Bir akşamüzeriydi, sofradan tam kalkıyorduk ki Mirza Enişte
girdi içeriye. Anam:
"Kaynanan seviyormuş seni Mirza'' dedi. ''Buyur Sofraya''
Enişte, teklifsiz oturdu sofraya söylenerek:
''O lanet kadın mı seviyormuş beni! Aman aman sevgisi
uzak kalsın benden''
Anam takılarak:
''Senin de kimi sevdiğin belli değil''
''Öyle deme bibi.'' dedi Mirza enişte. ''Biliyorsun dünya bir
yana, karım ve çocuklarım bir yana.''
Anam sinsi sinsi gülerek:
"Mirza''dedi. "Şimdi sana bir soru soracağım... Ama doğru
cevap ver, kıvırmadan.''
Enişte, ''Tamam sor Bibi, ama kolay olsun.'' diye tiyini de
geçmek istedi anamla.
"Şimdi Azrail gelse yanına... Sana dese ki?' Mirza senin canını
mı alayım, karının mı yoksa çocuklarının mı?''
Mirza enişte elindeki lokmayı tepsiye bıraktıktan sonra, biraz
düşünür gibi yaptı. Ardından:
''Azrail'e derim ki: Bana dokunma da, kimin canını almak
istersen al."
Odayı tatlı bir kahkaha sardı...