek durumunda değilim. Çünkü kendini yermek aşağılamak mütevazilik değil aptallık, saflıktır. Ne durumda olunursa olunsun insan kendini sevmeli korkularıyla yüzleşip hayatının kaptanı olmayı başararak limanlardan uzak durmalıdır. Açık denizlerde ufukları hayal etmek limanların yosunlarını saymaktan daha güzeldir.